Yazarlar Sivas-Beşiktaş maçını yorumladı

Fatih DOĞAN: McGregor dönünce!

Futbol çok ilginç bir oyun... Beşiktaş, taraftarını öyle bir psikoloji içine soktu ki rakip 10 kişi kalınca umutlandırmak yerine endişenin içine düşürüyor! Kartal'ın 10 kişi kalan G.Saray'a 2-1 yenilmesi bu ruh halinin oluşmasında başlangıç noktasıydı. Ardından Karabük'ün 10 kişi ile maçı 2-0'dan 2-2'ye getirmesi ve geçen hafta da 10 kişi kalan G.Antep'in; son dakikada maçı 1-1'e getirmesi siyah-beyazlı takımın ahengi kadar taraftarın algısını ve psikolojisini de bozmuştu.
Zorlu Sivas deplasmanında 67'de Uğur Kavuk kırmızı kartla oyun dışında kalınca eminim milyonlarca Beşiktaşlı aynı hisse kapıldı. "Eyvah; maçı kaybediyor muyuz?"
Sivas'ın, Beşiktaş ile mücadelesi, bir nevi Rıza Çalımbay-Samet Aybaba düellosuna da dönüştü. İki teknik adam maçın başında kontrollü futbolu abartınca ve oyun planını rakibin hatası üzerine kurunca; maç içinden çıkılmaz bir hal aldı. Fiziksel mücadeleye dönen oyunda gözler yetenekli ayakların üzerindeydi. Özellikle ilk yarıda Fernandes ve Sivas'tan Erman'ın yapacakları önemliydi.. Ancak iki teknik adam da bu iki ismi yakın markajda tutmayı başardı. Buna 3 aydır istenen seviyeye gelmeyen Fernandes'in etkisiz kalan oyunu da eklenince Beşiktaş skoru değiştiremedi.

SİVASSPOR BÖYLE İSTEDİ!
Beşiktaş'ın bu kez 10 kişi kalan rakibi karşısında kazanamama basiretsizliğine son vermesinin nedeni Sivas'ın kendi sahasında kapanıp bir puana razı olmak yerine, galibiyeti getirebilecek bir anlayıştan vazgeçmemesiydi. Yiğidolar, oyunu kendi alanında kabullense; Beşiktaş kapanan defansları açma konusundaki zafiyeti nedeniyle galibiyet golünü bulamayabilirdi. Ancak Hilbert-Olcay-Hilbert organizasyonuyla gelen galibiyet golünün dışında da Beşiktaş pozisyonlar buldu.

Genel olarak oyun her açıdan dengeli geçti. Ancak fark oluşturan isim geldiği günden bu yana kalede olup olmadığı hissedilmeyen McGregor'un ilk kez öne çıkmasıydı. Beşiktaş, Sivas'tan çıkardığı galibiyetle 10 kişi takıntısından kurtulduğu gibi, F.Bahçe derbisi öncesi büyük moral buldu.

Metin TEKİN: Eyvah dediği an!

Dün akşamki maçta Beşiktaş ve Sivas'ı taktik anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sivas ve Beşiktaş oyun anlayışı olarak benzer yapıdalar. Yüksek tempoda bir maç olmasını bekliyordum ama tam tersine bir ilk yarı izledik. Bunun sebebi iki takımın da hücum organizasyonlarının yüksek ve uzun toplara bağlı oluşuydu. Bu yapıdaki bir oyunda ikinci topların kazanılması oyun anlayışının kilit noktasıdır. İki takım da üretkenlikten çok uzaktı. O kadar çok top kaybı yapıldı ki bu ortamda yüksek tempo futbol mümkün değildi. Böyle olunca da çok kısır, hiç gol pozisyonu üretmeden bir ilk yarı geçirdiler.
Rakiplerini n eksik kaldığı maçlarda sıkıntı yaşayan Beşiktaş, bu kez Sivas'ta eksik rakibine karşı kazandı. Kartal şanssızlığını kırdı diyebilir miyiz?
Beşiktaş bu konuda öylesine deneyimler yaşadı ki... Neredeyse rakipten bir kişi atılınca "Eyvah, şimdi ne yapacağız?" der haline geldi. Ama bu matematiksel fazlalık bu sefer avantajına oldu Beşiktaş'ın. Golde Sivas savunmasının büyük pozisyon hatası, oyunu Beşiktaş'ın istediği skora getirdi.
Son 10 senenin en çok pozisyonunu veren Beşiktaş'ı izliyoruz. Bunun nedeni nedir?
12 hafta aradan sonra gol yemediği bir maç oynadı Beşiktaş. İbrahim ve Veli orta ikilisi ile pozisyon vermeme anlamında işini görebiliyor Beşiktaş. Tıpkı Elazığ maçının ikinci devresindeki gibi. Bugün belki birkaç pozisyon verdiler ama geçmişe kıyasla daha doğru bir savunma şeklinden bahsedebiliriz.
Takımda en çok eleştirilen isimlerin başında gelen McGregor'un Sivas'taki performansını nasıl buldunuz?
Çok eleştirilen McGregor belki de en iyi maçını oynadı dün akşam.
Devre arasında büyük umutlarla transfer edilen Niang, siyah-beyazlılara hücumda beklenen katkıyı sağladı mı?
Niang'ın potansiyelinin daha fazla olduğunu biliyoruz. Yüzde yüz hazır değil. Almeida'nın olmadığı bir yerde Beşiktaş kesinlikle bu tip bir santrfor kullanmak zorunda. Bence Niang önümüzdeki haftalarda skor katkısında da bulunacaktır.
Hakem Çağatay Şahan'ı nasıl buldunuz?
Yönetimi için olumlu şeyler söylemek çok zor.

Rıdvan DİLMEN: 3 puanı McGregor aldı

Maçtan önce, "Oh' dedim, "Bugün şöyle bol pozisyonlu, heyecanlı, topun bir o kalede bir bu kalede olduğu bir maç izleyeceğim" Beşiktaş'ta, Sivasspor da ligin başından beri topu hiç eveleyip gevelemeyen, sürekli öne doğru oynamaya çalışan, ofansif oyuncularıyla etkili olan ve her maçında bol bol pozisyon yaşanan takımlardı. İlk yarı bitti ve iki takım da bizi çok şaşırttı. Rahatlıkla devrede neredeyse sıfır pozisyon vardı diyebiliriz. Adeta bir kör dövüşü! İlk 25 dakika Sivok, karşısında oynayan Eneramo'ya çok üstünlük sağladı. Bundan dolayı ilk yarının son 20 dakikasında Eneramo, Ersan'ın tarafına geçti. Bu ikili sürekli birbirleriyle mücadele ettiler.
İkinci yarıda nihayet o maçtan önce beklediğimiz oyun ortaya çıktı. Üç tane Sivasspor'un pozisyonu, iki tane de Niang'la Beşiktaş'ın pozisyonu vardı. Derken bir kırmızı; bir dalgınlık ve Olcay'ın hakikatten çok güzel asisti ve Hilbert'in sürpriz koşusuyla gelen gol, Beşiktaş'ı havaya soktu, Sivas'ın da gardını düşürdü.

FERNANDES 30'DAN SONRA KAYIP
İbrahim Toraman-Veli ikilisinin önünde Fernandes maça iyi başladı ama 30'dan sonra yoruldu ve beklentilerin çok altında kalıp oyunda kayboldu.
Gelelim McGregor'a... Beşiktaş'ın çok eleştirilen kalecisinden de bahsetmek gerek. Dün takımı adına 3 puanı cebine koydu ve Beşiktaş'ı İstanbul'a kayıpsız getirdi. Hakikatten de çok kritik ve sert şutlara çok önemli reaksiyonlar göstererek maçın adamı oldu. Hakem Çağatay Şahan, Uğur Kavuk'a gösterdiği kırmızı kartta yüzde yüz haklı. Veli'nin Grosicki'ye yaptığı hareketse net penaltıydı. Bunun dışında mümkün olduğu kadar topun oyunda kalmasını isteyen bir görüntüsü vardı hakemin.
Niang'a da değinmek gerek... Tecrübeli futbolcu şu an hiç hazır durumda değil. Koordinasyonunu kaybetmiş. Topla alış verişi iyi değil.

Turgay DEMİR: Altın!

Sivasspor iyi mücadele eden bir takım. Başında Beşiktaş'ın iliğini, kemiğini bilen Rıza hoca var. Oğuzhan'ın yokluğunda Fernandes'i etkisiz hale getirdiği takdirde Beşiktaş ataklarını başlamadan bitireceğini biliyordu ve tüm tedbirlerini buna göre aldı.
Almeida yok, geriden gelen yüksek topları Niang'ın alması mümkün değil.
Çünkü Sivas'ın göbeğinde Navratil ve Rajnoch gibi iki uzun var.
Niang o bölgede etkisiz elemana dönünce arkasındaki üçlünün de tüm planları bozuldu.
İlk yarıda pozisyon izleyemedik.
Ikinci 45'te Sivas baskıyla başladı, pozisyonlar buldu ve tam her şey iyi giderken Uğur Kavuk çıktı sahneye! Takımını çıra gibi yaktı vesselam. Baskıdan Hilbert'le çıktı
O anda dengeler değişti.
Beşiktaş'ın rakibi yine 10 kişiydi ama bu kez önde olmadıkları için paniklemediler, tam aksine ihtiyaçları olan golü bulmak için yüklendiler.
Rakip bir kişi eksilince orta saha rahatladı, Kanatları etkili kullanan ve artık daha rahat top çeviren Kartal, Hilbert'le golü bulunca üzerindeki baskıdan da kurtuldu.
Unutmadan; McGregor'un ilk kez kalecilik yaptığını gördüm. İki cihanda şahidiyim; artık iyi oynadığı bir maçı var!
Sonuç olarak Beşiktaş büyük bölümünde kötü oynadığı maçta çok zorlu bir deplasmanı kayıpsız geçti ve altın değerinde bir üç puan aldı.
Garip şekilde kaybedilen bunca puandan sonra bu ilaç oldu diyebiliriz.
Gelelim hakem Çağatay Şahan'a. Maçın başında Sivas ceza sahası içinde top elle buluştu, çalamadı...
O pozisyonuna takıldığı için Sivas'in iki net penaltısını çalamadı. Şahan kardeşim, kötünün de kötüsüydü.

Gökhan Dinç: Şampiyonluk?

Beşiktaş dün gece kazanmayı istemedi. Maçın ilk yarısında savunmadan sürekli uzun toplarla çıkmaya çalışması; siyah-beyazlı takımı deplasmana gelen bir Anadolu takımından farksız kıldı.
Sakatlıklar nedeniyle kadro tercihi konusu eleştiriye kapalı olunabilir ama saha içindeki anlayışın karşısındayım. Niang'ın tek forvet oynatılmasına tamam ama Holosko neden çizgiye atılır ki? Holosko'nun Niang'ın yanına her geldiğinde Sivas savunmasının sıkıntıya girdiğini görmezden gelmek, olmadı. İlk 45'de Beşiktaş'ın bir pozisyonu var, o da rakibin pas hatasından. İki penaltı vermedi
Hata demişken maça damgasını vuran, Sivasspor'un iki penaltısını vermeyen Çağatay Şahan'ı es geçmemek lazım.
Bir hakem maçın skoruna ancak bu kadar etki yapar. Daha fazlası olmadı, olamaz da. Ama Uğur'un Veli'yi neredeyse öldürmeye teşebbüs etmesine çıkarttığı kırmızı doğruydu.
Ama kenar yönetim, rakibin 10 kişi kalmasını iyi değerlendiremedi.
Veli'nin pozisyon sonrası sakatlanması zorunlu değişikliği getirdi ama Aybaba'nın, tercihi rakibin üstüne gitmek yerine kontrolü elinde tutmak oldu.
Mehmet Akgün değişikliği Muhammed veya Sinan girseydi o zaman daha yerinde olurdu.
Üç puanı getiren, 10 kişi kalan Sivasspor oldu. Bir anlık hata ile siyah-beyazlı takım golü buldu. Maç 11-11 devam etseydi sonuç böyle olmazdı. Ama kazanan haklıdır değil mi? Maç sonunda, 10 kişi kalmış Sivas'ı, 10 kişi kaldıktan sonra bulduğu golle yenmenin sevinci, sanki şampiyon olmuşcasınaydı.

Mert AYDIN: Uğur'un hediyesi

Oyun içinde çok da dengeli olmayan iki takımın maçında bol pozisyon bekliyorduk.
Ancak ister temkinli oynamak deyin ister pas becerisi sıkıntısı deyin, dün akşam özellikle ilk yarıda içimize fenalık geldi. İkinci yarıda bir hareket olduysa bunu sağlayan Sivas'tı.
Maçın ilk yarısını herhalde en iyi anlatacak deyim kör dövüşüydü.
Düşünün 2 pas art arda yapan takım, Barcelona havasına giriyordu. Bu kadar pas hatasından futbola benzer bir oyunun çıkması, pozisyonlar üretilmesi mümkün değildi. İşin içinde futbol olmayınca fauller de geldi ve oyun durdukça durdu.
Hakemin ilk yarıyı bitiren düdüğü futbolseverleri rahatlatan bir kurtuluş borusuydu. 10 kişi korkuttu!
İkinci yarıda Eneramo'nun öndeki varlığı daha fazla hissedilmeye başlandı. Orta sahayı daha iyi kullanan Sivasspor, net pozisyonlar buldu. Açıkçası hafta boyunca artık yedek kalacağı söylenen ve maç kurtarmadığı belirtilen McGregor, "Alın size kurtarış" dedi. 3 net pozisyonda kalesinde devleşen İskoç nihayet tatmin edici bir performans ortaya koydu.
Tam Beşiktaş'ın puan kaybı fikirleri kafalarda belirginleşirken Sivasspor 10 kişi kaldı. Aslında Beşiktaşlılar biraz paniğe bile kapıldı. Akıllarda Karabük ve G.Antep maçları vardı. Ancak Beşiktaş bu kez yavaş yavaş üstünlüğü ele aldı. Sahada 1 kişi fazla olduklarını gösterdiler. Hilbert'in golü ve kaçan pozisyonlarla maçın ilk 1 saatinden farklı bir takım görüntüsü verdiler.
Bu galibiyet tabii ki önemli.
Ama sahadaki performans, Beşiktaş adına hiç umut vermedi.