Dünyada bir adım attığınızda kalabalıktan kaçamayacağınız bir yer olduğunu söylesek? Sadece iki futbol sahası büyüklüğünde, ancak yüzlerce insanın omuz omuza yaşadığı bu ada, ne gökdelenlerle dolu bir metropol ne de bir mülteci kampı… Karayipler'in ortasında, arabasız, neredeyse suçsuz ve şaşırtıcı derecede "yaşanabilir" olan Santa Cruz del Islote, dünyadaki yaşam algısını tamamen altüst eden hikâyesiyle duyanları hayrete düşürüyor.
Kolombiya'nın Karayip kıyılarında yer alan San Bernardo Takımadaları'ndaki Santa Cruz del Islote, dünyadaki en yoğun nüfuslu ada olarak biliniyor. Yalnızca iki futbol sahası büyüklüğündeki bu minik adacıkta bugün 1.200'e yakın insan yaşıyor. Alanı sadece 0,012 kilometrekare olan Santa Cruz del Islote, bu özelliğiyle dünya genelinde benzeri olmayan bir yerleşim alanı sunuyor.
İlginç olan şu ki, ada 19. yüzyıla kadar tamamen ıssızdı. Afro-Kolombiyalı balıkçılar, San Bernardo çevresinde daha uzun süre denizde kalabilmek için mercan ve yükselmiş deniz tabanından oluşan bu adacığı geçici bir durak olarak kullanmaya başladı.
Zamanla burada kalıcı olarak yaşamaya karar verdiler ve küçük balıkçı kampı, yavaş yavaş bir yerleşime dönüştü. Yıllar içinde nüfus arttı ve ada, bugünkü sıkışık halini aldı.
Resmi rakamlara göre adada yaklaşık 1.200 kişi yaşasa da, bazı yerel halk bu sayının 900 civarında olduğunu savunuyor. Ancak sayı ne olursa olsun, Santa Cruz del Islote son derece dar bir yaşam alanına sahip. Adada yaklaşık 115 ev bulunuyor ve yeni yapı alanı olmadığı için birçok ev yukarı doğru genişletiliyor. Bu durum, hem güvenlik hem de yapı dayanıklılığı açısından endişelere yol açıyor.
Adanın ünü yayıldıkça turistlerin ilgisi de artmış durumda. Ancak halk, sürekli fotoğraflanıp izlenmekten rahatsız olduğu için ziyaretçilerden ücret almaya başlamış. İçme suyu haftada bir ana karadan getiriliyor ve yoksulluk önemli bir sorun olmaya devam ediyor.
Buna rağmen ada sakinleri, suç oranının neredeyse sıfır olduğunu, araç bulunmadığı için trafik tehlikesinin hiç yaşanmadığını söylüyor. Tüm zorluklara rağmen Santa Cruz del Islote halkı, burayı terk etmeyi düşünmüyor.
PEKİ DÜNYANIN EN UZAK ADASINI BİLİYOR MUSUNUZ? ULAŞMAK 6 GÜN SÜRÜYOR!
Dünyanın en izole yerleşimini ziyaret etmek isteyenlerin 1 yıl önceden plan yapmaya başlaması öneriliyor. Bunun nedeni ise, Güney Atlas Okyanusu'nun ortasında yer alan Tristan da Cunha Adası'na yerleşimine ulaşmanın oldukça zahmetli olması.
Adaya ulaşmak için genellikle Güney Afrika'nın Cape Town kentinden kalkan bir gemi bulmak gerekiyor. Bununla da bitmiyor. Ziyaretçiler, Tristan da Cunha yönetimine e-posta göndererek seyahat için resmi izin talep etmek zorunda. İzin sürecinde adaya geliş nedeni ve varsa adli sicil bilgileri paylaşılıyor. Onay alındıktan sonra ise yaklaşık bir hafta süren deniz yolculuğu başlıyor.
Tristan da Cunha, aktif bir volkanik ada. Son patlama 1961 yılında yaşandı ve bu patlama sırasında ada halkı İngiltere'ye tahliye edildi.
Bugün adada yalnızca 209 kişi yaşıyor. Aşırı uzaklığı sayesinde ada sakinleri, oldukça sakin ve güvenli bir hayat sürüyor. Adada otel bulunmadığı için, yönetim ziyaretçiler için ev konaklaması programı oluşturmuş durumda.
Ada sakinlerinin "dünyanın en uzak yerleşimi" olarak tanımladığı bu yerde hayatı merak edenlerin ziyaret etmesi bu sayede mümkün oluyor.
Burası dünyanın en izole yerleşimi olarak biliniyor. Güney Atlas Okyanusu'nun ortasında yer alan Tristan da Cunha Adası'nın kıyısında bulunuyor. Ada, Cape Town kıyılarına yaklaşık 2.800 kilometre uzaklıkta.
Adaya ulaşım yalnızca deniz yoluyla mümkün. Çoğu yolculuk Cape Town'dan başlıyor. Yolculuk yaklaşık 6 gün sürüyor ve gemi seferleri düzensiz. Bazı aylar birkaç sefer yapılırken, bazen bir ay hiç sefer olmuyor. Yerleşim, uzun yolculuğun ardından gelen ziyaretçileri sıcak misafirperverlikle karşılamasıyla tanınıyor. Adada yaşayan 209 kişiden 25'i geçici görevli. Kalıcı nüfus içinde ise yalnızca 11 farklı soyadı bulunuyor.
Dünyanın en izole yerleşimlerinden biriyle dikkat çeken bu sıra dışı coğrafyaların ardından, bu kez gözler Avrupa'nın en güzel kasabalarına çevrildi. Doğal güzellikler, mimari doku, yaşam kalitesi ve turistik cazibe gibi birçok kriterin baz alındığı yeni sıralama açıklandı. Listede Türkiye'den bir kent de yer aldı. İşte Avrupa'nın en güzel 30 kasabasının yer aldığı güncel liste…
30. Gura Humorului / Romanya
Gura Humorului Romanya'nın kuzey doğusundaki Suceava ilçesindeki bir kasaba. Bukovina'nın tarihi bölgesinde yer alıyor. Gura Humorului, 2011 nüfus sayımına göre ilçede 12 bin 729 nüfuslu yedinci en büyük yerleşim yeridir. 1904 yılında bir şehir ilan edildi ve 2005 yılında bir tatil yeri oldu.
29. Kotor / Karadağ
Karadağ'ın UNESCO tarafından koruma altına alınmış, şirin sahil kasabası, Avrupa'nın en güney fiyordu Kotor'da beklentilerinizin çok üzerinde keyifli bir tatil yapmak mümkün... Karadağ'ın başkenti Podgorica'ya uçtuktan sonra yaklaşık üç saatlik bir otobüs yolculuğunu ardından Kotor'a ulaşılıyor. Yol süresi biraz uzun olsa da yolculuğa eşlik eden Karadağlar'ın ve fiyordarın büyüleyici manzarası gerçekten görülmeye değer.
28. Ohrid / Makedonya
En güzel Balkan kentlerinden biri olan Ohrid, sadeliğiyle ve dört bir yana saçılan tarihi izlerle hemen sevdiriyor kendini. Aynı adı taşıyan gölün kıyısında kurulan, cazibesini büyük ölçüde bu göle borçlu olan bir yer. Avrupa'nın en eski, en derin ve en berrak suya sahip gölleri arasında yer alıyor. UNESCO'nun Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Ohrid'de; daracık sokaklara serpiştirilen tarihi evlerin arasında yürümek, gölün etrafında gezintiye çıkmak, manzaraya nazır restoranlarda keyifli bir yemek molası vermek yapılacaklar listenizde olsun.
27. Monsanto / Portekiz
Monsanto köyü, Portekiz'in en turistik köylerinden biri. Yılın herhangi bir zamanında, farklı ülkelerden gelen turistler, büyük taş kayalar arasında inşa edilen ve "Portekiz'in en Portekizli kasabası" unvanına sahip bu güzelliği görmek için buraya akın ediyor.
26. Zalipie / Polonya
Polonya'nın en güzel köyü olan Zalipie, Krakow şehrine yaklaşık 68 km. uzaklıkta bulunuyor. Köyü özel kılan ise evlerin çiçek motifleriyle süslenmiş olması...
25. Sint-Martens-Latem / Belçika
Belçika'daki Doğu Flanders eyaletinde bulunan bu kasaba Avrupa'da pek fazla bilinmiyor. Listede 25'inci sırada yer alıyor.
24. Riquewihr / Fransa
Fransa'da Alsace bölgesindeki köyler içinde en güzeli Riquewihr. Colmar'a 20 dakika uzaklıkta. Burası Alsace'ın güzel evlerinden çokça barındırıyor. Kasabayı gezmeye gelenler fotoğraf çekmeye doyamıyor. Özellikle büyülü tepeleri ve üzüm bağlarıyla Riquewihr, Alsace'ın incisi olma niteliğini ve hakkını ziyaretçilerinden almış.
23. Saint-Cirq-Lapopie / Fransa
Listenin 23. sırasında ise Saint-Cirq-Lapopie kasabası yer alıyor. Fransa'nın güney batısındaki Lot bölümünde yer alan kasaba Avrupa'nın gizli cennetlerinden...
22. Porvoo / Finlandiya
Başkent Helsinki'nin 50 km doğusunda Finlandiya Körfezi'nin kıyısında yer alıyor. Özellikle kış aylarında turistleri kendine çekiyor.
21. Koprivştitsa / Bulgaristan
Bulgaristan'da Topolnita Nehri üzerinde, Sofya'ya bağlı Koprivshtitsa tarihi bir kasaba. 1876 Nisan Ayaklanmasının merkezlerinden biriydi ve çok popüler bir turizm beldesi… Otantik Bulgar mimarisi ve halk müziği festivalleri ile ünlü.
20. Sopron / Macaristan
Sopron, Neusiedl Gölü / Fertö gölü yakınlarındaki Avusturya sınırındaki Macaristan'da bir kent. Sopron uzun menzilli doğa yürüyüş (trekking) yolu olan Sultanlar Yolu üzerinde yer alıyor. Sopron, 300'den fazla diş kliniğine sahip bir şehir olarak Dünya diş başkenti olarak da biliniyor.
19. Reine / Norveç
Bu kasaba, Norveç'in en büyük haftalık dergisi (Allers) tarafından 1970'lerin sonlarında ülkenin en güzel köyü seçilince dikkatleri üzerine çekmiş. Güzel manzarasıyla Norveç'i tanıtan broşürlerde de sıkça kullanılan Reine, Sakrisoya ve Hamnøya'nın güneyinde yer alıyor. Günümüzde de çoğu gezgin tarafından 'Dünyanın en güzel köyü' olarak tanımlanan Reine'in yerini tam olarak tarif etmek gerekirse de, Kuzey Kutup Dairesi'nin 100 km üstündeki Moskenesøya Adası üzerine kurulu bu şirin yerleşim yeri.
