Elbette reklamın iyisi, kötüsü olmaz. Bu çılgın gencin gelişi İstanbul için iyi bir tanıtım oldu ama daha iyisi de olabilirdi.
Örneğin yayında korku evine mi gidelim, hayvanat bahçesine mi diye tartışılması ünlü fenomenin doğru yönlendirilmediğinin kanıtıydı aslında.
İstanbul'da görülecek o kadar harika yer varken korku evi, hayva- nat bahçesi kimin aklına gelir?
Anladığım kadarıyla 'IShowSpeed' ya kimseye haber vermeden kendisi geldi ya da onu getirenler Kültür ve Turizm Bakanlığı ya da başka bir devlet kurumuyla iletişime geçmeden kafalarına göre yayın yaptılar.
IShowSpeed'e yağlı güreş yaptırmak, hamama götürmek klişe tercihlerdi ve daha iyisi yapılabilirdi.
Fenomeninin yayınında gözüken CZN Burak da haliyle kendi PR'ını yapmakla meşguldü.
IShowSpeed'e Turabi'nin saçma şarkılarını dinletmek, Maraşlı dondurmacı ile girilen anlamsız mücadele, üzerine çay dökme şakası vs. çok bayat, sıfır yaratıcılık barındıran aksiyonlardı.
IShowSpeed'in, Galata Kulesi'nde güvenlikçiyle konuşmaya çalışıp "Burada İngilizce bilen yok mu?" demesi ise organizasyonun acemiliğini gösteriyor. Galiba ünlü fenomenin çevresindeki diğer Türk korumalar da İngilizce bilmiyordu.
Taksim'de döner yiyip, üçüncü ısırıkta ete ulaşan ve "Alman döneri bundan daha iyi" diyen IShowSpeed'in yuhalanması da evlere şenlikti.