Yeşilçam'ın unutulmaz simalarından biri olan usta oyuncu Turgut Özatay, beyazperdede canlandırdığı unutulmaz kötü adam rolleriyle Türk sinemasının efsaneleri arasına adını yazdırdı. Peki bu efsane karakterin hayatının nasıl sonlandığını biliyor musunzu? İşte yürek burkan o detay...
30 Aralık 1926'da Manisa'nın Alaşehir ilçesinde doğan Özatay, 26 Haziran 2002'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Kariyeri boyunca tam 497 filmde rol alarak Türk sinemasında en çok film çeviren üçüncü oyuncu unvanını kazandı.
1950'li ve 1960'lı yıllarda jön rollerinde kamera karşısına geçen oyuncu, kısa süre sonra Yeşilçam'ın vazgeçilmez "kötü adamı"na dönüştü.
Özatay, özellikle Cüneyt Arkın ve Kemal Sunal filmlerinde canlandırdığı karakterlerle milyonların hafızasında yer etti. "Korkusuz Korkak"ta Ayı Abbas, "Üç Kağıtçı"da minibüsçü Hasan, "Atla Gel Şaban"da Davut ve "Zehir Hafiye"de Manyak Mahmut rolleri, onun en çok hatırlanan performansları arasında yer aldı.
Tehditkâr bakışları, tok sesi ve sahneye kattığı gerçeklik duygusu, onu Yeşilçam'ın en güçlü "antagonist"lerinden biri yaptı.
Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı'na defnedildi. Özatay, Türk sinema tarihine "kötü adamın unutulmaz yüzü" olarak geçti.
Yeşilçam'ın büyük efsanesi "Taçsız Kral" Ayhan Işık'ın asıl mesleğini biliyor musunuz? İşte hiç bilinmeyen o yeteneği…
"Taçsız Kral" lakabıyla tanınan Yeşilçam'ın unutulmaz jönü Ayhan Işık'ın sadece beyaz perdede değil, bambaşka bir alanda da iz bıraktığını biliyor muydunuz? Henüz sinemaya adım atmadan önce farklı bir sanat dalında profesyonel olmuş, eserleri dergilerde, gazetelerde yayımlanmıştı. Hatta yıllar sonra isminin geçtiği özel bir albüm bile hazırlanmıştı.
Türk sinemasının en büyük yıldızlarından Ayhan Işık, ışığını yalnızca kameraların önünde değil, başka bir yaratıcı alanda da göstermişti. Çocuk yaşlardan itibaren ilgisini verdiği bu alan, hayatının uzun yıllarına eşlik etti. Öyle ki hayallerinden biri, yurtdışına giderek bu yeteneğini dünyaya tanıtmaktı. Ancak bir yarışmayla sinemaya adım atınca o hayal ikinci planda kaldı.
Türk sinemasının unutulmaz jönü, "Taçsız Kral" lakaplı Ayhan Işık'ın (1929–1979) aslında yalnızca bir oyuncu değil, aynı zamanda profesyonel bir ressam olduğunu biliyor muydunuz?
İzmir'de Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ayhan Işık, küçük yaşta babasını kaybetti.
İstanbul'a yerleştikten sonra Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde eğitim aldı. Burada Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun öğrencisi oldu, Fikret Otyam ve Semih Balcıoğlu gibi isimlerle "On'lar Grubu" içinde yer aldı. Empresyonizmden etkilenen sanatçı, özellikle Claude Monet'i kendisine ilham kaynağı olarak gördü.
Sinemaya adım atmadan önce Babıali'de ressamlık yapan Işık, çocuk dergileri ve yayınevleri için karikatürler, çizgi romanlar çizdi. Hatta 1966'da "Aşka İnanmıyorum" adlı resimli roman albümü yayımlandı. Kendi yazdığı ve çizdiği aşk hikâyeleri gazetelerde tefrika edildi.
Bir dönem Amerika'ya gidip otomobil tasarımları çizmeyi bile düşündü. Ancak 1952'de bir sinema dergisinin açtığı yarışmayı kazanmasıyla resim ikinci plana itildi ve Türk sinemasının en büyük yıldızlarından biri doğdu.
ŞENER ŞEN'İN BİRİCİK BABASI ALİ ŞEN'İN GERÇEK MESLEĞİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?
Yeşilçam denildiğinde akla gelen en karakteristik yüzlerden biri kuşkusuz Ali Şen'dir. 26 Aralık 1918'de Adana'da dünyaya gelen usta oyuncu, aslında sinemaya çok uzak bir meslekten gelmişti.
MEĞER MESLEĞİ BAMBAŞKAYMIŞ!
Geçimini uzun yıllar marangozluk yaparak sağlayan Ali Şen, bu yönüyle izleyicinin her zaman merakını cezbetti.
Kimi zaman huysuz ve esprili bir baba, kimi zaman da paragöz ve fırsatçı karakterleriyle hafızalara kazındı. Onun sert bakışları, ince mizahı ve kendine özgü ses tonu, oynadığı her rolde seyircinin dikkatini çekmeyi başardı.
Komediden drama, köy filmlerinden şehir hikâyelerine kadar çok geniş bir yelpazede rol aldı. Ancak özellikle "paragöz, çıkarcı, kurnaz" tiplemeleri onun adeta alametifarikası haline geldi.
Sinema tarihine damgasını vuran usta, 300'e yakın filmde rol alarak Türk sinemasının en üretken karakter oyuncularından biri oldu.
Oğlu Şener Şen'in de ilerleyen yıllarda büyük bir aktör haline gelmesi, sinema tarihimizde nesiller arası bir köprü oluşturdu. 15 Aralık 1989'da geçirdiği beyin kanaması sonucu aramızdan ayrılan Ali Şen, Teşvikiye Camii'nden Zincirlikuyu Mezarlığı'na uğurlandı.
Bugün hâlâ Yeşilçam'ın kült yüzleri arasında anılmaya devam eden Ali Şen, marangozluktan beyazperdeye uzanan yolculuğuyla Türk sinema tarihinin en özel isimlerinden biri olmayı sürdürmektedir.
YEŞİLÇAM'IN PALA BIYIKLI BİRİCİK BABASI HULUSİ KENTMEN'İN ASIL MESLEĞİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?
Yeşilçam denilince akla gelen ilk figürlerden biri şüphesiz Hulusi Kentmen'dir. Tatlı-sert ama her zaman adaletli, şefkatli, babacan… O artık yalnızca bir oyuncu değil, Türk halkının "baba" figürünün ete kemiğe bürünmüş halidir.