Anneler ve kızları arasındaki ilişki her zaman inişli çıkışlıdır. Birbirlerinin ölesiye severler ama aynı zamanda kıyasıya mücadele ederler. Anneler, kızlarına baktıklarında "aynada gördüklerinden memnun olmayan kadın" olurlar ve hayatlarını, kendilerinin bu küçük nüshasını mükemmel hale getirmeye adarlar.
Kızlar da bu baskıyı iliklerine kadar hisseder ve çoğu zaman "düzeltmelere" isyan ederler. Kızların bir de kaygıları vardır. Zamanla, bugün eleştirdikleri o kadına benzemek...
Gelin görün ki, Tuğyan'ın annesi Güllü'ye beslediği hisleri yukarıda saydığım "doğal tepkiler" içinde açıklamaya imkan yok. Bir çocuk, hayatının neredeyse her anını "annesini öldürmek için plan yapmaya" nasıl adar? Bu eylemi nasıl "ideolojiye" dönüştürür?
Allah'ım, sen çocuklarımızın içine şeytan girmesine izin verme. Sen bize hayırlı evlatlar nasip et...
Kriminal çözümde dünya lideriyiz
Son yıllarda en fazla ilerleme kaydettiğimiz alanlardan biri de kriminal teknoloji.
Bunu son olarak Güllü olayında bir kez daha gördük. Eğer evdeki kameranın kayıtları TÜBİTAK'ta özenle incelenmeseydi, dosya "kaza" denilerek kapatılacaktı.
Yüreğimizi dağlayan Narin olayını çözüme kavuşturan ve ailesinin topluca cezaevine girmesini sağlayan da muazzam bir teknolojik takipti.
Artık bu ülkede hiçbir suç "faili meçhul" kalmıyor. Başta İçişleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adli Tıp, TÜBİTAK ve bu kurumların fedakar çalışanlarını yürekten kutlarken, bu başarıyı "gelecekteki muhtemel suçlu adaylarına" önemle hatırlatmak istiyorum.