Kadına ve tasarıma inandı İpekyol doğdu
İpekyol markasının yaratıcısı Yalçın Ayaydın, hedef kitle olarak seçtikleri kadınların renklerine kafa yormuş ardından tasarım ekibini devreye sokmuş Yurtiçinde tanınan İpekyol'da yeni hedef yurtdışı.
Yalçın Ayaydın İpekyol'un hayalini, ' bir gün şirket kuracağım, ismi de İpekyol olacak' diyerek üniversite yıllarında kurmuş. İpekyol, Mardinli Ayaydın Ailesi'nin memleketlerine olan tutkusu bir anlamda. Konfeksiyon dünyasının öncü isimlerinden Yalçın Ayaydın, yenilikçi hareketleriyle dikkat çekiyor. Tasarımcılara müthiş inanıyor ve kendine de iddialı hedefler koyuyor. Koymakla da kalmıyor, bunları gerçekleştirmek için yeni projeleri uygulamaya alıyor. 2006 yılında İpekyol'un 20. yılını kutlamaya hazırlanan Ayaydın, 1000 kişiye istihdam sağlayacak, 40,000 m2 alan üzerine kurulu, 17,000 m2 kapalı alanı bulunan, yurtdışından gelen misafirleri İstanbul- Edirne arasında helikopterle taşımak üzere bir helikopter pisti bulunan ve yılda 1,5 milyon parça üretim kapasitesine sahip fabrika yatırımı ile Edirne'yi geçerek dünya markası olma yolunda hızla ve emin adımlarla ilerliyor. İlk adımı Atina'daki 2 yeni mağaza ile attı bile. Ayayadın markalaşma yolunda katettiği yolu şöyle özetliyor:
ÜÇ TEMEL FAKTÖR 20 yıl elbette bir şirket için uzun bir süre değil. Ama biz 20 yılda çok iyi bir yere geldik. Yurtiçinde gerçek anlamda markalaştık, şimdi de yurt dışında aynı emin adımlarla ilerliyoruz. Biz her sezon ayrı bir heyecan yaşıyoruz. Esas başarımız; insanların kafasında bir İpekyol kadını var ettik. Sektörün büyümesiyle birlikte kuruluşların daha uzun soluklu çalışmalarla kalıcı markalar yaratmaları ülke ekonomisi için önemli bir katma değer kaynağının da başlangıcı olacak. Bu nedenle yurtdışı çok önemli. Kendimize dönüp baktığımda; İpekyol'un markalaşma hikayesinin ardında aslında 3 temel faktör olduğunu görüyorum;
Detaylı, uzun vadeli ve ayakları sağlam bir şekilde yere basan türden bir stratejik planlama. Adım adım ilerleme. Mesela bir ayda 5 mağaza birden açmadım hiç. Yılda 1,5 milyon metre kumaştan 1 milyon parça üzerinde konfeksiyon ürünü satıyoruz artık. Mağaza sayımız 40'a ulaştı. Sadece İstanbul'da 12 mağazamız var. Ayrıca Türkiye'de 100 noktaya mal satıyoruz. Yine kendi markamızla 7-8 ülkeye konfeksiyon ürünü gönderiyoruz. Türkiye'de istediğmiz konuma geldiğimizden Avrupa'ya açılmaya başladık. İlk durağımız olan Atina'nın en yeni alışveriş merkezi The Mall'da İpekyol ve Maçka mağazalarını hizmete soktuk. Bundan sonra diğer Avrupa başkentleri gelecek.
Ekip arkadaşları. Tasarımcısından son ütücüsüne kadar bu bir ekip işi. Doğru insanlarla çalışmak zorundasınız. Doğru bir şekilde iletişim kurmak durumundasınız.
Her türlü yeniliğin; gerek teknolojik anlamda gerekse trendler açısından yakın takipçisi olduk.
ÖNCE KADINI TANIDIK Bir de bana göre ölçü şu; marka olabilmek ve Paris, Londra, Milano, New York gibi moda merkezlerinde mağaza açabilmek için, her hafta mağazaya mal indirmek gerekiyor. Örneğin Avrupa'nın önde gelen mağazalar zinciri H & M'in dağıtımından her 10 dakikada bir kamyon çıkıyor. Müşteri her hafta mağazaya geldiğinde başka bir giysi bulacak ve tabii satın alacak. Bir de kişisel tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim; moda oturduğun yerden olmuyor; çok yer göreceksin, çok insan tanıyacaksın, cemiyet hayatını takip edeceksin. Kadının tüm dünyadaki renklerini bildiğini göstereceksin, kadına kendi için seçilmiş bir giysi aldığını hissetireceksin. Bizler İpekyol'da 20 yıldır kendimizi ürünümüzü alan kişinin yerine koyduk, hangi şartlarda ve nasıl birürün aldığımızda daha çok memnun oluruz buna kafa yorduk, bir başka bir deyişle, müşterimizin avukatı biz olduk.
|