Anadolu'nun tarihi yolculuğu, şehir ve ilçe isimlerine de yansıdı. Osmanlı döneminden günümüze uzanan süreçte Rumca, Ermenice, Arapça, Farsça ve Türkçe birçok bölgenin adı değişti. Bugün aşina olduğumuz modern şehirlerin geçmişte bambaşka bir isim taşıdığını çoğu kişi ilk kez öğreniyor. Tarihin tozlu sayfalarından günümüze uzanan bu dönüşümü sizler için derledik. İşte yıllar içinde isim değiştiren o şehirler ve eski adları…
Türkiye'deki illerin isimleri, geçmiş uygarlıkların izlerini taşıyan kültürel ve coğrafi bir mirası yansıtır. Eski adların büyük bölümü kentin doğal yapısına, bölgede yaşayan topluluklara, yaşanan tarihî olaylara ya da dönemin önemli kişi ve devletlerine dayanır. İşte Türkiye'nin illerinin eski adları ve bu adların ardındaki tarihî anlamlara kısa bir bakış…
ADANA
Adana'nın kuruluşuna dair kesin bilgiler mevcut değildir, ancak Bizanslı tarihçi Etien'in aktardığına göre, kente dair eski bir efsane bulunmaktadır. Efsaneye göre, Uranüs'ün oğulları Adanos ve Saros, Tarsus'la savaşıp bu bölgeyi fethetmişlerdir. Adanos, fethettikleri bu kente kendi adını vererek Adana olarak adlandırmış, Saros ise yakınlardaki ırmağa Seyhan adını koymuştur.
ADIYAMAN
Adıyaman, ilk yerleşim olarak Piran Köyü'nün bulunduğu alanda kurulmuş olup, başlangıçta Perre adıyla anılmaktaydı. Daha sonra Emeviler dönemi sırasında burada bir kale inşa edilmiştir. Bu kale, "Mansur'un Kalesi" anlamına gelen "Hısn Mansur" adıyla tanınmaya başlanmıştır. Şehir, 1. Selim döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır.
AFYONKARAHİSAR
Afyonkarahisar, Türk halk müziğinde sıkça karşılaşılan "Hisar" kelimesiyle tanınır. Özellikle "Hisarın bedenleri çevirin gidenleri" gibi dizeler, bu kelimenin anlamını derinleştirir. Afyon türkülerinde yer alan "Hisar" ifadesinin tesadüfi olmadığı açıktır. Şehrin eski adı Akroenos olup, Selçuklular döneminde uzun süren bir kuşatmanın ardından bu bölge, önemli bir stratejik nokta haline gelmiştir. Bu tarihi süreç, şehrin kültüründe ve türkülerinde iz bırakmıştır.
AĞRI
Ağrı, adını sınırları içindeki ünlü Ararat Dağı'ndan alır. Antik zamanlarda, yeryüzü büyük bir su baskınına uğramış, bu felaket halk arasında Nuh Tufanı olarak bilinir. Nuh Peygamber, her hayvan türünden birer çift alarak onları büyük bir gemiye bindirmiştir. Bu gemi, İslam kaynaklarına göre Cudi Dağı'na oturmuşken, Hristiyan kaynaklarında ise Ararat Dağı'na indiği anlatılır. Bu efsane, bölgenin tarihi ve kültürel kimliğinde önemli bir yer tutar.
AKSARAY
Aksaray, Selçuklu Sultanı Izzettin Kılıçarslan döneminde önemli bir gelişim gösterdi. Sultan, şehirde camiler, medreseler, kümbetler ve büyük, beyaz bir saray inşa ettirdi. Bu beyaz saray, şehre adını vermiştir; "Aksaray" adı, bu sarayın renginden ve görkeminden kaynaklanmaktadır. Şehir, zamanla bu yapılarla kültürel ve mimari bir merkez haline gelmiştir.
AMASYA
Amasya, tarihçi Strabon'a göre Amazonlar'dan Amasis tarafından kurulmuştur. Amasis, şehre kendi adını vererek "Amasesia" olarak adlandırmıştır. Bu isim, kentin kurucusunun adıyla özdeşleşmiş ve zamanla bugünkü Amasya adını almıştır.
ANKARA
İslam kaynaklarında Ankara, "Enguru" olarak anılmaktadır. Şehrin adı hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bazılarına göre, Ankara adı Farsça "üzüm" anlamına gelen *engür* kelimesinden türetilmiştir, kimilerine göreyse Yunanca'da "koruk" anlamına gelen*aguirada kelimesinden alınmıştır. Diğer bir görüşe göre ise, Hint-Avrupa dillerindeki "eğmek" anlamına gelen *ank* veya Sanskritçe'deki "kıvrıntı" anlamına gelen *ankaba* kelimeleriyle bağlantılıdır. Ayrıca, Latince'deki "çengel" anlamına gelen uncus kelimesi de Ankara adıyla ilişkilendirilmiştir. Frig dilinde ise ank kelimesi "engebeli, karışık arazi" anlamına gelir, bu da şehrin coğrafi yapısına işaret edebilir. Ankara'nın tarih boyunca aldığı diğer isimler arasında Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, Ancora gibi çeşitli formlar yer almış, sonunda günümüzdeki "Ankara" şekline dönüşmüştür.
ANTALYA
Antalya, MÖ 2. yüzyılda Bergama kralı II. Attalos tarafından kurulmuştur. Şehir, başlangıçta kurucusunun adıyla anılmış ve *Attaleia* olarak bilinmiştir. Zaman içinde, bu isim çeşitli evrelerden geçmiş ve sırasıyla Adalia, Antalia gibi formlara dönüşmüştür. Sonunda, bugünkü Antalya ismini alarak günümüze kadar ulaşmıştır.
ARTVİN
Artvin, Kıldiyet Dağı'nın dik yamaçlarına İskitler tarafından kurulmuştur. Halk arasında yaygın bir inanışa göre, Artvin adı, şehri kuran İskit hükümdarının adından türetilmiştir. İlk zamanlarda *Artvani* olarak anılan şehir, daha sonra *Artvini* biçimini almış ve zamanla günümüzdeki Artvin adını kazanmıştır.
AYDIN
Aydın, ilk olarak Argoslar tarafından kurulmuştur. Şehir, adını Anadolu Beyliklerinden biri olan Aydınoğlu Beyliği'nin kurucusu Mehmet Bey'den alır. Aslında, Aydın adı, Mehmet Bey'in babasının isminden türetilmiştir.
BALIKESİR
Balıkesir'in adı, eski bir yerleşim yeri olan Paleokastio'dan türediği düşünülmektedir. Bunun dışında halk arasında yayılan bir efsaneye göre, "balık" kelimesi ile "kesir" kelimesi birleşerek "çok balık" anlamını taşır. Zira *kesir* Arapçadaki "çok" anlamına gelir, bu da şehrin adıyla ilgili farklı bir yorum ortaya koymaktadır.
BARTIN
Bartın'ın adı, antik dönemde *Parthenios* olarak bilinen bir yer adından türetilmiştir. *Parthenios*, Bartın Irmağı'nın eski adıdır ve Yunan mitolojisinde Okenaus'un çocuklarından biri olan ve "Sular Tanrısı" olarak bilinen bir figüre atıfta bulunur. Bu kelime, "Sular Tanrısı" ya da "Muhteşem Akan Su" anlamlarına gelir.
BAYBURT
Bayburt'un adı, Orta Çağ'da kasabaya verilen *Paypert* ya da *Pepert* adlarından türetilmiştir. Bu eski isim, zamanla bugünkü *Bayburt* şeklini alarak günümüze kadar ulaşmıştır.
BİLECİK
Bilecik, Bizans döneminde *Bilekoma* adıyla bilinen bir kaleye sahipti. Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Bey, bu bölgeyi fethettikten sonra kaleye ve çevresine *Bilecik* adını vermiştir.
BURSA
Bursa, eski Bitinya bölgesinin başkenti olup, kurucusu olan Bitinya Kralı Prusias'ın adıyla anılmıştır. Bu isim, MÖ 2. yüzyılda şehre verilmiştir.
ÇANAKKALE
Çanakkale, Marmara ve Ege denizlerini birbirine bağlayan boğazın en dar noktasında kurulmuş olan, bu bölgedeki şehir ve kasabaların en büyüğü ve il merkezidir. Boğazın şekli tıpkı bir çanağa benzer, bu yüzden şehir de adını bu özelliğinden almıştır.