Yapay zeka henüz sezgisel, duygusal ya da orijinal yaratıcılık açısından insan seviyesinin çok gerisinde olsa da gelecekte 'Sanatı yok eder mi?' kaygısını taşıyor. Bu konu özellikle son dönemde çok gündeme geliyor.
Geçtiğimiz gün oyuncular sendikası da sektörü açıkça uyardı. Özcan Deniz ve Akın Akınözü gibi oyuncuların da klonlanmış dijital kopyalarının yer aldığı ve yapay zekâ tarafından üretilen ilk dizi olan Tesseract'a tepki gösteren sendika, bu durumun mesleklerini tehdit ettiğini açıkça dile getirdi. Sendikanın bu açıklamasını fazla önyargılı buldum. Neden mi? Sanat gibi yaratıcılığa ve duyguya dayanan bir alanda 'yapay zeka'nın sanatın geleceğini tehlikeye atacağını düşünenlerden değilim.
Tarihe bakarsak da bunun cevabını çok net görürüz. Her yeni teknoloji sanatın sonu mu olur tartışmasını da beraberinde getirmişti. 1800'lerde fotoğraf makinası kullanılmaya başlayınca, resim bitti diyenler, 1900'larda da sinema ortaya çıkınca tiyatro bitti diyenler olmuştu. Ama şimdi baktığımızda her yeni teknoloji gerçek sanatın yani orijinal düşünceye/ yaratıcılığa dayanan üretimin yerini almıyor, alamaz da zaten. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin insan ruhuyla yapılan sanat her zaman değerini korur.
TARTIŞMAYA TEOMAN'IN ÇIKIŞI DAMGA VURGU
Biliyorsunuz 'Oyunculuk kutsal mı?' tartışması bir süredir gündemde. Kutsal kelimesini, hem dini hem de manevi açıdan çok yüksek değer verilen varlık veya kavramlar için kullanırız. Her bireyin değerler sistemine, kültürüne, inançlarına göre kutsallık kavramı da değişkenlik gösterebilir.
Şimdi de oyunculardan müzisyenlere sıçradı bu tartışma...
Oyuncular arasında polemik yaratan bu soruya, Teoman her zamanki gibi kendine has bir stille "Altı üstü şarkıcıyız, neresi kutsal olacak" diyerek cevap verdi. Bakalım Teoman'ın bu sözlerine müzik dünyasından ilk kim cevap verecek...