Dünyanın en güney ucunda yükselen Erebus Dağı, sanılandan çok daha sıra dışı bir doğa harikası. Volkanlar, yüzyıllardır hem büyüleyici güzellikleriyle hem de taşıdıkları tehlikeyle insanlığı kendine hayran bırakıyor. Her biri farklı bir karaktere sahip olsa da bazıları alışılmışın dışına çıkan özellikleriyle dikkat çekiyor. Erebus Dağı da son dönemde "püskürttüğü" altın parçacıklarıyla adından söz ettiriyor. Peki bu olağanüstü olay nasıl gerçekleşiyor? İşte merak edilen tüm detaylar…
Dünyanın en uç noktalarından biri olan Antarktika, yalnızca buzullar ve dondurucu soğukla değil, barındırdığı sıra dışı doğa olaylarıyla da bilim dünyasını şaşırtmaya devam ediyor. Bu gizemli kıtanın en dikkat çekici oluşumlarından biri ise Erebus Dağı. Aktif bir yanardağ olan Erebus, son yıllarda alışılmışın çok dışında bir özelliğiyle gündemde: atmosfere altın saçması.
Bilim dünyasının yakından takip ettiği bu olağanüstü olay, doğanın ne kadar şaşırtıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
HER GÜN BİNLERCE DOLARLIK ALTIN HAVAYA KARIŞIYOR
Uluslararası bilim platformlarında yer alan bilgilere göre Erebus Dağı, her gün yaklaşık 80 gram kristalize altın içeren gaz ve partikülleri atmosfere salıyor. Bu miktarın maddi karşılığı ise günlük ortalama 6 bin dolar civarında. Mikroskobik boyuttaki bu altın parçacıkları, volkanik gaz bulutlarıyla birlikte kilometrelerce uzağa taşınabiliyor.
Araştırmalar, bu altın tozunun Erebus'tan yaklaşık 1000 kilometre uzaklıkta bile tespit edilebildiğini ortaya koyuyor. Yani altın, sadece dağın çevresinde değil, geniş bir alana yayılıyor.
EREBUS SADECE ALTIN DEĞİL, TEHLİKE DE SAÇIYOR
NASA'nın Dünya Gözlemevi verilerine göre Erebus Dağı, yalnızca altın değil; yoğun gaz, buhar ve zaman zaman "volkanik bomba" olarak adlandırılan büyük kaya parçaları da püskürtüyor. Bu dev kayalar patlamalar sırasında büyük bir hızla çevreye savrulabiliyor ve ciddi risk oluşturuyor.
Aynı zamanda dağın zirvesinde sürekli aktif halde bulunan bir "lav gölü" yer alıyor. Bu özellik, Erebus'u dünyadaki sayılı örneklerden biri haline getiriyor. Uzmanlar, lav gölünün asla donmamasının son derece özel jeolojik koşullara bağlı olduğunu vurguluyor.
50 YILI AŞKIN SÜREDİR SUSMUYOR
New York'taki Lamont-Doherty Dünya Gözlemevi'nden volkanolog Conor Bacon'a göre Erebus, en az 1972 yılından bu yana kesintisiz şekilde aktif durumda. Bu da onu Antarktika'nın en uzun süreli aktif yanardağı yapıyor.
Ancak bilim insanları, dağ hakkında hâlâ cevaplanmamış çok sayıda soru olduğunu belirtiyor. Erebus'un sadece kendi çevresini değil, bölgedeki diğer volkanik hareketleri ve sismik aktiviteleri de tetikleyebileceğine dair çeşitli teoriler bulunuyor.
DOĞA HEM SERVET HEM TEHLİKE SUNUYOR
Erebus Dağı, bir yandan gökyüzüne altın partikülleri savururken, diğer yandan taşıdığı volkanik risklerle doğanın iki yüzünü aynı anda sergiliyor. Bilim insanları için eşsiz bir araştırma alanı sunan bu yanardağ, insan müdahalesinin neredeyse mümkün olmadığı nadir bölgelerden biri olmayı sürdürüyor.
BU ZORLU YOLCULUKLARDAN BİRİNİN TÜRKİYE'DE YER ALDIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? İŞTE DÜNYANIN EN TEHLİKELİ YOLU!
Türkiye'nin doğusunda, Of ile Bayburt ilçeleri arasında uzanan 105 km'lik D915 yolu, sürücüler tarafından dünyanın en zorlu yollarından biri olarak gösteriliyor.
Kuzeydoğu Anadolu'yu Karadeniz'e bağlayan D915 dağ yolu, keskin virajlar ve tehlikeli inişleriyle en deneyimli sürücüler için bile geçmesi son derece riskli bir rota sunuyor.
D915, ilk bakışta sıradan bir yol gibi görünse de ilerledikçe yol hem daralıyor hem de dikleşiyor, bu da sürücüler için ekstra tehlike oluşturuyor.
D915 yolunda toplam 38 keskin viraj bulunuyor, ancak en ünlüsü "Derebaşı Virajları" olarak biliniyor. Deniz seviyesinden 1.712 ile 2.035 metre yükseklikte uzanan 5,1 km'lik bu bölümde 17 viraj yer alıyor ve eğimleri %17'ye kadar çıkıyor.
En dik ve dar kısımlarda iki araç karşılaştığında, birinin diğerine yol vermek için geri gitmesi gerekiyor.
Bu durum, özellikle yaz aylarında bile sık görülen yoğun sis ve yağmur gibi kötü hava koşullarında yolu çok daha tehlikeli hâle getiriyor.
Kar ve buz nedeniyle D915, Ekim'den Haziran sonu veya Temmuz başına kadar trafiğe kapalı tutuluyor, çünkü bu koşullar yolu çok daha tehlikeli hale getiriyor.