Hafta
başında hava birden soğudu ve her kadında olduğu gibi beni de 'giyecek bir şeyim yok' sendromu yakaladı. Yastık altı yaptığım paraları alıp alışverişe çıktım. Büyük bir alışveriş merkezine gittim önce. Hem yakındı alışveriş merkezi hem de aklımdakileri daha kolay bulurum diye düşündüm. Kolay olmaz benim alışverişim, her girdiğim mağazaya öncelikle beden aralıklarını sormak zorundaydım. Mağazaların yarısı 0 beden kadınlara hitap ettiği için, bir diğer kısmı da sadece büyük beden gece kıyafeti sattığı için elendi. Kala kala iki mağaza kalmıştı büyük beden satan ki onların günlük kıyafet diye sattıklarını ben ancak gece kıyafeti diye giyerim. AVM'de istediğim gibi kıyafet satan ünlü bir marka vardı ama sadece bir tişört 60 TL! Ya allı pullu giyinmeye razı olacaktım ya da paramı hızla tüketecektim. Keyfim öyle kaçmıştı ki, her yıl alışverişe çıktığımda sade ve rahat bir şeyler bulmak işkenceye dönüşüyordu.
DİSKO TOPU OLMAK İSTEMİYORUM
Osmanbey ve civarında büyük beden satan mağazalardan söz ediliyordu, belki bulabilirim diye gittim. Gittiğime bin pişman oldum. Kilolu kadınlar gerçekten bu kadar dikkat çekici görünmek isteyebilir miydi? Osmanbey Metrosu'nun karşısındaki büyük beden satan dükkana girdim. Tezgahtaki kadına "Sade ve rahat bir şeyler arıyorum" dediğimde bana öyle bir bluz getirdi ki onu giyseydim bir diskoda disko topu olarak işe başlayabilirdim! Suratım allak bullak olmuştu ama kadın ısrarla o kıyafeti bana satmaya çalışıyordu. Üstelik "Kilolu hanımlar hep bunları tercih ediyor!" diye önüme ne kadar abartılı kıyafet varsa sermişti. Kendimi mağazadan dar attım. Kızgınlıktan kıpkırmızı olduğumu, yanaklarımın alev gibi yanmasından anladım. Kendimi toparlamak için bir mekana oturdum. Kahve içerken internetten bir şeyler bulabilirim düşüncesiyle alışveriş sitelerine üye oldum hızla. Ön sayfalarda tam da istediğim gibi kıyafetler vardı. Birden teknolojiyle bu kadar haşır neşir olmama rağmen internete bakmayı akıl edememe güldüm. Seçeneklere girip beden aralığını yazdığımda masaya resmen kafa atmak istedim. En sade bluzun bile bir kenarında simli işlemeler vardı. Pes ettim ve eve döndüm. Derdimi yana yakıla dostlarıma anlattığımda onların ve etrafındaki insanların da başına aynı şeylerin geldiğini söylediler. Kimisi çözümü bir terziyle anlaşıp diktirmekte, kimisi de yurtdışından kıyafet getirtmekte bulmuş. İkisi de masraflı ve uğraş gerektiriyor.
NE VARSA TERKOS PASAJI'NDA VAR
Tam disko topu olmayı kabullenmeye karar vermişken bir dostum Merter'e gitmemi söyledi. Merter'de mağazaların bulduğu bir cadde vardı ve evet her şeyi bulmak mümkündü. Fakat çoğu dükkan, ünlü markaların ellerinde kalmış mallarını ucuza satıyordu ve yine orada da şaşalı büyük beden kıyafetler önünüze seriliyordu. İşini bilenler mağaza sahipleriyle anlaşmış, tezgahlara serilmeyen depodaki kıyafetleri getirtiyordu. Birkaç kere ben de oradan pantolon ve tişört aldım. Sadece baskılı tişört almak için gittiğim Terkos Pasajı'nı bir kez daha gönülden sevdim. Çünkü sade ve rahat giyim eşyası doluydu. Üstelik benim bedenimden beş beden büyüğe kadar bile kıyafet vardı. Sitemlerimi duyan dostlarım sürekli arayıp bana "Tam senlik mağaza buldum" diye arıyordu. Kötü gün dostu başka bir şey. Kadıköy Çilek Sokak tam benlikti. Üstelik burada sadece tişört ve pantolon değil en sadesinden bir elbise bile buldum! Gelelim en önemli noktaya: Bu saydığım yerlerde fiyat aralığı 5-40 TL arasında değişiyor.
