50 milyon turist 50 milyar dolar gelir
Son 20 yılda bir başarı öyküsüne imza attık. Turizm büyümesinde dünyayı geride bıraktık. Artık turizmimizi çeşitlendirerek, ülkemizi yaylalarıyla, dağlarıyla, mağaralarıyla tanıtacağız.
Türk turizm sektörü son 20 yılda dünya çapında bir başarı öyküsü olmuştur. 10 sene önce turizm gelirlerinde dünyada 22. sırada yer alan ülkemiz bugün ilk 10 arasındadır. Dünyada turizm yılda ortalama yüzde 3 büyürken Türkiye'de yüzde 10 büyümektedir. Bugüne kadar turizm sektörüne yapılan sabit sermaye yatırımı toplamı 35 milyar doları bulmuştur. Bu yatırımların yıllık döviz getirisi 18 milyar dolara ulaşmıştır. Şimdi kısa vadede hedefimiz 2010 yılında 50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm geliridir. Bu ülke ekonomisi için çok büyük bir anlam taşımaktadır. Zira, turizm sektörünün hızlı gelişmesi, ekonomideki iki önemli sorunumuza da çare olacaktır. Bunlardan birincisi bu yıl sonunda 40 milyar doları aşması beklenen dış ticaret açığının yarıya yakınının kapatılması, ikincisi de istihdamdır.
ALTYAPI PROBLEMLERİMİZ VAR Turizm sektörü halen doğrudan ve dolaylı olarak 2.7 milyon kişiyi istihdam etmektedir. 2010 yılındaki 50 milyon turist hedefine ulaşmamız halinde 3 milyon kişiye daha yeni iş imkanı sağlanması mümkün olacaktır. Bu potansiyeli doğru değerlendirmek için stratejik planların bu günden yapılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü turizmde sorun yaşanması demek 40 ayrı sektörde 3 milyona yakın vatandaşın da sorun yaşaması demektir. Turizm sektöründe yaşanan en önemli sorunların başında altyapı yetersizlikleri gelmektedir. Turizm destinasyonlarının atık su, çevre düzenleme, ulaşım, enerji gibi altyapı problemlerini süratle çözmemiz gerekiyor. Aksi taktirde ne kadar mükemmel tesislerimiz olursa olsun bunları dünya standartlarında fiyatlarla pazarlamamız mümkün olmayacaktır. Avrupa'da, Amerika'da, bizim turistik tesislerimizden çok daha yetersiz tesisler çok daha pahalıya müşteri çekmeye devam edecektir. Turizm sektörünün gelişmesiyle ilgili, üç hususun altını özellikle çizmek istiyorum: İlk olarak turizm, yurt sathında daha yaygın hale getirilmelidir. Bu çerçevede, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da, turizmi geliştirecek tedbirler almalıyız. Bunun yanında Karadeniz bölgesinde, özellikle yayla turizmi imkanlarını değerlendirmeliyiz. İkinci olarak, turizmin mutlaka çeşitlendirilmesi gereklidir. Kıyı turizmi yanında, kongre, doğa, alışveriş, kış, sağlık ve kaplıca turizmi ile, kültür ve inanç turizmi mutlaka geliştirilmelidir. Üçüncü olarak, büyük yatırımlar yaptığımız turizm sektöründen gereken verimi almamız için sektör temsilcilerinin de katılımıyla milli bir politika benimsenmelidir. Bu sayede ülkemizin sadece yılın belli dönemlerinde değil yılın tamamına yayılan bir şekilde turizme odaklanması sağlanmalıdır. Böyle bir coğrafyada bu derece dinamik müteşebbislerle 2010 yılında 50 milyar dolarlık turizm gelirine ulaşmamız hayal değildir. Bunu gerçekleştirecek imkanımız da, potansiyelimiz de mevcuttur. Bunları bir araya getiren doğru stratejilerin uygulanması ile hep birlikte bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum.
EN İYİ TANITIM FUARLA OLUR Ekonomik ve sosyal kalkınmamızda son derece önemli bir diğer sektör de fuarcılıktır. Eski çağlardan beri düzenlenmekte olan ve modern zamanlarda önemi daha da artmış bulunan fuarlar en yaygın tanıtım ve pazarlama araçlarından birisidir. Uluslararası ticaretin geliştirilmesinde, sürekli ve düzenli iş ilişkilerinin kurulmasında, ticari promosyonun yanı sıra ülke tanıtımının yapılmasında ticaret fuarları tartışmasız bir öneme sahiptir. Türkiye'de kamu ve meslek kuruluşları, özel firmalar, vakıflar ve dernekler fuar organizasyonu konusunda etkili çalışmalar yapmaktadırlar. Son yıllarda her türlü çağdaş teknoloji ve altyapı kullanılarak oluşturulan fuar alanları ve buralarda büyük bir başarıyla düzenlenen ihtisas fuarları, ticaretimizin gelişmesinde dolayısıyla ekonomik ve sosyal kalkınmamızda önemli bir rol oynamaktadır.
TOBB BAŞKANI RİFAT HİSARCIKLIOĞLU SABAH İÇİN YAZD
|