Oyuncu Ayşegül Cengiz, rol aldığı projelerle adından söz ettiriyor. Ancak Cengiz'in tek mesleği bu değil. O aynı zamanda doktorluk yapıyor. İki işi bir arada götüren Ayşegül Cengiz, "Tıp fakütesinde okurken tiyatro kolundaydım ve oyunlar sahneliyorduk. Sonra bu alanda çalışmaya yöneldim. Aynı zamanda aile hekimi uzmanı oldum" diyor.
Ünlü oyuncu Ayşegül Cengiz, rol aldığı projelerle adından söz ettiriyor. Ancak Cengiz'in tek mesleği oyunculuk değil. Cengiz'in aynı zamanda doktorluk yaptığı ortaya çıktı. Yıllar önce rol aldığı Merhamet dizisiyle adını duyuran Cengiz, birçok dizi ve tiyatro oyununda izleyici ile buluşmanın yanı sıra Kıyıya Vuran adlı bir kitap da kaleme aldı.
Doktorluk ve oyunculuğu bir arada yürüttüğünü söyleyen oyuncu, "Hekimlik hayatımın belli bir döneminde, iki mesleği birlikte yapmaya karar verdim diyebilirim. Oyunculuk hikayem Çapa Tıp Fakültesi'nde öğrenciyken başladı. Fakültenin tiyatro kolunda tiyatroyla tanıştım.
Her yıl oyun çıkaran iyi bir üniversite topluluğuyduk. Orada tiyatroya dair ve kolektif çalışmaya dair çok şey öğrendim. Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra oyunculuğa devam etmek istedim ancak uzmanlık eğitimi aldığım asistanlık yıllarımda bu mümkün değildi, çok yoğun bir tempoda çalışıyordum çünkü.
Aile hekimi uzmanı olduktan sonra ise ilk fırsatta profesyonel oyunculuk eğitimi almaya başladım. Oyunculuk ve sanat eğitimi aldım. Böylece profesyonel oyunculuk serüveni başlamış oldu benim için. İki mesleği beraber yapmaya başladığım süreç bu döneme denk geliyor" dedi.
'HASTALAR ŞAŞIRIYOR'
Özel bir hastanede aile hekimi uzmanı olarak çalışan oyuncu, hastalarıyla değişik diyaloglar yaşadığını da anlattı: "Hastanemizin hastaları bana alıştılar artık. Ama ilk karşılaşma her zaman çok şaşırtıcı oluyor doğal olarak. Çoğu ya oynadığım bir televizyon dizisini ya da tiyatro oyununu izlemiş oluyor.
Sanattan oyunculuktan konuşup sohbet edebiliyoruz vizitlerde. Hasta ve hasta yakınlarıyla aramda yeni ve başka bir boyut açılıyor kendiliğinden. İnsanın ruhunu okşayan bir sevgi ve heyecanla karşılaştığımı söyleyebilirim." Çekimler sırasında oyuncu arkadaşlarına da destek olan ünlü oyuncu, "Nöbet usülü çalıştığım için rutin hasta takibi yapmıyorum.
Bu nedenle nöbet dışındaki zamanda hastalar beni aramıyor. Ama tıbbi bir meseleyi sormak için arayan çok danışanım oluyor elbette. Bazen sete, bazen tiyatro provasına denk gelebiliyor. Her zaman elimden gelen desteği veriyorum tabii ki. Sette ya da tiyatroda birlikte çalıştığım arkadaşlarım da pek çok sorunlarını danışırlar bana ve bu beni gerçekten mutlu eder. Hekimlik böyle bir meslek. Her zaman her yerde ve her koşulda insanlara yardım etmek hekimlik mesleğinin ayrılmaz bir parçası" dedi.
'HAYATIMI ORGANİZE ETTİM'
Hekimlikle birlikte oyunculuk yapmaya karar vermesiyle tüm hayatının değiştiğini anlatan Cengiz, "Hayatımın tüm akışını değiştiren bu karar 2004 yılına denk geliyor. Bu dönemden itibaren her iki mesleği bir arada yürütebileceğim şekilde yeniden organize ettim hayatımı. Her iki meslek de birbirini beslemeye devam etti yıllar içinde.
Hekim olarak sanattan, oyunculuk yaparken hekimlik deneyimimden her zaman fayda gördüm. Farklı disiplinlerle ilgilenmek zihninizde hep yeni aralıklar keşfetmenize ve hayata başka bakmanıza yarıyor. Zaman zaman yoğun bir tempoda çalışsam da bu ikili hayat beni hep dengede tuttu kanaatindeyim" dedi.
ROLLERİM NEDENİYLE KADINLAR BENİMLE DERTLEŞTİ
Rol aldığı projelerden sonra sokakta insanlarla ilginç anılar biriktirdiğini anlatan Cengiz, "Kocasından şiddet gören bir karakteri canlandırmıştım. İzleyici beni görünce tepkisini bir şekilde ifade etme çabasına giriyordu. Bu alenen bir kurmaca hikaye de olsa izleyiciler sokakta beni görünce hislerini benimle paylaşarak rahatlıyordu sanki. Çok fazla şiddet hikayesi dinledim o zaman. Pek çok kadınla dertleştim. Benim için çok özel bir dönemdir" diye konuştu.
Diğer ünlü isimlerin de gerçek mesleklerini sizler için derledik...
Deniz Can Aktaş hakkında pek fazla bilinmeyen bir gerçek ortaya çıktı. Deniz Can Aktaş'ın gerçek mesleği herkesi şaşırtacak cinsten. İşte detaylar...
1993 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Deniz Can Aktaş, son aylarda adından sıkça söz ettiriyor.
Ahsen Eroğlu ile iyi bir uyum yakalayan Deniz Can Aktaş hakkında ortaya çıkan bu gerçek herkesi şaşırttı.
Bugüne kadar; 'Tatlı Küçük Yalancılar', 'Avlu' ve 'Hayat Bazen Tatlıdır' gibi sevilen dizilerde rol alan Aktaş'ın Piri Reis Üniversitesi Gemi Makineleri ve İşletme Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduğu ortaya çıktı.
Deniz Can Aktaş hakkında bu gerçeği bilmeyenler büyük şaşkınlık yaşadı.
Ünlü oyuncunun dedesinin de denizci olduğu öğrenildi.
Deniz Can Aktaş'ın üniversiteyi bitirdikten sonra oyunculuk yapmaya karar verdiği ve denizcilik aşkını rafa kaldırdığı ortaya çıktı.
Aktaş'ın ekran önündeki ilk projesi 'Tatlı Küçük Yalancılar' olmuştu.
Instyle'ye konuşan Deniz Can Aktaş'dan samimi açıklamalar gelmişti…
Gemi Makineleri ve İşletme Mühendisliği Bölümü'nde okudun, biliyorum aile mesleğiniz...
Denizcilik bizim dede mesleğimiz, ailem de 30 yıldır bu geleneği devam ettiriyor. Böyle bir yapı içerisinde denizden uzak durmam mümkün değildi tabii. Bu yüzden gemi makineleri işletme mühendisliği okudum. Şimdi sektörün dışına çıkan az sayıda aile üyesinden biri de benim. Adım da buradan geliyor.
Üniversiteyi de bitirdin, Best Model de seçildin… Bunların hepsine nasıl zaman ayırabildin?
Çok tempolu bir dönemdi ve çok keyifliydi. Nasıl geçti ben de anlamadım. Ama geçen zamanı hep hatırlatmaya çalışıyorum kendime çünkü üç şeyin bu hayatta telafisi olmadığını düşünüyorum; sağlık, gençlik ve zaman. Bu üçüne dikkat ederek yaşamak gerektiğini düşünüyorum.
Oyunculuk ne zaman planların arasına girdi?
Çok uzun bir zaman olmadı aslında. Lise ve üniversitedeyken planlarım daha farklıydı. Önceleri okulumu bitirip, yurt dışında eğitimime devam etmeyi ve denizcilikle alakalı bir kariyer yapmayı düşünüyordum. Ama kader dedikleri böyle bir şey olsa gerek, hayat beni bir şekilde bugünlere getirdi.
Oyuncu olmayı neden istedin?
Oyunculuk, oyun oynama hissi aslında benim hiç de aşina olmadığım bir durumdu. Bu hissi ilk yaşadığımda, gerçekten bundan keyif aldığımı ve beni mutlu ettiğini fark ettim. Ne mutlu ki sevdiğim ve keyif aldığım bir işi yapma fırsatını elde ettim.
Şu anki hedeflerin neler?
Kendime hedefler koyarken, bunların çok net, somut hedefler olmamasını tercih ediyorum çünkü ulaşmaya çalışırken hırs ve korku gibi duyguları da getiriyor beraberinde. Bu hisleri sevmiyorum çünkü o hisler geldiğinde insan hayatı yaşamayı unutuyormuş gibi geliyor bana. O somut hedefe kilitlendiğimde hayatın güzelliklerini ve keyfini kaçırıyormuşum gibi hissediyorum. Bu sebeple hedefim, bu hayatta sadece beni mutlu edecek işi yapmak ve hayatın değerli anlarını kaçırmadan yaşayabilmek.
Başarı ne senin için?
Eğer sevdiğim insanlarla birlikteysem, sağlıklıysam ve huzurluysam kendimi başarılı hissederim. Bunlara sahip olduğumda benim açımdan yapılacak tek şey şükretmek. Bu da beni mutlu ediyor.
Spora ne kadar zaman ayırıyorsun?
İşten bulduğum her fırsatta spor yapmaya çalışıyorum. Spor benim için deşarj olmak için bir araç. Normal şartlarda haftanın dört gününü spora ayırıyorum ama şu anki tempomda inan hiç belli olmuyor.