Ağrısız doğum mümkün mü?

Doğum dendiği zaman tüm kadınların ortak korkusu ağrılardır. Bebeklerini dünyaya getirirken yaşayacakları ağrıya dayanamayacaklarını düşünürler. Oysa bu ağrının da bir nedeni var, hatta sanıldığı kadar uzun saatler sürmüyor. Ağrısız veya az ağrı hissedilen bir doğumun mümkün olabileceğini belirten Doğuma Hazırlık Eğitmeni, Doula ve Ebe Hayriye Erdoğu, “Bunun için mutlaka ağrıyı azaltan ilaç dışı rahatlatıcı yöntemler ile anne adayına destek olunması gerek” diyor ve doğumda ağrı kavramını şimdiye kadar duyduklarınızdan çok farklı bir bakış açısı ile alıyor.

Giriş Tarihi: 4.3.2019 17:06 Son Güncelleme: 4.3.2019 17:06
Ağrısız doğum mümkün mü?

DOĞUMDA NEDEN AĞRI HİSSEDİLİR?

Doğum, rahim kaslarının bebeği itmesi ile rahim ağzının açılması ve sonrasında bebeğin doğum kanalından geçerek dışarı çıkmasıdır. Doğum ağrısı olarak bilinen şey işte bu rahim kaslarının kasılması ve bebeğin rahim ağzında açılma yaratmasının sonucudur. Bu sırada rahmi yerinde tutan birçok bağda da gerilme meydana gelir. Algılanan ağrı, tüm bunların bir birleşkesidir. Ama unutmamalı ki, bu his doğumun güvenli bir yerde yapılması için ilk koruyucu sinyaldir. Eğer bu uyarıcı sinyal olmasaydı ve bir anda bebeğin doğumu gerçekleşseydi, anneler güvenli bir doğum ortamına nasıl ulaşabilirdi? Kadınlar binlerce yıldır bu ağrı sinyalleri sayesinde doğumun başladığını anladılar ve güvenli doğum ortamlarına ulaştılar. Başlangıçta hafif hissedilen bu doğum ağrısının dil, din, kültür, anemi, hamilenin ruh hali, geçmiş korkuları, bulunduğu ortam ve daha birçok şeye göre algısı değişir. Kimisi en ufak bir kasılmayı dayanılmaz olarak algılarken, kimisi bunları sadece bir baskı olarak hisseder. Ancak geçen yıllar içinde doğum ağrısı ile ilgili algı değişti ve kadınlar doğum ağrısından, dolayısıyla doğumdan korkar oldu.

DAYANILMAZ AĞRILARIN HİSSEDİLDİĞİ ZAMAN DİLİMİ EN FAZLA NE KADAR?

Bu zaman dilimini azaltmak anne adayının elinde mi? Yaşanılan her hamilelik günü, kendine özeldir, tektir ve bir kez daha tekrarı yoktur. Doğumun saati ve ne zaman başlayıp ne zaman biteceği kimse tarafından bilinemez. Anne adayı sadece doğumun başlamasına yakın bedenindeki değişimler ve içgüdüleriyle hissedebilir. Doğum ağrısı daha çok açılma döneminde hissedilir. Ancak burada bilinmelidir ki doğumun açılma döneminin büyük bir çoğunluğu yavaş faz dediğimiz başlangıç dönemindedir ve bu dönemde hissedilen ağrılar hafiftir. Kasılmaların yoğunlaşması ile hızlı faza geçilir ki burada hissedilen ağrıyı azaltmak için bazı tekniklere ve desteğe ihtiyaç duyulur. Bu dönemin de ne kadar süreceği kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Ama ortalama bir saat isterseniz ilk doğumlar için 3-12 saat arasında bir süre verilebilir. Bu zaman dilimini azaltmak; kadının gevşemesi, kendini akışa bırakması, verilen desteğin kalitesi ve doğum ortamlarının mahremiyeti ile yakından ilgilidir. Kadın ne kadar korkarsa, gerilirse, kendini kasarsa hem hissedilen ağrı artar hem de süre uzar. Sürenin uzamasına nedeni olan; kasılmaların düzensizleşmesi, etkisiz olması veya rahim ağzının korkulardan dolayı kasılarak açılmamasıdır. Bu sürenin kısa olduğu doğumlar, genellikle korkularından arınmış ve güvenli bir doğum ortamında güvendiği kişilerle birlikte olan kadınlarda görülür.

BAZI KADINLAR NEDEN ÇOK AĞRI DUYAR, BAZILARI NEDEN DAHA AZ AĞRI DUYAR?

Bunun iki nedeni vardır; birincisi korkular, ikincisi de doğumdaki patolojiler. Korkan bir kadında adrenalin hormonu salgılanır. Bu, hormon biliminde tehlike demektir. Tehlike anında memeli davranışı doğumu durdurmaktır. Rahim ağzı açılmamak için direnir. Bu yüzden kasılmalar daha fazla ağrı yaratır. Ayrıca anne adayının daha önce duyduğu tüm negatif doğum hikayeleri de hissettiği her bir kasılmayı basınç yerine ağrı olarak algılamasına neden olur. Ve tüm bunların sonucu anne adayı, korku-gerginlik-ağrı çemberi dediğimiz bir ruh halinde bulabilir kendini. Patolojiler ise doğumda ters giden olaylardır. Burada artan ağrı istenmeyen bu durumların bir sonucudur. Bunlar arasında bebek pozisyonundaki terslikler, plasentanın erken ayrılması, iri bebek doğumları vb sayılabilir. Sağlık sistemi bunların tanınması konusunda yeterli ve güvenilir eğitimli kişilerden oluşur. Sonuç olarak, eğer saptanan bir patoloji yoksa, gevşeyen, kendini bırakan, sakin nefesler alan ve bedenini dinleyerek hareket eden bir anne adayı daha az ağrı duyacaktır.

AĞRISIZ DOĞUM NASIL OLUR?

Ağrısız doğum denince akla epidural anestezi gelmemelidir. Burada bahsedilecek ağrısız doğum kavramı, hiçbir şey hissedilmeyen bir doğum değil, hissedilenlerin daha çok baskı olarak algılandığı bir doğumdur. "Doğumda hiç ağrım olmadı" diyen annelere elbette rastlıyoruz, ama bunların oranı %10 civarındadır ve birçoğunun ikinci veya üçüncü hamileliğidir. Doğum öncesindeki korkular alınan doğuma hazırlık eğitimleriyle temizlendiğinde, beden ve bebek zaten uyum içinde çalışırlar. Anne kendini tamamen bıraktığında, doğum ne kadar zor geçerse geçsin onlardan şu cümleyi duyarsınız; "Evet, zordu, terledim, yoruldum, bazen yapamayacağımı sandım, ama yapılamayacak bir şey değil. Yine olsa aynı cesaretle yaparım." İşte ağrısız doğumdan kastımız bizim budur ve artık gerekli eğitim ve özellikle destekle bu tür doğumları daha sık görmeye başlar olduk.

ARKADAŞINA GÖNDER
Ağrısız doğum mümkün mü?
* Birden fazla kişiye göndermek için, mail adresleri arasına “ ; ” koyunuz
SON DAKİKA