Fethullah Gülen'in nasihatı galiba pek etkili olmadı. Herhalde Bülent Arınç'la konuşmasında, üslûptaki sertliğin yanı sıra sağduyudan ve istişarenin gerekli olduğundan söz etmiştir. Lâkin Başbakan'ın Gezi Parkı'yla ilgili açıklamalarına bakıyorum... Aynı eda, aynı tavır. Diyor ki: "Ne yaparsanız yapın karar verdik; orada tarihi ihya edeceğiz."
Biz kimiz? Çoğunluk... Çoğunluk karar verdi; azınlık ister tepinsin, ister dellensin... Dediğimiz dedik... Ölmek var, dönmek yok.
Demokrasilerde tabii ki çoğunluk olan kararı verir. Fakat kutuplaştırarak değil, uzlaşarak, düşünceleri paylaşarak, ikna ederek sonuca ulaşmaya çalışır.
Taksim'e çekidüzen verilmesine, trafiğe kapanmasına itiraz yok. Demek projenin bir bölümü üzerinde ittifak sağlandı. Sorun, Topçu Kışlası ısrarından kaynaklanıyor. Çelişkili Kurul kararları ve siyasetçilerin birbirini nakseden söylemleri arasında insan neye inanacağını, neyi savunacağını şaşırıyor.
Beyoğlu'ndan sorumlu 2 Nolu Koruma Bölge Kurulu, Topçu Kışlası projesini onaylamadı. Kurul, karar metninde Gezi Parkı için "İstanbulluların kolektif belleğinde yer etmiş, 60-70 yıllık kullanım değeriyle, tarihe belgelik eden bir nitelik kazanmış" ifadesini kullanıyordu. Kurul'un bu kararı karşısında Erdoğan "Biz de reddi reddedeceğiz" diye konuştu. Akabinde... 3 hafta geçti geçmedi, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu, projeyi uygun gördü; onayladı.
Şehircilik açısından tartışılması gereken bir projenin, inada bindiği, Kurullar arasında dahi bir mutabakatın mevcut olmadığı görülüyor. Sonunda İstanbul güzel bir esere mi kavuşacak? Yoksa kötü bir taklidin çevrelediği bir avuç yeşil alanla mı karşı karşıya kalacağız?
Projeye onay veren Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Üst Kurulu, "kapalı mekânların sosyokültürel amaçlı kullanılmasının" öngörüldüğünü belirtirken, Erdoğan, "AVM ve rezidans olacak" deyiverdi. Oysa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, daha önce Topçu Kışlası'nın AVM olmayacağını vaat etmişti.
Son haber, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'ne sunulan bilirkişi raporuyla ilgili. Rapor, Gezi Parkı'nın Topçu Kışlası'na dönüşmesi imkânını yaratan 17 Ocak 2012 tarihli plan tadilatının çevre, kültürel ve doğal miras, sosyal, kültürel ve ekonomik yapı ile ulaşım-dolaşım sistemi açısından uygun olmadığı, yeşil alanların olumsuz etkilenebileceği sonucuna varıyor. 1. İdare Mahkemesi bilirkişi raporuna uyar, Danıştay da tasdik ederse, Gezi Parkı kurtulmuş olacak. Bizler de, demokrasilerde her zaman çoğunluğun dediğinin olmadığını gösteren güzel bir örnek yaşayacağız.
