Türk sinemasının en parlak yıldızlarından Belgin Doruk, 70'in üzerinde filmde başrol oynayarak büyük bir başarıya imza attı, ancak ışıl ışıl kariyerinin ardında pek de bilinmeyen acı gerçekler vardı! Ayhan Işık, Zeki Müren gibi devlerle aynı filmlerde rol alan Doruk, sadece sinemada değil, özel hayatında da fırtınalar estirdi. Peki, "Küçük Hanımefendi"nin büyük başarısının ardındaki trajik hikaye neydi? Sağlık sorunları, ilişkileri ve zor günlerinde yaşadığı dramı nasıl atlattı? İşte Belgin Doruk'un bilinmeyen yüzü!
Türk sinemasının efsanevi ismi Belgin Doruk, 70'in üzerinde filmde başrol oynayarak sinema tarihine damgasını vurmuş bir yıldızdı. Ancak arkada bıraktığı başarıların ardında, hayatının karanlık dönemleri de bulunuyordu.
Ayhan Işık, Zeki Müren, Göksel Arsoy, Ekrem Bora gibi dev isimlerle aynı yapımlarda yer alan Doruk, sadece sinemadaki başarılarıyla değil, özel hayatındaki fırtınalarla da gündem oldu.
28 Haziran 1936'da Ankara'da dünyaya gelen ve İstanbul'a taşındıktan sonra sinemanın vazgeçilmez isimlerinden biri haline gelen Doruk, özellikle 1950'ler ve 1960'larda başrol oynadığı melodramlarla büyük bir beğeni kazandı.
Sinema kariyerinin zirveye çıktığı yıllarda, güzellik yarışmasında Türkiye İkinci Güzeli seçilen Doruk, 1961'de başladığı "Küçük Hanımefendi" serisi ile hafızalara kazındı.
Başarılı oyuncu, bir döneme damgasını vuran bu yapımlarla unutulmaz bir popülariteye ulaşırken, Zeki Müren ile de birçok filmde birlikte rol aldı.
Ancak ardında bıraktığı bu parlak kariyerin arkasında, sağlığını bozan zayıflama ilaçları ve yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle zor günler geçirdi.
Sinemayı bırakmadan önceki dönemde yaşadığı maddi ve manevi çöküşler, ona büyük bir bedel ödetti. Zeki Müren ve Ayhan Işık gibi yakın dostlarının kaybı da onun için büyük bir travma oldu.
Sinema tarihinin en parlak yıldızlarından biri olan Doruk'un hayatı, başarısının ardındaki zorluklarla birlikte sinema dünyasında unutulmaz bir yer edindi.
BAŞARIDAN TRAJEDİYE AKAN BİR BAŞKA YAŞAM ÖYKÜSÜ: ÖMER DÖNMEZ
1959 doğumlu Ömer Dönmez, Türk Sineması'nın altın çağında, 1963 yılında, henüz 4 yaşındayken Yeşilçam'ın tozunu yutarak kamera karşısına geçmiştir.
Çocuk yaşlarda girdiği sinema dünyasında, çoğunlukla kuzeni Zeynep Değirmencioğlu ile birlikte rol aldığı Ayşecik serisinde canlandırdığı 'Ömercik' karakteriyle tanınmıştır.
Küçük yaşta büyük bir şöhrete ulaşan Dönmez, sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış, yaklaşık 40 filmde izleyiciyle buluşmuştur. Ayşecik ile Ömercik, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler gibi pek çok filmdeki performanslarıyla hatırlanmıştır.
HAYATINI DEĞİŞTİREN O KAZA!
Ancak Ömer Dönmez'in hayatı, trajik bir kazayla değişmiştir. 17 yaşında, arabasının kelebek camını tamir ederken saplanan bir tornavida nedeniyle sol gözünü kaybetmiş ve bu olay, hayatının geri kalan kısmında ona farklı bir perspektif kazandırmıştır. Fakat yaşadığı bu zorluğa rağmen, her zaman pozitif ve neşeli kişiliğinden ödün vermeyen Dönmez, Türk halkı tarafından sevilen bir figür olarak hatırlanacaktır.
HAYATI BAKIN NASIL DEĞİŞTİ...
Ömer Dönmez, sinema kariyerinin yanı sıra televizyon dünyasında da başarılı bir kariyere sahiptir. En bilinen projelerinden biri olan İkinci Bahar dizisinde kuruyemişçi rolüyle ekranlarda boy göstermiştir.
Cenazesi, İstanbul Üsküdar'daki Selimiye Camii'nden kaldırılmış ve İstanbul Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı'na defnedilmiştir. 60 yaşında kaybettiğimiz oyuncunun cenazesine ise başta Ediz Hun olmak üzere birçok ünlü isim katılmıştı.
ACI DOLU HAYATINI BAŞARIYA DÖNÜŞTÜREN YILDIZ: EKREM BORA!
Türk sinemasının efsanevi oyuncularından Ekrem Bora, 7 Mart 1932'de Ankara'da dünyaya geldi. Babası, Türkiye'nin ilk uçak asker pilotlarından Mazhar Uçak'tı ve soyadını da uçuşu sırasında almıştı. Bora, babasını henüz bebekken kaybetti ve ailesiyle İstanbul'a taşındı.
Bu başarının ardından "Bora" soyadını alarak sinema dünyasına adım attı. 1955'te "Alın Yazısı" filmiyle kariyerine başlayan sanatçı, 1958 itibarıyla birçok önemli yapımda rol aldı.
1962 yılında Ayhan Işık ve Türkan Şoray ile başrolü paylaştığı "Acı Hayat" filmiyle büyük çıkış yakalayan Bora, sert karakterlerin aranan yüzü haline geldi.
1966'da Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülüne layık görüldü. 1970'li yıllarda sinema sektöründeki durgunluk nedeniyle sahneye yönelen sanatçı, bir dönem gazinolarda şarkıcılık yaptı.