Doğru yaklaşımlarla ona güven duygusu kazandırın

Güven ilişkisi kişinin dünyayla ve insanlarla arasında kurduğu köprü gibidir. Çocukluğun ilk yıllarından itibaren anne babayla ve dış dünyayla kurulan güven ilişkisi, psikolojik ve sosyal gelişim açısından çok önemlidir.

Giriş Tarihi: 14.8.2017 12:04 Son Güncelleme: 21.8.2017 16:08
Doğru yaklaşımlarla ona güven duygusu kazandırın

Güven iki yönlü bir duygudur. Bir yön diğer insanlara ve dünyaya olan güven, diğeri de öz güvendir. Çocuklar büyüme ve olgunlaşma sürecinde, büyüyüp hayata atılmaya hazırlanırken başkalarına ve dünyaya nasıl güvenecekleri öğrenmelidir. Anne-babalar kendi güvenilirliklerini ve dünyanın güvenilir bir yer olduğunu çocuklarına hissettirmelidir. Güven duygusu öyle temel bir duygudur ki kişilik gelişiminde en önemli faktör olan özgüvenin de ilk adımıdır. Psikolog Emre Altınel, çocuklara güven duygusunun nasıl kazandırılması gerektiği hakkında önemli bilgiler verdi.

Güven duygusu dünyaya gelir gelmez başlar...

Çocukta güven duygusunun öğrenilmesi, doğduğu ilk andan itibaren, onun sevgi ve ilgi başta olmak üzere tüm temel ihtiyaçlarının annesi tarafından karşılanmasıyla doğrudan ilişkilidir. İhtiyaçları doğru bir şekilde karşılanan çocuk, yeni görev ve sorumluluklar almak için kendisini hazır hisseder; böylece güven duygusunun temeli atılmış olur. Zaman ilerledikçe bebek annesinin dışındakileri de fark etmeye, hayatına katmaya başlar. Baba genellikle bu yabancılardan ilkidir. Bu yabancılar giderek fark edilmeye, dolayısıyla güvenli anne kucağından yabancılarla karşılaşılmaya ve en sonunda da onlarla beraber vakit geçirmeye başlanır. Yabancı kavramı herkes için güven duygusunu akla getirir. Bebek için de yabancıların olduğu ortama alışmak, annenin bebeğini bu kişilere güvenle bırakıp rahat hissedebilmesiyle hallolmaya başlar. Eğer anne, bebek için çok fazla endişelenmiyor ve bebeğine oradaki duruşuyla güven verebiliyorsa; bebek de annenin gösterdiği, tanıttığı diğer kişilere alışmakta zorluk çekmeyecektir. Ayrıca bebeğin, zaman zaman anne o ortamda yokken de yalnız başına kalabilmesi bebeğin iç huzurunun yerinde olduğunu ve kendini güvende hissettiğini gösterir. Dolayısıyla bunları gerçekleştirebilen bir bebek; o an için ve sonrasında da dışarıya karşı daha güvenli ve sakin kalabilecektir. Dış dünyayı tehdit olarak göstermeyin Bebek büyür ve güven duygusu farklı ortamlarda etkili olmaya başlar. Anne, çocuğunu sokakta yürürken hep korkutarak gezdirirse, parkta kimseyle konuşmamasını söylerse; çocuk da yabancıların yani, "dış dünyanın" güvensiz; tehlikeli olduğunu düşünebilecektir. Bu da çocuğun dış dünyayı bir 'tehdit' olarak görmesine neden olabilecektir. Okulun ilk günü annesinden ayrı kalmakta zorlanan, okulun ilk günlerini zor geçiren çocukların; insanlara güvenmekte; gerektiğinde çevresindekilerden destek sağlamakta yetersiz kalabildiği görülür. Bu durum da çocuğun sosyal gelişimini sekteye uğratacaktır. Yaş ilerledikçe güven duymak ve hayatta bir şeyler yapabilmek paralel olarak birbirini etkileyecektir.

Anne baba nasıl davranmalı?

Çocuğun bebeklikten itibaren içinde bulunduğu ortamın aile bireyleri olduğunu düşünürsek; en başta anne-babanın dikkat etmesi gereken temel davranışlar vardır. Öncelikle bir anne-baba çocuğuna dış dünyayı tanıtırken; onu bu durum için zorlamaları ya da bu gibi ortamlardan tamamen kaçırmaları beklenmemelidir. Sosyal bir çocuk olması hayaliyle onu birçok farklı ortama götürmek, orada yalnız kalsın diye sizi orada tamamen görmesini engellemek, rahatsız olduğu durumlarla kendi baş etmesin diye onu sakinleştirmekten uzak durmak ve rahatlatmamak; çocuğa dış dünyanın korunaksız, rahatsızlık verici olduğunu düşündürebilir. Bunun aksi bir tutum olarak; çocuğun insanlarla bir arada olduğu ortamlarda ona bir şey olacak endişesiyle yanından ayrılmamak ve kendi yapabileceklerini onun yerine yapmak da sosyal açıdan çocuğun ilerlemesini yavaşlatacaktır. Bu her iki tutum da ebeveynlerin çok sık gösterdiği davranışlardandır. Ancak her iki tutumu gösteren anne-baba, çocuğuna dış dünyaya, dolayısıyla oradaki insanlara güvenmenin zor olduğu mesajını verir. Dış dünya çocuğa korunmaya gerek olmayan bir ortam gibi gösterilmemeli, ancak dış dünyanın gerçekleri de yaşına uygun olarak onda güvesizlik yaratmadan anlatılmalıdır.

Sosyalleşmesine izin verin

Anaokuluna başlayan çocuklar; evin, yakın çevrenin dışına çıkarak yabancı sayılabilen yetişkin kimselerle ya da yaşıtlarıyla karşılaşırlar. Daha korunaklı, temkinli büyütülen çocuklar; okula başladıkları ilk gün anne babalarından ayrılmakta; dışarıdan bir yetişkinle, öğretmenleriyle güven ilişkisi kurmakta zorlanırlar. Bazı çocuklar ise anne babadan ayrılmayı bir kurtuluş gibi yaşayabilirler. Bu çocuklar anne babalarından yeterince ilgi, sevgi ve şefkat görmüyor olabilirler; dolayısıyla zaten anne babanın varlığından çok haberdar değillerdir. Yabancı herhangi bir ortamda bir ya da birkaç yetişkin ya da çocukla kalacak olan çocuğun; anne babası olarak çok rahat ya da çok endişeli bir tutum sergilememek; çocuğun yabancılarla hemen kaynaşması için onu baskı altında tutmamak gerekir. Böyle bir ortamda çocuğun kendisinin aktif olabilmesi; kendi başlattığı yoldan devam etmesi gerekir. Dolayısıyla; ilk zamanlarda fazla alışılmayan ortamlara sık sık gidilerek; çocuğun hızıyla devam etmek ve onu diğer yabancılara karşı aşamalı olarak alıştırmak gerekir. Çocuğun yabancılardan uzak tutulması; yetişkinlik hayatında sıcak, güvenli ilişki kurmakta zorlanabilmesine; karşısındaki kişiden gelecek iyi ve kötüyü ayırt etmekte zorluk yaşanmasına neden olabilir.

Ona güven duygusu kazandırmak için...

  • Doğduğu andan itibaren çevresindeki insanlarla iletişim kurmasına sağlayın.
  • Çevresindeki insanlarla siz yanında olmadan da kalabilmesine izin verin.
  • Oyun oynarken diğer çocukların olası olumsuz davranışlarıyla baş etmesine izin verin. Eğer onu sürekli sıkıntılı ortamlardan uzaklaştırırsanız; çocuğun çabuk pes etmesine, bir şeylerin düzelmesi konusunda kendine ve karşısındakine güvenmemesine neden olunabilir.
  • Özellikle ergenlik döneminde; birçok arkadaşlık denemesinde ona kendisi istediği takdirde rehberlik edin; ancak fazla müdahaleci olmayın.
  • İnsanların güvenilmeyecek, korkulacak noktalarını abartarak anlatmak yerine; gerçekleri yaşına uygun biçimde anlatın ve olumlu tarafları da görmesine yardımcı olun. İnsanların endişe yaratacak, ilişki kurmaktan kaçındıracak yönlerini göstermek ve çocukları çevresindekilerden uzak tutmak; çocuklarda dış dünyaya ve yabancılara karşı korkuların oluşmasına neden olabilir.

ARKADAŞINA GÖNDER
Doğru yaklaşımlarla ona güven duygusu kazandırın
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA