MERYEM GAYBERİ

MERYEM GAYBERİ

25 Eylül 2018, Salı

Dünya 5’ten daha da büyük!

Bugün dünyadaki en büyük adaletsizlik, gelir dağılımındaki eşitsizlik. Dünya nüfusunun yüzde birini oluşturanlar, dünyada üretilen tüm servetin yüzde 70'inden fazlasına sahip.Gelişmiş Batı ülkelerinin zenginliği sömürgecilik temeline dayanıyor. Sanayi devrimini gerçekleştiren, nükleer santrallerle ve sömürüyle enerji sorununu da halleden ülkeler şimdi de yüksek teknolojili ürünler ve otomobillerle zenginliklerini katlıyor.

***


Özellikle IMF'nin Türkiye'den gönderildiği 2013 yılından bu yana Türkiye'nin siyasi olarak ABD ve AB ülkeleriyle yaşadığı gerilim sır değil. Ve her gerilimde ekonominin, borsa spekülasyonlarının ve döviz kurunun Türkiye'ye karşı bir silah olarak kullanıldığını görüyoruz.

Örneğin, kredi derecelendirme kuruluşları. Yunanistan başta olmak üzere borç batağında yüzen, yıllardır ekonomik krizlerden çıkamayan ülkelere, "pozitif-yatırım yapılabilir" notlar dağıtırken Türkiye'yi sürekli negatif notlarla köşeye sıkıştırmak istiyor.

Halbuki, Türkiye'yi ekonomik olarak köşeye sıkıştırmak en başta Batılı ülkeler için büyük handikap. Zira Türkiye ülkesindeki iç savaştan kaçan, 3.5 milyon Suriyelinin yanı sıra yine savaştan kaçan yarım milyon Iraklı mülteciye ve bir o kadar da Afganistan ve Bengladeş gibi ülkelerden gelen mültecilere sığınak olmuş bir ülke.

Paris'in göbeğinde mültecilere tuvalet hizmeti bile veremeyen Avrupa ülkelerindeki utanç verici görüntüye karşın Türkiye milyonlarca sığınmacıya kendi ekonomisinin imkanları ile hijyenik ve düzenli bir hayat sunuyor. Aksamalar olmuyor mu elbette oluyor ama 1000 tane(yazıyla bin) mülteciyi 'ağırlayan' bir Avrupa başkentinde yaşanan kaosun zerresi yok ülkemizde.

***

1 milyon masum Suriyelinin hayatını kaybetmesine, 13 milyon Suriyelinin evlerini terk etmesine neden olan vahşet karşısında, Batılı ülkeler maalesef kıllarını bile kıpırdatmadı.

BM Zirvesi için gittiği ABD'de bu gerçeğe dikkat çeken Başkan Erdoğan, "Bize 'Aman kapılarınızı açmayın' dediler, çok korkuyorlar. Kapılar bir açılırsa, bu mülteciler Avrupa'yı istila ederse diye. İşlerine geldiği zaman 'Türkiye gerçekten ağır bir yükün altında' diyorlar. Ama katkıda bulunmaya yanaşmıyorlar. En son İdlib krizinde yaşandığı gibi Suriyeli sivilleri Esed rejiminin insafına terk etmedik. Tüm imkânlarımızı kullanarak yeni katliamların önüne geçtik" diye konuştu.


Gördük işte. Halep'te, Runda'da, Srebrenitsa'da, katliamlara engel olmayan, uluslararası güvenliği temin ile mükellef BM Güvenlik Konseyi gibi kurumlar Suriye'de de sessizliğe gömüldü.


Ekonomik saldırılar, savaşlar, işgaller, gelir dağılımındaki adaletsizlik, insani trajedilere seyirci kalmak gibi sömürgeci refleks sürdükçe Erdoğan da "Dünya 5'ten büyüktür" diye haykırmaya devam edecek…

SON DAKİKA