Piyasalarda şişme dönemi bitti düzeltme dönemi başladı
Mali piyasalarda 2002 yılının son çeyreğinden itibaren yaşanan iyimserlik dalgası zaman zaman kesintiye uğruyor. Dün yayımladığımız tabloda yabancı sermaye çıkışları bu dönemleri belirgin biçimde gösteriyordu. Bugünkü döviz, faiz, borsa ve eurobond aylık fiyat seyirleri de aynı şeyi işaret ediyor. Birincisi Irak Savaşı öncesi mali piyasalarda bir sarsıntı yaşandı, iyileşme kesintiye uğradı. İkinci sarsıntı daha kısa süreli, 2002 Kasım seçimlerinin iptal edilmesi tehlikesinin ortaya çıkmasıyla 2003 Kasım ayında yaşandı. 2004 nisan ve mayıs aylarında gerçekleşen üçüncü sarsıntının nedeni ABD'nin faiz artırım ihtimaliydi. Şimdi içine girdiğimiz durum bunlara benziyor. 17 Aralık'ta AB'den müzakare tarihi alınmasıyla 20 Aralık'ta yazdığımız yazıda, malipiyasalarınIMFanlaşmasıimzalananakadarönceşişeceğisonrasöneceğini tahmin etmiştik. Geldiğimiz aşamada IMF ile anlaşma uzadı ama piyasalar da zaten bu anlaşmanın olup bittiğini kabul ediyor. Dışfaktörler ABD'deki gelişmeler ve doların değer kaybı, daha hızlı bir faiz artırım ihtimalini gündeme getirdi. Petrol fiyatları dün yeniden 55 dolar seviyesini aştı. 22 Mart'taki toplantısında FED bu faiz artışını yapar veya yapmaz. Ama faiz artırımının daha hızlanacağı ve 2005 yılında yüzde 3.5 yerine yüzde 5 civarına yükseleceği ihtimali demoklesin kılıcı gibi piyasaların başında duracak. ABD'ninfaizleriyükselirkenTürkiye'ninfaizlerireelanlamdadahaaşağılaradüşürmesiartıkzorgörünüyor. 9 Mart Çarşamba günü ikinci el piyasada yüzde 15.5'i gören bono faizlerinin reel getirisi yüzde 8'lik resmi enflasyon hedefine göre yüzde 6.9'a kadar geriledi. Merkez Bankası'nın faiz indirdiği ve kura müdahale ettiği günde gerçekleşen bu düşüşün hemen sonraki gününde ise faizler yükseldi. Piyasalarındönüşü Yine bitişikteki tabloda Türkiye'nin 2030 vadeli erobondu'nun aylık ortalama fiyat seyri ile ABD faizleri arasındaki getiri farkı yer alıyor. Bu fark ne zaman yüzde 3'e doğru inmişse, oradan geri dönmüş. Yani Türk eurobond'larına satış gelmiş, getirileri yükselmiş, ABD ile faiz farkı yeniden büyümeye başlamış. Dikkat edilirse aralık ve şubat ayları bu farkın yüzde 3.0 olduğu aylar. Sermaye hareketlerinin hızlandığı 2003'ten bu yana da en düşük düzeylerine inmiş. Eurobond'lara gelen satışlar veya fiyat dönüşleri döviz kurunu ve oradan faizler ile hisse senetlerini etkiliyor. Nitekim döviz kurları 9 Mart Çarşamba günkü 1.2550 düzeyinden yukarı döndü. Aynı dönüş Hazine faizinde 10 Mart'ta gerçekleşti. Borsa endeksi kurun düşmesinin de etkisiyle 7 Mart'ta 2.21 cent düzeyine kadar çıktıktan sonra gevşemeye başladı. Politikaetkisi Piyasaların havasının bozulmasında şüphesiz 17 Aralık sonrası balayı döneminin önemli bir etkisi var. * Balayı döneminin yaşanmasıyla şimdi dış piyasalardaki bozulma buna eklendi. * Hükümetin icraat konusundaki zorluğu veya tıkanıklığı ile siyasi gelişmeler de piyasaların üzerine tüy dikiyor. * Irak'ın yanısıra Suriye ve İran da artık bir bölgesel risk unsuru ve Türkiye aldığı pozisyon nedeniyle dış politikada sıkıntılı günler yaşayabilir.
Birsüreliğinemola Normalde zaten piyasalarda şişme döneminin ardından bir gevşeme dönemi gelecekti. Şimdi böyle bir dönem yaşanmasını dış faktörler yanında hükümetin durumu ve Ortadoğu'daki gelişmeler de destekliyor. İyileşme bir süreliğine mola alacak gibi. Kurda ve faizde yeni düşüşler, borsada yeni yükselişler için belli bir sürenin geçmesi, yeni gelişmelerin devreye girmesi ve hükümetin yeni hamlelerinin ortaya çıkması beklenebilir.
Sonuç "Rüzgarlıhavanınkuytusu,yağmurluhavanınuykusu(iyidir)" Türk Atasözü