Bakan Soylu: Dezenformasyon yasasının daha katısı Almanya’da, Fransa’da var
Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun (KVKK) ev sahipliğinde bu yıl 44'üncüsü düzenlenen Küresel Mahremiyet Asamblesi’nde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,"En önemli meselelerden bir tanesi Türkiye’nin çıkardığı dezonformasyon yasasına yönelik olarak içerden ve dışarıdan yapılan tepkilerdir. Bu dezenformasyon yasasının daha katısı Almanya’da var, Fransa’da var. Hatta İngiltere de öyle bir yasa hazırlığı var ki hükümet kurulabilse o yasayı geçirebilecekler" ifadelerini kullandı.
Kişisel verilerin korunması alanında çalışan yetkili otoriteleri bir araya getiren en büyük platformlardan biri olan Küresel Mahremiyet Asamblesi'nin (Global Privacy Assembly) 44'üncüsü İstanbul'da başladı. 130'un üzerinde veri koruma ve mahremiyet otoritesi ile kişisel verilerin korunmasıyla ilgili uluslararası kuruluşun bir araya geldiği konferansın bu yılki ana teması Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) tarafından 'Bir Denge Meselesi: Hızlı Teknolojik Gelişme Çağında Mahremiyet' olarak belirlendi.
KVKK ev sahipliğinde Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve 28 Ekim'e kadar devam edecek konferansa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da katıldı. Soylu'nun yanı sıra İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Dr. Ali Taha Koç, Meksika INAI Başkanı Blanca Lilia Ibarra Cadena, KVKK Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir de konferansta yer aldı.
"VERİLER BİR CANAVARA DÖNÜŞTÜRÜLMEMELİDİR"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu konferansta yaptığı konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başladı.
Soylu, "Kişisel verileri korumayla ilgili Avrupa'nın uygulamalarıyla Türkiye'nin uygulamaları arasında fark söz konusu değil. Gerek tam istisna, gerek kısmi istisna konusunda bizi öyle bir köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar ki… Türkiye'nin kamu düzeni, kamu güvenliği… Burada ciddi bir çifte standartla karşı karşıya kaldığımızı ifade etmek istiyorum. Mahremiyet Hz. Adem'den bugüne kadar var. Bu insanlığın sonuna kadar devam edecek. Elbette veriler bir canavara dönüştürülmemelidir. İyi kullanılmalıdır. Veriyi canavara dönüştürmemeliyiz. Veri ahlakı oluşturmalıyız. Çocuk gibi büyüterek eğitmeliyiz" dedi.
MADEN KAZASINDA 41 İNSANIMIZIN KİMLİKLERİ 12 SAAT İÇİNDE BELİRLENDİ
Bartın'da yaşanan maden kazasından örnek veren Soylu, "Maden kazasında 41 insanımızı kaybettik. Orada olayın içerisinde olan insanlardan biri olarak birtakım sorumluluklarımız var. Tam da verinin işe yaradığı sorumluluklarımız var. Onların bekleyen ailelerine kim olduğunun söylenmesi… Elinizdeki verilerle var olan gerçekliğin örtüştürülmesi. Türkiye tarihinde ilk kez bir iş yaptık ama bunun çok güçlü bir alt yapısı oldu. Yaklaşık 12 saat içerisinde tüm kimlikler belirlendi. Vefat eden şehitlerimizin bütün ailelerine bu ifade edildi. Nasıl yaptık? Bu belirlemeler adli tıpta yapılmalıydı. Birçok kazada, büyük olaylarda adli tıp belirleyicidir. İçişleri Bakanı olduktan sonra gerek verilerin işlenmesi, gerek verilerin işlenmesi sebebiyle analiz yapılması konusunda çok önemli, ciddi çalışmalarımız oldu. Bize pasaport ve nüfus kağıdı verilirken ilk önce vatandaşımızdan el ayası alıyorduk. Dünyada temel sistem, biyometrik yüz verisi ve parmak izi üzerine bina edilmişti.
Biz kendi verilerimizi koruyabilmek, kendi teknolojimizi çok daha iyi noktaya taşıyabilmek için kendi yazılımımızı kendimiz yapmak istedik. Kendi parmak izini alabilen, bunu sayısallaştırabilen biyometrik veriye döndürebilen bir anlayışı ortaya koymuş olduk. Bu data oluşunca patlamanın olduğu gece hemen kriminal başkanlığı çağırdık. Çok güçlü bir ekiple geldiler. Başsavcı nezaretinde nitelikli ve niteliksiz veri alma kabiliyetleri olduğu için çok kısa süre içerisinde tüm kimlikleri gerek biyometrik olarak, gerekse de parmak izi üzerinden belirleyebilmek kabiliyetine sahip oldular. Ailelerin adli tıp koridorlarında beklemelerinin önü alınmış oldu" diye konuştu.