"Aşkın Olayım" şarkısından sonra adı Mauro Icardi ile anılan Simge Sağın, her defasında bu iddiaları reddetmişti. Ancak ünlü şarkıcı, son olarak yaptığı bir itirafla gündeme manşet oldu. Icardi'ye yeşil ışık yakan Sağın, bakın neler söyledi!
Piyasaya sürdüğü birçok şarkıyla müzik sektörünün sevilen isimlerinden biri olan Simge Sağın, "Aşkın Olayım" şarkısıyla büyük bir çıkış yakalamıştı.
Şarkının bu kadar ses getirmesindeki en büyük etkenlerden biri ise Galatasaray'ın yıldız futbolcusu Mauro Icardi ile özdeşleşmesi olmuştu.
Bu gelişmenin ardından sosyal medyada birçok kullanıcı, Simge Sağın ve Mauro Icardi'yi birbirine yakıştırarak "Aşk var mı?" sorusunu gündeme taşıdı.
Simge Sağın ise her fırsatta bu dedikoduları kesin bir dille reddetti. Ancak ünlü şarkıcıdan gelen son açıklama, magazin gündemini yeniden hareketlendirdi.
Simge Sağın, Mauro Icardi'den bir adım gelmesi hâlinde buna kayıtsız kalmayabileceğini ifade ederek şu sözleri kullandı:
"Icardi bana bir işaret gönderseydi, ben de belki ona yürüyebilirdim."
Sağın'ın bu itirafı sosyal medyada geniş yankı uyandırırken, gözler şimdi Mauro Icardi'den konuyla ilgili bir açıklama gelip gelmeyeceğine çevrildi.
27 Ekim 1983'te Adana'da dünyaya gelen Tatlıtuğ, kökeniyle adeta Balkanlar'dan Anadolu'ya uzanan bir kültür mozaiğini temsil ediyor. Annesi ve babasının kökenleri, ünlü oyuncunun karizmatik duruşunun ve eşsiz fiziksel çekiciliğinin ardındaki sırları gözler önüne seriyor.
Annesi Edirneli bir Türk olan ünlü oyuncunun babası ise oldukça ilginç bir geçmişe sahip. Baba tarafının kökeni, Balkanlar'ın kalbinde yer alan Arnavutluk'un başkenti Priştine'ye kadar uzanıyor. Bu eşsiz kültürel karışım, Kıvanç Tatlıtuğ'un hem karakterine hem de duruşuna benzersiz bir derinlik katıyor.
Tatlıtuğ'un büyükbabası Priştineli bir Arnavut, babaannesi ise Saraybosnalı bir Boşnak. Bu eşsiz aile yapısı, Kıvanç Tatlıtuğ'un hem Balkan hem de Trakya kültüründen izler taşıyan bir ortamda yetiştiğini gösteriyor.
Bu çok kültürlü aile yapısı, belki de Kıvanç Tatlıtuğ'un farklı rollerindeki başarısını etkileyen en önemli etkenlerden biri. Hem Anadolu'nun sıcaklığını hem de Balkanların coşkusunu içinde barındıran Tatlıtuğ, bu benzersiz karışımıyla ekranlarda unutulmaz performanslar sergiliyor. Tüm bu özellikleri, onu bugün Türkiye'nin en tanınan ve sevilen oyuncularından biri haline getirmiş durumda.
GÜZELLİĞİYLE BÜYÜLEYEN TÜRKAN ŞORAY NERELİ?
Türkan Şoray'ın sanat kariyeri kadar, kökenine dair bilinmeyen detaylar da yıllardır merak uyandırıyor. Türk sinemasının en fazla filmde rol alan kadın oyuncularından biri olarak tarihe geçen usta ismin ailesi ve geçmişine dair bilgiler de sık sık gündeme taşınıyor. Şoray'ın kökenine ilişkin ortaya çıkan gerçekleri öğrenen hayranları, ünlü sanatçıya duydukları hayranlığı bir kez daha pekiştiriyor. Zarafeti ve duruşuyla Yeşilçam'ın simge isimlerinden biri haline gelen Türkan Şoray'ın geçmişine dair bu yeni bilgi ise adeta sevenlerini şaşkına çeviren bir ayrıntı niteliğinde…
28 Haziran 1945'te İstanbul'un köklü semtlerinden Eyüpsultan'da dünyaya gelen Türkan Şoray, memur bir ailenin ilk evladı olarak hayata gözlerini açtı.
İŞTE KÖKENLERİ!
Usta oyuncu, baba tarafından Kabartay Çerkez kökenlerine sahipken; anne tarafından ise Selanik'ten gelen bir ailenin evladı. Bu iki farklı kültürün birleşimi, Şoray'ın hem karakterine hem de duruşuna ayrı bir zarafet kattığı yorumlarına neden oluyor.
Bu köklü ve zengin aile geçmişinin, Türkan Şoray'ın sanatına ve duruşuna da yansıdığı sıkça dile getiriliyor. Nazan ve Figen adlı iki kız kardeşi olan Şoray, babasının vefatından sonra ailesine omuz veren isim oldu. Yeşilçam'ın "Sultan"ı olarak hafızalara kazınan usta oyuncu, toplam 222 filmde rol alarak dünyanın en çok film çeken kadın oyuncusu unvanına sahip olmayı başardı.
Fatma Girik, Hülya Koçyiğit ve Filiz Akın'la birlikte Yeşilçam'ın "dört yapraklı yoncası"nı oluşturan Türkan Şoray, sinema tarihine adını altın harflerle kazımayı başardı.
Türk sinemasının efsaneleri kuşaktan kuşağa ilham olurken, yeni nesil oyuncular da ekranlarda yükselişini sürdürüyor. Yeşilçam'ın unutulmaz yıldızlarının ardından bugün genç isimler sinema ve dizi dünyasına yön veriyor. Bu yeni jenerasyonun dikkat çeken yeteneklerinden biri de Kuruluş Orhan dizisiyle geniş kitlelere ulaşan Mert Yazıcıoğlu…
Lise yıllarının ardından İstanbul Aydın Üniversitesi İşletme Bölümü'ne kaydolan oyuncu, eğitim hayatı sırasında oyunculuk tutkusunu keşfetti.
Bir arkadaşının dizi setine ziyarete gittiği sırada oyunculuğa adım atmaya karar veren Yazıcıoğlu, bu süreçte işletme eğitimini yarıda bırakarak profesyonel oyunculuk eğitimleri almaya başladı.
İlk sinema deneyimini "Dedemin İnsanları" filmindeki kısa bir sahneyle gerçekleştiren genç oyuncu, ardından "Kayıp Şehir" dizisiyle televizyon ekranlarında boy göstermeye başladı. Bu süreçte hem set tecrübesi kazandı hem de oyunculuk eğitimlerini sürdürdü.