Mevlüt Tezel'in kaleme aldığı bu yazıda, sosyal medyanın yeni ekonomi düzenindeki gölgede kalan yüzüne, görünmez reklam stratejilerine, influencer gelir adaletsizliğine ve gelecek nesilleri bekleyen sosyal-teknolojik dönüşümlere dikkat çekiliyor. YouTube'dan TikTok'a, otonom çocuk araçlarından emeklilik sistemine kadar uzanan bu geniş perspektif; hem bireyleri hem de toplumu yakından ilgilendiren yeni dünya düzenini sorgulatıyor.
YouTube, Instagram, TikTok gibi sosyal mecralarda içerik üreten influencer'lar (fenomenler) son dönemde ilgi gören bir meslek kolu haline geldi. Özellikle gençler hayatları sosyal medya olduğu için bu alanda para kazanmaya çalışıyorlar. Aslında YouTube, Instagram, TikTok gibi dev şirketler milyarlarca insanın emeğini kullanıyor. Para kazanmak için sürekli içerik üretmek ve bu içeriklerin diğer milyonlarca içerikten farklı, ilgi çekici olması gerekiyor. Farklı derken kaliteli olmasından bahsetmiyorum. Kabaca bir örnek vermek gerekirse bir gaz çıkaran insanın videosu, bebek taklidi yapan bir dede bazen büyük prodüksiyonlu işlerden bile çok izleniyor.
Yüz milyarlarca dolar kazanan şirketlerin, elbette milyonlarca insanı neredeyse bedavaya içerik ürettirmesi için "Sen de yapabilirsin", "Bak o sıfırdan başladı zengin oldu" mesajı verecek bir avuç popüler fenomene de ihtiyacı var! İşte onlar gerçekten çok iyi kazanıyor.
Örneğin 85 milyon takipçisi olan MrBeast, 85 milyon dolar gelirle dünyada en çok kazanan 'influencer'.
Türkiye'de ise bu alanda lider 120 milyon TL gelirle Orkun Işıtmak. Işıtmak'ı hem kişilik olarak hem de ürettiği içeriklerde başarılı bulduğumu belirtmek isterim. Işıtmak'tan sonra sırasıyla Ruhi Çenet (113 milyon TL), Danla Bilic (98 milyon TL), Alper Rende (90 milyon TL), Cemre Solmaz (87,5 milyon TL), Gökhan Ünver (75 milyon TL) geliyor.
Bir de şirket olarak ünlülere ya da normal kişilere yayın yaptıran içerik ürettiren sosyal medya ajansları var.
Ancak hem bazı bağımsız 'influencer'ların hem de ajanslara bağlı içerik üretenlerin evrensel medya yayım ilkelerine ve reklam kurallarına uymamak gibi kötü huyları var. Bazen normal bir yayın yaparken görsel ya da sözlü olarak gizli reklam yapıyorlar.
Bazen 'bu program ya da içerik bir marka ile işbirliği ile hazırlanmıştır' deyip reklam kurallarını hiçe sayan yayınlar yapıyorlar. Ya da reklam anlaşması yapıp paylaşım ya da yayınlard
Bazen insanlar toplumsal bir olayı sosyal medyada takip ederken örtülü ya da gizli reklamlara maruz kaldıklarından habersiz oluyorlar.
En önemlisi bazı 'influencer'lar gizli reklam anlaşması yapıp bunu resmi olarak belirtmiyorlar. Böylece kayıt dışı gelir elde edilmiş oluyor. Ödenmesi gereken vergiler ödenmiyor vs.
Ticaret Bakanlığı, sosyal medyada ve reklamlardaki işte bu aldatıcı reklamların önüne geçmek için yeni düzenleme üzerinde çalışıyor.
a bu anlaşmadan hiç bahsetmiyorlar.
Yeni yönetmelik taslağında öne çıkan uygulamalardan bazıları şöyle:
Sosyal medyadaki tanıtım ve reklam içeren gönderilere #işbirliği #reklam gibi ifadelerden en az birine yer verilmesi zorunlu.
Paylaşım yapılan içerikte #Reklam", "#Sponsor", "#İşbirliği", "#Ortaklık", "#Hediye" veya "#Davet" gibi ifadelerle birlikte, reklam verenin adı, marka veya ticaret unvanı gibi bilgilerin açıkça yer alması gerekecek.
İçeriğin birden fazla paylaşıma yayıldığı durumda, her paylaşımda bu etiketleme yapılacak.
Sesli olarak yapılan paylaşımlarda yayının başında ve yayınlanacak reklamın öncesinde "[reklam veren] hakkında reklam içerir" veya "[reklam veren] ile ücretli iş birliği içerir" ifadelerinden birine yer verilecek.
Reklamlarda dijital filtre kullanımı yasaklanırken, yapay zeka kullanılarak insan benzeri karaktere yer verilmesi durumunda ise açık, anlaşılır ve ayırt edici şekilde bu durum belirtilecek.
Eğer bu maddeler başarıyla uygulanırsa sosyal medyada halkın gizli reklamlarla kandırılma oranı ve devletin vergi kaybı düşebilir.
Asıl önemli olan bu yeni kuralların uygulanmasını sağlayacak bir denetim mekanizması geliştirmek.
***
ÇOCUKLAR İÇİN OTONOM ARAÇ
Japonya'da geliştirilen yeni şirin otonom araçlarla çocukların kısa mesafelerde tek başlarına seyahat edebilmeleri amaçlanıyor.
Mini akülü araç formatında tasarlanan bu minik araçlar, otonom teslimat robotlarını andırıyor.
Ancak bu minik otonom araçlar yapay zeka ile kontrol edilen bir sistemle çalışıyor.
Sistem; yönü, hızı ve trafikteki hareketi kontrol ediyor.
Minik yolcular yolculuk boyunca yapay zeka asistanı ile konuşabiliyorlar.
Uzmanlara göre birçok mikro sensör ve kamera sayesinde bu araçlar yakındaki hareketler ve engelleri kolayca tespit edip güvenli sürüş sağlıyor.
Henüz prototip aşamasında olan bu araçların içinde bir çocukla yapılacak yol ve sürüş testlerini ne zaman gerçekleştirileceği henüz bilinmiyor.
Asıl soru; aileler bu araçlara güvenip çocuklarını parka ya da okula gönderirler mi?
Zor karar değil mi?
Bu sorunun yanıtı biraz da hangi ülkede yaşadığınızla alakalı!
Teknoloji bu hızla gelişmeye devam ederse gelecekte okul servislerinin yerini minik otonom araçlar alabilir!
***
GELECEĞİN EMEKLİLİK SİSTEMİ
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mevzuatında yapılması planlanan yeni bir düzenlemeyle sigorta başlangıç tarihi Ekim 2008 ve sonrası olanlar, emekli olduktan sonra çalışmaya devam ederlerse emekli maaşları kesilecek.
Yani hem emekli maaşı alıp hem de çalışmaya devam edemeyecekler.
Tabii henüz netleşmiş bir durum yok ama dünyada da aynı uygulamayı görüyoruz.
Şu an en düşük emekli maaşı 16 bin 881 TL iken böyle bir uygulamayı hayata geçirmek zor.
Eğer gelecekte insanlar sadece emekli maaşlarıyla rahat bir şekilde yaşayabilirlerse bu plan hayata geçer diye tahmin ediyorum.
Ancak bazı mesleklerde deneyim ön plana çıkıyor. Deneyimli bir uçak pilotuna, gemi kaptanına, mühendise vs. çalışmak istediği halde "Hayır sen emekli oldun kenara çekil" demek ekonomiye ve topluma ne kadar faydası olur orası tartışılır.
Ama şurası kesin; Z Kuşağını tüm dünyada daha zor bir gelecek bekliyor.