Mehmet Sait Kılıç

Mehmet Sait Kılıç

04 Ekim 2018, Perşembe

Doların saltanatı

Birçok ülke dolar yerine kendi para biriminin uluslararası ticarette geçer akçe olmasını istiyor. İşin ilginç yanı, bu tür söylemler ve girişimler bir diğerini motive ediyor...

Amerika'nın yaptırımlarına rağmen İran'la son dönemde kurulmaya çalışılan ticari ilişkileri bu bağlamda okumak lazım.

Doğrusu bu yeni finansal ödeme mekanizmalarına İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin'in katılımı mevzunun boyutlarının ne denli büyük olduğunu gösteriyor. Daha açık ifadeyle, dolara karşı bu tür yeni alternatif atılımlar uluslararası ticareti Amerika'nın kontrolü dışına çıkarmaya matuf girişimler hükmünde.

Netice itibariyle, bu yeni durum orta ve uzun vadede finans piyasasında en yüksek getiri araçlarından biri olan doların saltanatını örseleyecek gibi görünüyor.

Amerikalılar şu ana kadar bu tarz girişimleri engellemek için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Ama gelinen aşamada buna tam anlamıyla muvaffak olamadıklarını söyleyebiliriz.

Tabii bu mevzuda, 4 Kasım tarihinde devreye girecek olan Amerika'nın İran yaptırımlarının 2. etabındaki gelişmeler belirleyici unsur olacak.

Öte yandan, İran'a yönelik Ahvaz'daki saldırı ve sonrasında bu hafta İran'ın Suriye'nin doğusuna dönük düzenlediği füze saldırısı işlerin sahada çok daha tehlikeli bir hal alacağını açık ediyor...

***
Makedonya'da neler oluyor?

Makedonya'da yapılan referandum beklendiği gibi sonuçlanmadı. Çünkü oylamaya yeterince katılım sağlanamadı. Seçmenin yalnızca yüzde 34'u oy kullandı. Evet, bu halkoylaması Makedonya adının, "Kuzey Makedonya Cumhuriyeti" olarak değiştirilmesini öngörüyordu. Görünen o ki, Makedonya'daki iktidar partisi her şeye rağmen bunu meclisten geçirmeye çalışacak. Zira bu gelişme Makedonya için AB ve NATO üyeliğinin yolunu açacak. Lafı dolandırmadan cümleyi şöyle bağlayalım: Referanduma yasal geçerliliği sağlayacak katılımın sağlanamaması Rusya'nın bölgedeki başarısından başka bir şey değil.

Keza, Kosova-Sırbistan arasında yükselen gerilimin akabinde Sırbistan Başbakanı Vuçiç'in Moskova'da Putin'le görüşüp, "Belgrad'ın NATO'nun bir parçası olmak istemediğini" söylemesi de Rusya'nın bölgedeki etkinliğinin boyutlarını gösteriyor.

***
Diğer yandan, Almanya, Ortadoğu'da çok daha etkin bir rol oynamak istiyor. Zira Ortadoğu, hem erişilebilir enerji kaynaklarının hem de sürmekte olan postmodern karakterli paylaşım savaşının öne çıkan cephesi konumunda.

Merkel'in ilan ettiği "Suriye zirvesi" (bu zirve Almanya, Rusya, Fransa ve Türkiye arasında düzenlenecek) sonrası Almanya, Ortadoğu'ya hem askeri hem de ekonomik açılardan daha fazla müdahil olacak. İşin enteresan yanı, Rusya'nın da böylesi bir politikaya fazlasıyla açık olması. Hadi hayırlısı...

SON DAKİKA