"Yıldırım’ın vesayet rejimi bitecek"

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Haşmet Babaoğlu bu hafta yaşanan spor olaylarını sabahspor.com okuyucularına değerlendirdi.

Mehmet Ali Aydınlar'ın TFF başkanlığına aday olmasını nasıl değerlendiriyor?

Aziz Yıldırım'ın desteklediği Göksel Gümüşdağ'ın adaylıktan çekilmesi Yıldırım için bir yenilgi olarak görülebilir mi?

Adnan Polat'ın açıklamalarını doğru buluyor mu?

İşte Babaoğlu'nun çarpıcı açıklamaları...

TFF Başkanı Mahmut Özgener yaptığı basın toplantısı ile başkanlığı bıraktığını açıkladı. Önce Mehmet Ali Aydınlar ile Göksel Gümüşdağ aday olacaklarını açıkladı. Ancak daha sonra Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın desteklediği Gümüşdağ adaylıktan çekildi. Bunu Yıldırım için bir yenilgi olarak görebilir miyiz?
Yüzeysel olarak baktığımda Aziz Yıldırım'ın futbol camiası üzerindeki gücünün azaldığını görüyorum. Fakat bence bu durum gelişmelere açık. Yepyeni bir aday da çıkabilir. Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe Acıbadem Voleybol Takımı'nın şampiyonluğunda yaptığı açıklamalarıyla Aziz Yıldırım ile ciddi farklarının olduğunu net bir biçimde ortaya koymuştu. Herhalde Türk futbolunun yönetimi konusunda da bu farklar iyice ortaya çıkar. Türk futbolunun üzerindeki Aziz Yıldırım gücü gerileyecek gibi.

Ayrıca Mahmut Özgener'in ayrılık konuşmasını çok ilginç buluyorum. Vedadan çok "Lanet olsun! Madem öyle işte gidiyorum" konuşmasıydı. Anlaşılıyor ki Aziz Yıldırım'ın vesayet rejimi bitecek. Zaten bitmek zorunda. Sanırım Göksel Gümüşdağ, Başbakan Erdoğan'dan "Pek bu işlere bulaşma" tavsiyesini almıştır. Göksel Gümüşdağ'ın da ortadan çekilmesini böyle değerlendiriyorum.

Mehmet Ali Aydınlar'ın TFF Başkanı olması durumunda Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe başkanlığı için ciddi bir rakibi ortadan kalkmış olacağı söyleniyor aslında.
Onu şu anda bilmiyoruz. Mehmet Ali Aydınlar demek ki Fenerbahçe değil de Türk futbolunu yönetmek istedi. Belki de Fenerbahçe'yi yönetmek istemiyordu. Esas olan şu: Futbol Federasyonu'nu yönetecek adam sadece Türkiye'deki futbolu yönetmeyecek. Aslında Mahmut Özgener ve ekibinden beklenen de oydu. Türkiye'ye uluslararası futbol organizasyonlarını getirecek, Türkiye'yi dünya futbolunun merkezlerinden biri yapacak kişinin Futbol Federasyonu başkanı olması gerekiyor. Bence Göksel Gümüşdağ ve Mehmet Atalay'ın aldığı mesajlar da bu yönle ilişkili.

Galatasaray'da sular durulmuyor. Yeni yönetimle ilgili izlenimleriniz neler?
Galatasaray'da acayip işler dönüyor. Bu iş daha böyle durulmaz. Çünkü Telekom Arena'nın açılışındaki olaylardan bu yana çok hızlı değişimler gerçekleşti. Fakat asıl problemler ortaya çıkmadı. Yıllar önce AIG krizinden sonra Ünal Aysal'a "Gel Galatasaray'ı kurtar" demişlerdi. Şimdi aslında çok derin bir kriz sırasında "Gel kurtar" dediler. Ünal Aysal geliyor, kurtarıyor ve gidiyor. Bu sefer de aynı şey olabilir ve bu durum çok hızlı gerçekleşebilir. Aslında Galatasaray'da başkan Ünal Aysal güçlü değil. Ünal Aysal'ı oraya başkan yapanlar güçlü. Yarın öbür gün Ünal Aysal'a şu mesajı verir, "Tamam sen işleri yoluna koydun, hadi bakalım" derlerse hiç şaşırmam. Ama daha önemlisi, daha erken gerçekleşebilecek olay şu: Ünal Aysal "Yahu, her kafadan ayrı bir ses çıkıyor. Ayrıca bana güven vermiyorsunuz. Ben öyle başkanlık yapamam" deyip daha erken gidebilir.

Eski başkan Adnan Polat, Fatih Terim'in yardımcısı olacağı söylenen Ümit Davala için "alkolik" dedi. Ayrıca Aysal'ın 3-4 ay içinde kaçacağını söyledi. Adnan Polat'ın sözlerini doğru buluyor musunuz?
Adnan Polat'ın açıklamalarını doğru bulmuyorum. Galatasaray'ı o kadar kötü yönetti ki… Şimdi kalkıp yeni gelen yönetim hakkında içinde doğru ifadeler olmasına rağmen bu açıklamaları yapmamalıydı. Ama çizdiği bütün gruplaşmalar doğru. Bunu da sağır sultan bile biliyor. Ünal Aysal bir koalisyonun başkanı ve bu koalisyon her an çatırdayabilir.

Ayrıca Polat'ın Davala ile ilgili yaptığı açıklamaları anlamıyorum. Gider bunu Fatih Terim'e söyler, gider futboldan sorumlu yöneticilere söyler. Ama bunun kamuoyuna açıklamasını yanlış buluyorum.

Galatasaray, Fatih Terim ile anlaşmasına rağmen ortada hala resmi bir imza yok. Ancak sarı-kırmızılı ekip transferlerine devam ediyor. Galatasaray'da transferleri kim yapıyor?
Bana göre yerli futbolcu bakımından en iyi transferleri Galatasaray yaptı. Ceyhun Gülselam ile Selçuk İnan birinci sınıf transferler ve Galatasaray'ın kesinlikle ihtiyacı olan transferler. Ama belki şu var; Fatih Terim'in Galatasaray'a ikinci gelişinde öyle acayip transfer politikası yapıldı ki artık herkes korkuyor. Galatasaray bu anlamda biraz tedirgin.

Fatih Terim'e gelince; Terim'in ilkeleri vardır. O ilkelerin, o prensiplerin işlemeyeceğini gördüğü yerde kalmak istemez. Belli ki bazı konularda hala anlaşabilmiş değiller. Fatih Terim'in bütün ekibi ile birlikte gece saat bir buçukta Florya'ya gidip sabaha kadar çalıştığı günleri biliyorum. Bunu şimdi de yapıyor. Terim, daha şimdiden kulüpte bir tür sıkıyönetim havası estiriyor. Ama demek ki hala beklentileri tam olarak karşılanmış değil.

Fatih Terim'in yardımcıları olarak Hasan Şaş ve Ümit Davala olacağı söyleniyor. Sizce bu isimler doğru isimler mi?
Oradan geleceğin Fatih Terimleri çıkar mı çok emin değilim. Ayrıca Hasan Şaş çok ilginç bir insan. Müthiş bir zeka, müthiş bir heyecan. Fakat aynı zamanda çok dobra. Üslubu Fatih Terim ile uyuşur mu? Yani yarın öbür gün çatışırlar mı? Bana göre böyle bir ihtimal var.

Beşiktaş, Manchester Unitedlı futbolcu Bebe'yi 1 yıllığına kiraladı. Bu transferi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bebe, daha gelmeden yaşam hikâyesi ile şimdiden gündeme oturdu.
Bu çocuğun bütün gürültüsü hayatının ilginçliği yüzünden kaynaklanıyor.Yoksa futbolu bu şamatayı henüz hak edecek durumda değil.

Bir sezonda 7 maç oynadı.
Ben videolarını seyrettiğimde hiç özgün bir futbolcu görmedim. Umarım yanılırım. Ama birçok İngiliz futbol yazarının da aynı görüşte olduğunu da biliyorum. Bebe öyle çok gelecek beklenecek bir futbolcu değil. Ben Bobo'nun kalmasını tercih ederdim.

Beşiktaş kadrosunda Bebe, Quaresma, Guti gibi birçok yıldız barındırıyor. Tayfur Havutçu yıldızları yönetmekte zorlanır mı?
Beşiktaş'ın son döneminde Tayfur Havutçu'nun zorlanmayacağını net şekilde gördük. Yıldızlar, yıldız teknik direktörlerle anlaşamıyorlar. İşte en güzel örneği Guardiola ile Barcelonalı yıldızların anlaşması. Ama bir yıldız hoca gelince o yıldızlarla çatışıyor, yıldızlar da onla çatışıyor. Onun da en açık örneği Schuster ile Beşiktaş'ta gördük. Schuster gidince bütün Beşiktaş'ın yıldızları ferahladı.

Fenerbahçe transfer dönemine hızlı bir giriş yaptı ancak son zamanlarda duruldu.
Fenerbahçe zaten böyle bir transfer politikası izleyeceğini daha önceden göstermişti. Fenerbahçe takımının başarılarını pekiştirecek bir transfer yapacaklarını açıklamışlardı zaten. Sezer'i transfer ettiler nihayet. Sezer ile Lugano arasında bir gerginlik olmuştu. Fenerbahçe resmi internet sitesinden Sezer'in ahlaksız açıklamalar yaptığı yazılmıştı. Ben bu durumu anlamıyorum. Ya kulüpler sezon içerisinde böyle sert açıklamalar yapmayacak ya da hakkında bir yargıda bulunuyorsan o futbolcuyu transfer etmeyeceksin.

Trabzonspor'da yaprak dökümü devam ediyor. Selçuk İnan, Ceyhun Gülselam ve Jaja ile yollar ayrıldı. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Trabzon'da yaşamak, futbolcu olmak kolay değil. Aslında Trabzon'da futbol adamı olmak, Şenol Güneş olmak çok zor. Bu yüzden futbolcuların gitmesini çok iyi anlıyorum. Bunda şaşılacak bir durum yok. Mühim olan bunların yerini aynı şekilde dolduracak futbolcular alınacak mı? Şenol Güneş Burak'ı yeniden yarattı. Serkan'ı yeniden hayata döndürdü. Ama asıl soru şu; Trabzonspor Kulübü bu sene yaşadığı hayal kırıklığından sonra geleceği nasıl planlıyor? Ben onu göremiyorum.
Mesela Olcan'ın transferinden söz ediliyor. Olcan geçen yıl Türkiye'de en iyi atılımı yapan futbolcu bence. Bu çocuk kalecilik hariç sahanın her yerinde oynadı. Sonunda Gaziantepspor'da ligin iki üç yıldızından biri oldu. Hem bireysel becerileri çok güçlü hem de takım oyununa çok büyük katkısı var.