1. SelfIe: Oxford Üniversitesi tarafından 2013 yılının kelimesi seçilen 'selfie', bir kişinin cep telefonuyla kendi fotoğrafını çekmesi anlamına geliyor. Bu akım dünyayı sardığından beri tek eli cep telefonunda, dudaklarını büzüp poz verenler her yerde.
2. Yavaş internet: Hiçbir bölümünü kaçırmadan izlediğiniz dizinin en önemli sahnesi geldiğinde internetin yavaşlaması gerçekten de sinir bozucu. Bu yavaşlık iş yerinde acil indirmeniz gereken dosyaların elinize ulaşmasına 35 dakika varsa, başınızı derde de sokabilir. Modern hayat her zaman daha hızlısına ihtiyaç duyar.
3. Cep telefonu şarjı: Bir cep telefonuna dünyalar sığdırıldı ama kısa sürede tükenen şarja çare bulunamadı. Şarj aleti ya da ara kablolar olmadan sokağa çıkmaz olduk. Üstelik boş priz bulmak, metrobüste boş koltuk kapmak kadar zor artık.
4. Spam: Ne kadar düzenli olursanız olun, e-posta kutunuzu ne kadar temizlerseniz temizleyin, spam bölümü her zaman ağzına kadar dolup taşıyor değil mi? Üzgünüz, spam yollayan sitelere üyelikten çıksanız da, çoğunluğu reklam içerikli spam'ler sizden vazgeçmeyecek.
5. Yürürken mesaj yazmak: Yolda aceleyle yürürken bir yandan da telefonda mesaj yazmak zordur. Dokunmatik ekranda doğru harfe basmak için adımlarınızı yavaşlatmak sorunda kalırsınız. Daha da kötüsü, önünüze bakamadığınız için insanlara çarparsınız.
6. Gangnam Style: Geçen yazın popüler şarkısı
Gangnam Style, YouTube sayesinde öyle bir çılgınlığa dönüştü ki Koreli şarkıcı Psy'ın dansı ezberlendi, oyuncak bebekleri bile yapıldı. Kore'den gelen akım sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı sardı. Ama çılgınlık uzadıkça uzadı sevimsiz hale geldi.
7. Bilgisayar virüsleri: Bilgisayarların işletim sisteminin düşmanı virüslerden hepimiz nefret ediyoruz. Tüm verilerimizi sakladığımız cihazlara girdiklerinde adeta hayatımızı karartıyorlar.
8. Hassas ekranlar: Akıllı telefonların neredeyse hepsi dokunmatik ekranlı. Her ihtimale karşı kırılmasın diye tonlarca para verip kılıflar ve filtreler satın alıyoruz almasına ama öyle talihsizlikler oluyor ki, bana mısın demiyorlar! Telefon ya da tablet yere düşmesin diye az mı şekilden şekle giriyoruz?
9. Çağrı merkezi aramaları: Bir ürünü tanıtmak ya da bir fırsatı anlatmak için en olmadık zamanlarda ısrarla arayan çağrı merkezlerini ne yazık ki sevemiyoruz. Sırf çağrı merkezlerinin telefonlarına maruz kalmamak için tanımadığı numaraya yanıt vermeyenlerin sayısı hiç de az değil.
10. Sabırsız sürücüler: Trafik yeterince can sıkıcı bir sorunken sabırsız sürücüler işleri daha da zorlaştırıyor. Yeşil ışık yanar yanmaz kornaya basan sabırsız sürücü neden bunu yapıyor, henüz bilim adamları açıklama getiremedi.
11. Sahte hesaplar: Kimisi eski sevgilisini takip etmek için, kimisi de farklı maceraların peşine düşmek amacıyla tuhaf isimler ve yalan bilgilerle hesaplar açıyor. Ancak sosyal paylaşım ağı kullanıcılarının büyük çoğunluğu bu sahte hesaplardan nefret ediyor.
12. Oy un istekleri: Sosyal paylaşım ağlarındaki oyun isteklerini ne kadar engellersek engelleyelim, bitmek bilmiyorlar. Telefondan bildirim sesi geldiğinde, "Acaba beklediğim mesaj mı yoksa oyun isteği mi?" diye düşünmemek elde değil.
13. Video reklamları: TV reklamları bitti sıra video reklamlarına geldi. Sırf reklam kuşağına yakalanmamak için internet üzerinden izlenen dizinin başında, ortasında veya sonunda yine reklam yine reklam. Üstelik ilk 20 saniyesini izlemek zorundasınız.
14. Takipçi satın almak: Dijital mecrada fenomenlik satın alınan bir statü haline geldi. 20 TL karşılığında 10 bin takipçi satın alarak ünlü olduklarını sanan kullanıcılar sosyal paylaşım sitelerinin en itici kullanıcısı.
15. 140 karaktere sığamayanLAR : Twitter'ın özeti şu: Kısa ve vurucu cümleni söyle. Ancak özellikle 40 yaş üstü Twitter kullanıcıları 140 karakterde derdini anlatmayı ya sevmiyor ya da beceremiyor. Derdini anlatmak için tek seferde yedi tweet atanlar, üzgünüz modern hayat sizi de sevmiyor.
