Uluslararası Göç Örgütü'nden (IOM) alınan bilgiye göre, fuhşa zorlama, zorla çalıştırma veya organ ticareti şeklinde yaşanan insan ticareti mağdurları için 2005 yılında kurulan söz konusu ihbar hattı, mağdurlar ve kolluk kuvvetleri arasında bir iletişim köprüsü gibi çalışıyor.
Günümüzün en ağır insanlık suçlarından biri olarak görülen, köleliğin günümüze yansımış hali olarak değerlendirilen insan ticaretine maruz kalanlar, 157 ihbar hattı sayesinde, profesyonelce yapılan çalışmalar sonucu kurtarılıyor.
Haftanın 7 günü, 24 saat sabit hat ve cep telefonları ile yurt içinden ve yurt dışından ücretsiz ulaşılabilen ''157 İnsan Ticareti Mağdurları Acil Yardım Hattı''nda, Rusça, Romence, İngilizce ve Türkçe dillerinde hizmet veriliyor. İhbar hattında, acil durum ve risk analizi konusunda uzman danışmanlar görev yapıyor.
Kendisi veya ailesiyle ilgili tehdit altında bulunan, şiddet görmüş, fuhşa zorlanmış, kime güvenmesi gerektiğini ya da tutulduğu adresi bilmeyen kişilerle diyalog kurabilmek için eğitim alan hat görevlileri, bu durumda olan mağdurlara gerekli desteği sağlayabilmek için travma, psikososyal destek, acil durum yönetimi, telefonda teknik sorgulama, suçun yasal boyutu gibi çeşitli alanlarda da uzman kişilerden oluşuyor.
İhbarların yüzde 75'i Türk vatandaşlardan geliyor
İnsan ticareti mağdurları dışında vatandaşların da ihbarda bulunabildiği ve kimlik bilgilerini belirtme zorunluluğunun olmadığı 157 ihbar hattına, bir şekilde mağdur kişileri görmüş vatandaşlardan veya hizmet almak üzere kendilerine getirilen kadınların mağdur olduklarının farkına varan kişiler çağrı yapıyor.
İhbarlar üzerine, hat görevlilerin ulaştığı mağdurlarla ilgili bilgi, en ufak detayı ve bölgesi itibarıyla polise veya jandarmaya iletiliyor. Kolluk kuvvetleri, 157 yardım hattı aracılığıyla Mayıs 2005'ten bugüne kadar 814 insan ticareti mağduruna ulaştı.
Mağdurlar en fazla cinsel istismara uğruyor
İnsan ticaretinde hedef ve transit ülke konumunda olduğu belirtilen Türkiye'de, 157 ihbar hattı aracılığıyla kurtulanların en fazla cinsel istismara uğradıkları belirlendi.
Ekonomik yetersizlik içinde olan, iş vaadiyle tacirler tarafından Türkiye'ye getirilen insan ticareti mağdurları, dadı, dansçı, barmaid, bakıcı gibi çalışmayı beklerken, cinsel istismarla karşı karşıya kaldılar.
Önemli bir kısmını Moldovalı kadınların oluşturduğu mağdurların çoğunluğu, Türk vatandaşlarının ihbarlarıyla insan tacirlerinin elinden kurtularak özgürlüklerine kavuştu. 2005 yılından bu yana yapılan ihbarların yaklaşık yüzde 75'i, Türk vatandaşlarından geldi.
Mağdurların hayatlarını karartan olaylar
157 ihbar hattı aracılığıyla insan tacirlerinin elinden kurtarılanların çoğunluğunu genç kadın ve çocuklar oluştururken, bu kadınlardan Moldovalı 27 yaşındaki K'nın başından geçen olaylar dikkati çekiyor. Kişinev'e bağlı bir köyde doğan ve annesini küçük yaşta kaybeden K, babasının ölümünün ardından ekonomik sıkıntı yaşamaya başlayınca kendisini insan tacirlerini elinde buldu.
Köyünden bir kadın tarafından ev hizmetlerinde çalıştırılmak üzere, 9 yıl önce Türkiye'ye gitmesi teklif edilen ve aylık 5 bin dolar ücret verileceği söylenen K, İstanbul'a gönderildiğinde insan tacirlerine satıldığını ve fuhuş yapmak zorunda olduğunu anladı. Pasaportuna el koydukları K, fuhuş yapmayı reddettiği zamanlarda işkenceye maruz kalırken, bir süre sonra da kendisine aşık olan zengin bir müşterisine satıldı. İstanbul'un dışına doğru büyük bir eve götürülen ve zengin müşterisiyle zorla evlendirilirken K, bu evlilikten de bir erkek çocuk dünyaya getirdi.
Bir çocuğu olmasına rağmen, evden dışarı çıkmasına izin verilmeyen ve sık sık kocasının şiddetine maruz kalan K, IOM ile bağlantıya geçti ve IOM'un yardımıyla Moldova'ya geri döndü. IOM Kişinev Rehabilitasyon Merkezi'ne oğlu S. ile getirildiğinde sürekli ağlayan ve intihar düşüncesi bulunan K, psikolojik danışma seansları ve psikiyatrik tedaviler sonucunda psikolojik sorunlarının azalması sağlandı. K, şimdi mesleki eğitim kurslarına giderken, oğlu S. ise bir çocuk yuvasında bulunuyor.
