Rus gazından kurtuluyorlar

Biyoyakıtın dünyada kullanılan üç formatı var. Bunlardan biri biyoetanol. Bitkilerin selilozik yapısından veya nişastasından elde edilen biyoetanol, saf olarak benzinle kullanılamıyor. Ancak harmanlanarak kullanılabiliyor. Hatırlanacağı gibi Petrol Ofisi de Türkiye'de "yurtsever benzin" adı altında benzinin içine yüzde 2 oranında biyoetanolü karıştırarak sattı.

Biyodizel, kullanılmış veya kullanılmamış yağların alkolle katolizasyonu sonucunda elde edilen; salt yani yüzde 100 mazot yerine kullanılabilen, aynı zamanda da mazotla karıştırılabilen bir ürün.

Biyogaz ise biraz daha yeni bir biyoyakıt türü. Geçen yıl Almanya'da 3 bin 800 tane biyogaz tesisi kuruldu. Biyogaz, içindeki metan sayısı artırılmak suretiyle tamamen doğalgaz sistemine bağlanarak evlerde kullanılabiliyor. Elektrik üretimi de sağlayan bu enerji türünde, üretimin tabii sonucu olarak organik gübre çıkıyor.

Almanya, 2025 yılına kadar doğalgaz bağımlılığından kurtulmayı hedefliyor. Hatta öyle ki Rusya'dan doğalgaz almak zorunda olan Almanya'nın Başbakanı Merkel, "2025 yılında Putin'le sadece öğle yemeği yiyeceğim" diyecek kadar biyogaza güveniyor...

Türkiye ise son yıllara kadar sadece odun, bitki ve hayvan atık-artıklarından yakacak olarak ısınma ve pişirmede yararlandı. Oysa Türkiye hayvansal ve bitkisel artık miktarı, enerji tüketiminin yüzde 13'üne karşılık geliyor. Türkiye, enerji ormancılığına uygun (kavak, söğüt, kızılağaç, okaliptüs, akasya gibi hızlı büyüyen ağaçlar) 4 milyar hektar devlet orman alanına sahip.

Uzmanlar, söz konusu alanın uygun planlamalar dahilinde, modern enerji ormancılığında değerlendirilmesi gerektiğini, kıymetli ağaçların yakacak olarak kesiminin önlenmesi gerektiğini vurguluyorlar. Türkiye'de 65 bin ton/gün miktarında çöp çıkıyor. Uzmanlar, çöplerin düzenli depolanarak elektrik üretiminde değerlendirilmesi seçeneğinin de göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyorlar.