59 yaşında akciğer kanserine yenik düşen oyuncu Billur Kalkavan, 2022 yılında hayatını kaybetmişti. 59 yaşında yaşamını yitiren Kalkavan'ın ardından zor günler geçiren 14 yıllık hayat arkadaşı Buğra Bahadırlı, bir Youtube programına konuk oldu. Bahadırlı, Billur Kalkavan'a duyduğu aşkı anlattı.
Ünlü yönetmen Hamdi Alkan'ın paylaşımı ile akciğer kanseri tedavisi gördüğü ortaya çıkan oyuncu Billur Kalkavan, tedavi gördüğü hastanede 59 yaşında hayata veda etti. 59 yaşındaki Kalkavan'ın ölümünü meslektaşı Hamdi Alkan, "Çok üzgünüm… Işıklar içinde uyu canım Billur" notuyla duyurmuştu.
Billur Kalkavan'ın ölümünün ardından konuşan sevgilisi Buğra Bahadırlı, "Kanser tedavisi iyi gidiyordu. Ne var ki kemoterapi sırasında vücudunda bir mantar türemiş. O mantar da enfeksiyona neden olmuş. Buna bağlı olarak bağışıklık sistemi iyice zayıfladı. Son iki hafta ne yemek yiyebildi ne de uyuyabildi. İki gün önce yoğun bakıma alındı ama kalbi daha fazla dayanamadı. Sabah 3.45'te kalbi durdu" ifadelerini kullanmıştı.
Kalkavan'ın son videosunda "Her gün daha iyiye gidiyorum. Sonuçlar da çok güzel çıkıyor. Merak edilecek hiçbir şey yok" demişti. Kalkavan, videosunda kanser hastalarına seslenerek "Korkmayın" mesajı vermişti.
14 YIL HÜCRELERİME İŞLEYEN RUHU ATAMAM Kİ...
Bir Youtube kanalına katılan kişisel gelişim analisti Buğra Bahadırlı, 14 yıllık aşklarının ardından 2022'de kaybettiği Billur Kalkavan'a duyduğu aşkı anlattı:
"25 yaşındayken hayatıma girdi, benim ruhumun bir parçasıydı, nefes nefesle geçer, aynı ortamda insanlar birlikte nefes almaya başladığında, zaten nefesleri birbirine geçmeye başlar.
Buğra Bahadırlı, geçtiğimiz aylarda sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda hayat arkadaşını anmıştı.
"ANLADIM HİÇ GİTMEDİĞİNİ"
Sözlerine, "Aşkım benim... Hayat arkadaşım, yol arkadaşım... Bir yıl oldu gideli. Sen gittiğinde nasıl yol alabilecektim peki?" diye başlayan Bahadırlı, şöyle devam etti:
Gerçekten aşkın içinde eridiğimde aslında anladım hiç gitmediğini. Hep kalbimde olduğunu. Bir olduğumuzu. Yolumda beni yalnız bırakmadığını... Eros; 'Başka' ile ilişki kurmak 'Başka' uğruna kendinden vazgeçebilmek. Veya aşkın içinde erimek... Kendimizden vazgeçerek aşkın içinde eridik.
"DÜNYANIN EN ŞANSLI ERKEĞİ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM"
"Seninle geçirdiğim 14 yılın her gününe şükrediyorum ve kendimin dünyanın en şanslı erkeği olduğunu düşünüyorum. Yaşamanın güzel olduğunu, hayatın sahip olduğumuz en güzel hediye olduğunu seninle öğrendim ve yaşadım. İyi ki yaşadım."
Hep mutlu olmamı istedin ve sadece saf bir şekilde sevdin. Seni mutlu edebilmek adına mutlu yaşayacağım. Bunu en çok sen isterdin. Benim aşkımdın, şimdi aşk oldun...
O BENİM MUTLU OLMAMI İSTERDİ
Sevgilisinin vefatından sonra ilk kez konuşan Buğra Bahadırlı, " Halen onu çok seviyorum. Benimle birlikte yaşıyor. Özlemim çok artıyor. Evin her yerinde o var. Herkes kedileri seviyor, onlar bizim çocuklarımız. Evdeler halen... Kalbimde yeri başka... O benim mutlu olmamı isterdi. Halen bana destek verdiğini hissediyorum. Benim halen evde ağlamalarım devam ediyor. Ona hep, 'Seni çok seviyorum' diyorum.
Sporla psikolojimi toparlamaya çalışıyorum. Sağolsun arkadaşlarım yanımda... Motivasyonum düşükken iş dünyasına çok sarılmak istemedim. Şimdi işe biraz ağırlık veriyorum" diye konuşmuştu.
"BİLLUR'DAN 'ANI YAŞAMAYI' ÖĞRENMİŞTİM"
Billur Kalkavan'ın sevgilisi Buğra Bahadırlı, "Billur'dan 'anı yaşamayı' öğrenmiştim, o yüzden onu kaybetmeye kendimi hazırlamamıştım. Onu sevmeye, beslemeye odaklanmıştım" diyerek ekledi: "Kalbi ilahi aşkla doluydu, kanseri de tevekkül ile karşılamıştı. Cenazesinde insanların ağlamasını istemiyordu, 'Dram yapmayın' demişti. Biz de onu istediği gibi uğurladık"
Kanser yüzünden hayatını kaybeden Billur Kalkavan'ın 14 yıllık sevgilisi Buğra Bahadırlı, büyük acı sonrası GÜNAYDIN'a konuşmuştu. Bahadırlı, Kalkavan'ın son anlarından hayallerine kadar birçok konuda samimi açıklamalar yapmıştı.
Kendinizi hazırlamış mıydınız?
Bu kadar kısa bir sürede onu kaybedeceğimi düşünmemiştim. Kanser tedavisi çok iyi gidiyordu. Hatta doktoru Billur'a "Son bir taramaya sokup seninle eylül konuşması yapacağız" demişti. Ama enfeksiyon kapacağını ve sonucun böyle olacağını kimse öngörmemişti. Hastaneye 'otel' derdi. Otelde çok kalmak istemiyordu ama evimizde kentsel dönüşümden dolayı tahliye süreci söz konusuydu. Bu da onu olumsuz etkiledi, hastanede kalmak istedi. Doktorlar 'üç ay ömür biçti' diye haberler çıktı ama doktorlar beni kenara çekip böyle bir şey söylemedi, kendi aralarındaki tahminleriymiş. Billur'un kanseri akciğere, karaciğere, kemiklerine ve mesanesine sıçramıştı. Ama doktorumuz vücudunda bu kadar tümör olmasına rağmen Billur mucizeler yaratıyor, literatüre geçecek demişti ama dirençli enfeksiyonla karşılaştı.
Son anına kadar yanındaydınız. Unutmadığınız bir an var mı?
Bilinci kapalıyken, maske ile oksijen veriyorlardı. Sadece göz teması kurmaya çalışıyordum. Gözlerine bakarken ona olan aşkımı anlatıyordum. Gözlerinden yaşlar süzülmüştü. Ben de ağlamaya başladım.
ÇEVRESİNE ÇOK DUYARLIYDI
Aklınızda başka hangi kareler kaldı?
Billur'u tek bir kareye sığdıracak olursam, o da, onun taziyesinde de kullandığım saçını kırmızı tokasıyla topladığı, tüm neşesiyle, ışıl, ışıl gözleri aşkla bakan halidir. Bir annenin gözünde nasıl olursan ol hep çocuksundur ya, Billur da benim için hep aşık olduğum kadındı. Tedavi sürecindeki fiziksel değişimi benim ona olan bakışımı, aşkımı değiştirmedi, ben onun ruhuna aşktım.
Tedavi sürecinde umutsuzluğa düştüğü anlar olmuş muydu?
İlk başta ağlamıştı, bir ara kendini depresif hissetti. Bana "Sen olmasan bu mücadeleyi bırakırdım, yaşamak istemezdim" bile demişti. Ben de onunla motivasyonunu yükseltmek için konuşma yapmıştım. Billur çevresine karşı çok duyarlıydı. Yaşanan olaylar onu çok kötü etkiliyordu. Çok yük aldı, her şeyi içselleştirdi. Çok verici davranırdı insanlara. Dışarıya karşı güçlü bir kadın profili vardı ama son derece hassas bir kadındı.
Hayata çok bağlı bir kadındı Billur Hanım...
Evet ama bu hastalığa yakalanmadan bir süre önce bana "Hayatta yapabileceğim her şeyi yaptım. Ve bir ölüm enerjisi hissi geldi bana" demişti. Belki de hayatla olan kontratını bu sözlerle tamamladı.
EN SON BENDEN PİZZA İSTEDİ AMA YİYEMEDİ
Son zamanlarında sizden istediği bir şey olmuş muydu?
'Canım pizza istiyor. Pizza yiyelim mi?' demişti. Ben de pizza getirdim ama yemek nasip olmadı, kötüleşti çünkü sonra. Bu enfeksiyon onun vücudunu öyle yıprattı ki, tuvalete bile kucağımda götürüyordum. Hatta bu duruma düşmesi onu içten üzüyordu. Çok gururlu bir kadındı, 'Buğra'ya yük mü oluyorum' diye hisse kapıldığını düşünüyorum.
HER SABAH 1 SAAT AĞLIYORUM
Billur'dan 'anı yaşamayı' öğrenmiştim. Bu yüzden de onun kaybedersem ne olacak diye kaygıyla geçirmedim bu süreci. Onu sevmeye, beslemeye odaklanmıştım. Aslında hâlâ gitmemiş gibi hissediyorum. Kalbimde büyük bir sevgi var. Boşluğunu sabah kalktığımda hissediyorum en çok. Her sabah bir saat ağlıyorum mesela. Biz onunla kavga bile etmezdik. Birbirimizden çok şey öğrendik. Aramızda 22 yaş fark vardı. Onunla birlikte olmaya başladığımda 25 yaşındaydım, o da 47 yaşındaydı. İlişkimizde olgun taraf bendim hep. O daha gençti bana göre... Gerçek sevginin ne olduğunu Billur'layken öğrendim. Benim hayatımda çok büyük bir dönüşüme neden oldu.
Bir insanı gerçekten sevmek, onun kendi olabilmesine müsaade etmektir. Billur bunu yaptı, özgürlük alanı yaratarak benim dönüşümümü sağladı. Billur'a minnettarım. Ben de ona olan bu manevi borcumu iş alanında onun marka değerini daha yükseltecek şekilde medya alanında projeler ürettim. Billur TV'yi kurduk, orada çok önemli projelere imza attık.
BİR DAHA BİRİNİ SEVEBİLMEM ÇOK ZOR
Bir daha birini sevebilir misiniz?
Kimse Billur'un yerinde olamaz. Biraz zor görünüyor. 13 senedir onun dışında hiçbir kadına dokunmadım. Haz peşinde koşan biri değilim. Billur ile kendimi buldum. Her açıdan beni geliştirdi. Ondan önce daha rasyoneldim. Ben endüstri mühendisiyim, teknik bakıyordum her şeye. Onunla daha inançlı biri oldum, hem aşkı hem de ilahi aşkı tattım. Billur çok inançlı ve ruhsal bir kadındı. Kalbi ilahi aşkla doluydu. Kanseri de tevekkül ile karşıladı. Cenazesinde de insanların ağlamasını istemiyordu, "Dram yapmayın" demişti. Biz de onu istediği gibi uğurladık.
HASTANEYE HEP TIRAŞ OLUP EN ŞIK HALİMLE GİTTİM
Cenazesinde neler hissettiniz?
Ölüm hayatı bitirir, ilişkiyi bitirmez. Ben son anında yanındaydım. Öldüğünde de ordaydım. Morgda da gördüm. O haliyle de sevdim. Bedenden öte bakıyorum. Bedeni morgda yatıyordu ama ruhu benimleydi. O benim aşık olduğum kadın. Son nefesine kadar mücadele etti, beni bırakmak istemediğini hissettim. Hastaneye hep tıraş olup güzel kıyafetlerimi giyip gidiyordum. Beni öyle görmek istiyordu. Bilinci ara ara geliyordu, "Çok yakışıklısın" deyip uyumaya devam ediyordu.
EGOLU İNSANLARI KANSERLİ HÜCREYE BENZETİRDİ
Billur Hanım'ın tedavi sürecinden sonra yapmayı planladığı bir şey var mıydı?
Evet. Kanseri yendikten sonra insanlara umut vermek istiyordu. İçinde sevginin, dayanışmanın, pozitif düşünmenin önemini vurgulayan bir konuşma yapacaktı. "İnsanlar, doğal bir döngüde uyumla yaşamak yerine sadece kendi egolarını besleyen ve tüketim üzerine kurulu yaşamaya başladı" diyordu. Billur, böyle insanları kanserli hücreye benzetiyordu. Onun bu hayallerini gerçekleştirmek için gerekli adımları atacağım. Vakıf kurmayı da düşünüyorum.