Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Temmuz 2008, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

100 milyon ton hububat

Dünyadaki tahıl üretiminin yüzde 60'ı gıda, yüzde 36'sı yem, yüzde 3'ü ise yakıt olarak tüketiliyor. Dünya hububatının 100 milyon tonu biyoyakıt için kullanılıyor. 2007 yılında dünya hububat (buğday, arpa, mısır, pirinç) üretimi 1 milyar 929 milyon tondu...

Buğday, şekerkamışı, şekerpancarı, mısır ve bütün yağlı tohumlar biyoyakıt olarak kullanılıyor. Bu yıl ABD'nin mısır üretiminin üçte biri biyoyakıt üretiminde kullanılacak. 2010 yılı projeksiyonlarına göre Kanada'da yüzde 5, AB'de yüzde 5.75, ABD'de ise yüzde 10 biyoyakıt kullanımı öngörülüyor. Brezilya, Çin ve Arjantin ise biyoyakıt üretimlerini yüzde 85-100 oranında artırmayı planlıyor.

Uzmanlara göre, biyodizelin gelişmesine bağlı olarak tarımsal üretimde çeşitlilik ve verimlilik artışı sağlanacak. Bu da Türkiye'de bazı ürünlerde yaşanmakta olan üretim fazlası sorununun çözülmesine katkı sağlayacak. Ayrıca yakıt masraflarının düşürülmesi, yağlı tohumlardan arta kalan küspelerin yem sanayiinde kullanımı ile küspe ithalatının azalması ve tarım-sanayi entegrasyonunun sağlanması gibi faydalar da sağlanacak.

Ancak Türkiye'nin biyoyakıtta ulusal hedef belirlemesi gerekiyor. 2023 yılı hedeflerine yüzde 23 biyoyakıt kullanımının ulusal hedef olarak konulması öneriliyor. Yerili petrolün payının 80 yılda yüzde 10'a ulaşabildiği hatırlatılarak, 15 yılda yerli kaynaklardan elde edilecek biyoyakıtın yüzde 23 paya ulaşmasının önemi vurgulanıyor. Tabii aynı zamanda çevre korunarak tarım desteklenecek, istihdam ve kalkınma sağlanacak. Bu hedef, dünyanın karbondioksite karşı verdiği mücadelede Türkiye'nin rolünü de güçlendirecek.

NE KADARDAN NE ELDE EDİLİR?

Hesaplamalara göre, Türkiye'de tüketilen 12 milyon ton motorine yüzde 2 oranında biyodizel eklendiğinde, 240 bin ton biyodizele ihtiyaç duyuluyor. Bu ihtiyaç için de 200 bin hektar alanda 600 bin ton ton kanola veya eşdeğer yağlı tohum üretilmesi gerekiyor. Katkı oranı AB'de olduğu gibi yüzde 5 olursa, ürün ihtiyacı bu miktarın 2.5 katına çıkıyor. Bu ihtiyaç dikkate alındığında; bitkisel yağ sanayi için yetersiz olan 1 milyon 127 bin ton yağlı tohumlar üretimini 2 katına çıkarmak gerekiyor.

Uzmanlara göre, yoğun hayvancılık yapılan bölgelerde büyük biyogaz tesisleri kurulmalı. Bu tesisler en az 10 bin BBHB (Büyükbaş hayvan birimi = 500 kg hayvan değeri) kapasitesinde olmalı. Türkiye'de sığır, koyun, tavuk ve diğer hayvanların yaklaşık 10-15 milyon BBHB varlığı söz konusu. 10 milyon BBHB için 20 bölgede her biri 500 bin BBHB'lik 20 tesis kurulduğunda, bu tesislerin her biri günlük 250 bin metreküp biyogaz üretebiliyor. Bu da 100 bin kg LPG' ye eşdeğer. Her bir tesis yıllık 36.5 milyon kg eşdeğeri LPG üretebilir. Tüm tesisler için yıllık rakamsa 730 milyon kg eşdeğeri LPG demek...

DPT'nin (Devlet Planlama Teşkilatı) hazırladığı bir rapora göre, 1500 litre/ gün kapasiteli bir biyoyakıt tesisinin kurulum maliyeti yaklaşık 10 bin euro'nun biraz üzerinde. Yine soya yağıdan elde edilen biyodizelin bin litresinin maliyeti bin 600 YTL.

NE YETİŞTİRİLEBİLİR?

Tarımsal yapıya uygunluğu ve biyodizel kalitesi açısından kanola ile özellikle kıraç alanlar için önemli bir alternatif ürün olarak sunulabilecek aspir, biyodizel hammaddesi olarak yağlı tohumlar içerisinde öne çıkıyor. Kanola ve aspir, Türkiye'de birçok bölgede yetiştirilebilecek ürünler. Ancak pazarlamada yaşanan sıkıntılar ve üreticilere tanıtılamaması sebebiyle üretim yeteri kadar artırılabilmiş görünmüyor. Biyodizel üretimiyle firmaların da kanolaya yönelmesi, 2006 yılında kanola ekim alanlarının artmasını sağladı.

Uzmanlar, Türkiye'de sulu alanlarda kanola ekilebileceğini, bu ürünün yazlık ve kışlık çeşitlerinin bulunduğunu vurguluyor. Kıraç arazilerde de aspir ekilebilir. Sulu alanlar için daha çok Trakya, Güney Marmara, İç Ege, Çukurova, GAP bölgesi, Muş Ovası ve Iğdır Ovası öneriliyor. Kıraç araziler içinse Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri adres gösteriliyor.