atv'nin Türkiye'yi ekranlara kilitleyen Bozdağ Film imzalı dizisi 'Kuruluş Orhan'da 'Nilüfer Hatun' karakterini canlandıran Mahassine Merabet ile bir araya geldik. Faslı oyuncu ile 'Kuruluş Orhan', Türkiye ve hayata dair bir sohbet gerçekleştirdik...
Nilüfer Hatun'u ilk okuduğunuzda karakterde sizi en çok çeken şey ne oldu?
'Nilüfer Hatun', dışarıdan bakıldığında çok nahif duran ama aslında kale gibi güçlü bir kadın. Bu durum bence oyuncu için çok avantajlı ve gizemli. İçime döndüğümde benzer özellikleri taşıyor olmak beni, onu yaşamaya itti.
Karakteri oluştururken tarihsel verilerden yararlandınız mı?
Ben bir oyuncu olarak biyografi içerikli projeleri seyretmekten her zaman keyif almışımdır. Yaşamış ve tarihe imza atmış bir kadını canlandırmak apayrı bir keyif ve sorumluluk oldu. Salt rolü çözümlemek elbette yeterli değildi. Bu sebeple onu anlatan kaynaklara ulaşıp, dönemini, kültürünü, ilişkilerini okuyarak bağ kurmaya çalıştım.
ÖNCE HİSLERİME ODAKLANDIM
Nilüfer Hatun'un duygusal derinliği çok güçlü. Bu kırılganlığı ve gücü aynı anda sunmak sizin için nasıl bir süreç?
Aslında hepimiz bazen içimizde fırtınalar koparken dışarıya sakin görünmeye çalışırız. Onun o kırılgan ve güçlü tarafını ortaya çıkarmak için hep hislerine yoğunlaşmaya çalıştım. Önce fırtınalar koparan duygusuna ulaşıp, sonra nasıl başa çıkacağına odaklanıyorum. Arada incecik bir çizgi var ve bu hisle oynamak bana çok iyi geliyor.
Karakterinizle benzediğiniz veya tamamen zıt olduğunuz yönler neler?
Birbirimize benzediğimiz yer, yeniliklere açık olmak, yeni bir yere uyum sağlamak ve konsantrasyon gücü... Tamamen zıt olduğumuz yer ise sabrı... Yaşım ve yaşayacaklarım eminim sabrı da gün gelecek bana öğretecek.
Dizi için Osmanlı dönemi aksanı, yürüyüşü ve duruşu üzerine çalışmalar yaptınız mı?
Bu dönem için özellikle beden dili üzerine çalıştık. Yürüyüş, duruş, hatta bakışların ağırlığı bile bugünden farklıymış. O dönemin sofra adabı, oba kültürü, ilişki hiyerarşisi ve daha birçok detay tarih hocamız tarafından bize anlatıldı. Oyuncu için bence önemli bir ön hazırlıktı.
Set öncesi hazırlık ritüeliniz var mı?
Setten önce kendimi müzikle hazırlamayı seviyorum. Nilüfer'e yakıştırdığım birkaç şarkı var, o şarkıları dinlediğim anda onun duygusuna daha kolay giriyorum. Müzik bana hep yol gösterir. Nilüfer'e de böyle yaklaşmayı seviyorum.
Karakterin psikolojik dünyasını oluştururken hangi yöntemleri kullandınız?
Ben hep ilişkiler üzerinden çalışmayı tercih ediyorum. Nilüfer, kime, ne hissediyor? Korkuları ne? En güvendiği yer neresi? Bu soruları çözdüğümde Nilüfer'in psikolojik dünyası kendini açmaya başlıyor. Tüm bunlar bu süreçte bana büyük yarar sağladı.
İZLEYİCİ BENİ ÇOK İÇTEN KUCAKLADI
Türkiye'deki izleyici kitlesiyle iletişiminiz nasıl?
Ben sektöre girdiğimden beri izleyicimiz beni hep sıcak ve içten kucakladı. Onlarla bağ kurmak, enerjimi paylaşmak bana hep güç verdi. Yabancı kökenli bir oyuncu olmama rağmen bu kadar sıcak karşılamaları, bağırlarına basmaları bana çok iyi hissettiriyor. Gelen yorumlarda beni en çok mutlu eden şey, enerjimin onlara geçtiğini hissetmek.
Nilüfer Hatun hayranları şimdiden çok güçlü bir kitle oluşturdu. Bu ilgi size neler hissettiriyor?
Onların desteği çok değerli. Rolün daha başındayken bu kadar güzel sahiplenilmek benim için büyük bir motivasyon. Güzel dönüşleri, her sahnede daha iyi performans vermek için bana ilham oluyor.
Arapça-Türkçe çevirmenlik deneyiminizin olduğu doğru mu?
Evet, doğru. Fas'ta üniversitedeyken part-time olarak çevirmenlik yaptım. O dönemde çok güzel insanlarla tanıştım. Onlarla ilişkiler kurmak, kültürlerini tanımak bana çok şey kattı ve aslında Türkiye'ye gelme kararımı almamda da etkili oldu.
HAYRAN OLDUĞUM İSİMLERLE OYNAMAK GERÇEK ÜSTÜ BİR DUYGU
Fas'tayken izlediğiniz kişilerle şu an aynı seti paylaşmak nasıl?
Ekrandan izlediğim, hayran olduğum oyuncularla aynı sahneyi paylaşmak tarifsiz ve gerçek üstü bir duygu. Sadece hayal kurmak yetmiyor, inanmak, koşulları sağlamak, çalışmak hepsi bütünün parçası. Ve bu şansı yakalayacak fırsatlar...
Türkiye'de oyunculuk yapmakla kendi ülkenizde oynamak arasında en belirgin fark sizce nedir?
Benim ilk oyunculuk deneyimim Türkiye'de oldu. Bu yüzden tempoya ve set disiplinine alışmam Türkiye'de gerçekleşti. Sonra Fas'ta ilk dizimi çektim. Türkiye'de sektör daha büyük ve daha gelişmiş durumda. Dolayısıyla ne öğrendiysem burada öğrendim. Ülkeler ve sektörler arası oldukça büyük farklılıklar var.
TÜRKİYE'DE YAŞAMAK İSTİYORDUM HAYALİM GERÇEK OLDU
Kuruluş dizisi birçok ülkede yayınlanıyor. Siz de "Türkçeyi, Türk dizilerini izleyerek öğrendim" demiştiniz. Şimdi sizi izleyerek dilimizi öğrenecekler. Bu size ne hissettiriyor?
Ben Türkiye'de yaşamayı hep çok istedim. Ne mutlu ki hayalim gerçek oldu. İnsanlara bir şeyler öğretebilmek ve kültürleri birleştirebilmek inanılmaz motive edici bir duygu. Benim gibi hayali olanlara umarım bir faydam olur.
Türkiye'ye gelişiniz nasıl gelişti?
Aslında Türkiye'ye Semra hocam aracılığı ile yüksek lisans yapmak için gelmiştim. İlk başta kısa bir süreliğine kalmayı planlamıştım, ama hayat hepimizin bildiği gibi sürprizlerle dolu. Bazen yollar insanlara bazen de insanlar yollara vesile oluyor. Tümay Özokur ile karşılaşmam hayatımı değiştirdi. Bu yolculuk bana çok şey kattı. Tümay Özokur Akademi eğitmenlerine de teşekkür ederim. İyi ki geldim, iyi ki oyuncu oldum!
TARİHE BÜYÜK MERAKIM VAR
Bozdağ Film Platosu insanı bir anda o yıllara götürüyor. Siz nasıl buldunuz?
Daha görüşmeye geldiğim gün bile büyülendim. Platoya adım attığımda kendimi o döneme ışınlanmış gibi hissettim. Her köşe ayrı bir detayla dolu ve her şey o kadar özenle yapılmış ki, modern dünyadan tamamen kopuyorsunuz. İçine girdiğinizde sanki gerçekten o dönemdeymişsiniz gibi oluyor, bu his çok büyüleyici. Yapımcımız Mehmet Bozdağ, aynı zamanda tarihçi ve alanında çok geniş bir dağarcığa sahip. Her detaya gerçekten çok özen gösteriyor, tarih bilgisi de inanılmaz geniş.
Sizin tarihe ilginiz var mı? Döneme ait araştırma yaptınız mı?
Tarihe hep meraklıyımdır. Bu rol vesilesiyle özellikle o dönemin kadınlarını daha çok merak ettim ve üzerine daha fazla okuma yaptım.
NİLÜFER HATUN'UN KIYAFETLERİ BANA ASALET VERİYOR
Dizide at biniyor, kılıç kullanıyorsunuz. Daha önce bunlarla ilgili deneyiminiz var mıydı?
Beni yakından tanıyanlar çok iyi bilir, hep aksiyon işi arzu ediyordum. At binen, silah ya da kılıç kullanan oyunculara hayranlık duyardım. Dizimizin hazırlık süreci çetin bir süreçti, eklem ağrıları, minik yaralanmalar vs. ama pes etmeyi sevmem, etmedim de. İnanılmaz keyif aldım. Ben zaten öğrenmeyi çok severim.
Dönem dizilerinde kostüm ve makyajın oyunculuk üzerindeki etkisi büyük. Nilüfer Hatun'un kıyafetleri size nasıl bir duygu veriyor?
Kostümler gerçekten beni o döneme taşıyor. Nilüfer'in kıyafetleri bana asalet hissi veriyor. Üzerime giydiğim anda duruşum, bakışım ve duygum değişiyor.
AT ÜSTÜNDE KENDİMİ ÇOK ÖZGÜR HİSSEDİYORUM
Aksiyon sahneleri zorluyor mu?
Aksiyon sahnelerini çok severek oynuyorum ve her anından keyif alıyorum. Setten çıktığımda "Bugün gerçekten bir şey başardım" hissi kalıyor bende, bu da ayrı bir mutluluk veriyor. Özgürleşiyorum mesela doludizgin at üstünde giderken... Aslında çocukken hep sakindim, sessizliği severdim. Ama şimdi beni harekete geçirecek, sınırlarımı zorlayacak her şey çok heyecan verici.