Dünyanın en büyük gastronomi platformlarından biri olan TasteAtlas, "2026 Yılının En İyi Yemekleri"ni sıraladı. 2025-2026 yılının en iyilerinin belirlendiği bu listede her zamanki gibi yine Türk rüzgarı esti. Dünya mutfaklarının sıralandığı listede Anadolu'nun o enfes lezzeti ilk 5'te yerini aldı.
TasteAtlas tarafından hazırlanan "2026'nın En İyi Yemekleri" listesinde dünyanın dört bir tarafından yemekler sıralandı. Listede Anadolu'nun bakın hangi listeyi 5. sırada yerini aldı.
1. Vori-vori
Vori-vori, Paraguay'a özgü bir çorbadır; mısır unu ve peynirle yapılan küçük topların, çoğunlukla tavuk, sebzeler ve otlar içeren bir suda pişirilmesiyle hazırlanır ve ülkenin kırsal ve kentsel bölgelerinde temel bir yemek olarak kabul edilir.
2. Pizza Napoletana
İtalya'nın en sembolik mutfak yaratımı olan gerçek pizza Napoletana, yalnızca birkaç basit malzemeyle yapılır ve sadece iki çeşitte hazırlanır:
Marinara: Sarımsak ve kekikle tatlandırılmış domates bazlı sosla hazırlanan temel Napoli pizzası.
Margherita: Üzerine domates, mozzarella ve taze fesleğen yaprakları konan çeşidi; bu lezzetli kombinasyonun renklerinin İtalyan bayrağını temsil ettiği söylenir.
3. Tajarin al tartufo bianco d'Alba
Tajarin al tartufo bianco, bölgenin yıldızı olan tartufo bianco d'Alba (Alba beyaz trüfü) ile tatlandırılan bir makarna yemeğidir. Bu basit yemek; tereyağı, karabiber ve taze rendelenmiş beyaz trüf ile lezzetlendirilmiş, elde yapılmış tajarin (taglierini veya tagliolini olarak da yazılır) makarnasından oluşur.
4. Sate kambing
Sate kambing, ana malzeme olarak keçi eti veya koyun etiyle hazırlanan geleneksel bir yemek ve bir tür sataydır. Et küpler veya parçalar hâlinde kesilir ve kecap manis (tatlı soya sosu), galangal, öğütülmüş arpacık soğanı, ananas suyu ve (çoğunlukla) chili biberleri gibi malzemelerden oluşan bir karışımda marine edilir.
LİSTENİN 5.SIRASINDA DOĞU ANADOLU'NUN O ENFES LEZZETİ VAR
5. CAĞ KEBABI
Cağ kebabı, Türkiye'nin Erzurum şehrinden köken alan bir kebap çeşididir. Yaklaşık 12 saat boyunca soğan, tuz ve karabiberle marine edilen kuzu eti, büyük bir yatay şişe yerleştirilir ve odun ateşi üzerinde pişirilir.
Usta eller, uzun bir şiş alarak yumuşak ve sulu kuzu etinden dilimler keser ve şiş dolana kadar devam eder. Bu yemek geleneksel olarak ya doğrudan şişten tüketilir ya da et, sıcak ve taze pişmiş lavaş ekmeğine sarılarak yenir.
TASTEATLAS DÜNYANIN KONUŞTUĞU O TARİFİ DE AÇIKLADI! ANADOLU'NUN YÜZLERCE YILLIK SIRRI ŞEFLERİ BİLE MEST ETTİ...
Yufka, un, su, tuz ve zeytinyağından oluşan geleneksel bir yassı ekmektir. Mayasız hamur genellikle merdane ile kâğıt inceliğine ulaşana kadar açılır. Yufkanın, baklavalık yufkanın (phyllo) daha eski bir formu olduğuna inanılmaktadır.
Yufka, çeşitli Türk hamur işlerinin hazırlanmasında kullanılabilir ve bir şavurma sandviçinin tüm malzemelerini taşıyacak kadar dayanıklıdır. 2016 yılında UNESCO, yufka yapımı ve paylaşma kültürünü İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak tanımıştır.
Bugün market raflarında vakumlu poşetlerde satılan yufka, aslında yüzlerce yıllık bir Anadolu geleneğinin sembolüdür.
Oklava ile inceltilir, sacda pişirilir ve bohçalara sarılır. Yufka yalnızca bir hamur değil, bir hayatta kalma stratejisi, bir mutfak dehası olmasıyla da bilinir.
ORTA ASYA'DAN GÜNÜMÜZE: YUFKANIN YOLCULUĞU
Yufkanın hikayesi, Türklerin Orta Asya'daki göçebe yaşamına kadar uzanır.
O dönemlerde, kıtlık zamanlarında kolay taşınabilen ve uzun süre dayanacak gıdalar tercih edilirdi. Su, un ve tuzla yapılan sade hamur, sac üzerinde pişirilir ve kurutulurdu.
Bu pişmiş incecik ekmekler, günlerce bozulmadan dayanır, gerektiğinde suyla ıslatılarak yeniden tüketilirdi.
Göçebe çadırlarında yapılan yufkalar, zamanla Anadolu'nun yerleşik köy mutfağında da yerini aldı. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de yufka sadece evlerin değil, kervansarayların, tekke sofralarının ve saray mutfaklarının ayrılmaz parçası oldu.
EKMEK GİBİ SAYGIDEĞER
Türk mutfağında yufka yalnızca börek için değil; ekmek yerine de kullanılır. Özellikle İç Anadolu'da sofraya ekmek niyetine yufka konur.
Yufka aynı zamanda bazı evlerde tarhana bastırmak için, bazılarında da çökelekle dürülerek kullanılır.
Kimi evlerde tek başına tereyağı sürülerek yenir, kimi evlerde de kavurmalı dürüm olur. Ancak her halükarda sofranın baş köşesinde yerini alır.