Kanser, pek çok farklı risk unsurunun etkisiyle ortaya çıkan bir hastalıktır ve genellikle sağlıksız beslenme, sigara kullanımı ve obezite gibi faktörlerle ilişkilendirilir. Ancak son araştırmalar, yanlış tuvalet alışkanlıklarının da kansere yol açabileceğine dair güçlü bulgular ortaya koymaktadır.
Bağırsak kanseri, kolorektal kanserler arasında en sık görülen türlerden biri olarak günümüzde giderek daha fazla kişiyi etkiliyor. Hastalığın ortaya çıkmasında birçok farklı risk faktörü rol oynarken, özellikle hareketsiz yaşam tarzı ve obezite öne çıkan başlıca nedenler arasında yer alıyor. Uzmanlar ise, tuvalet sırasında yanlış oturma alışkanlıklarının da bağırsak kanseri riskini artıran önemli etkenlerden biri olduğuna dikkat çekiyor.
Doktor Deborah Lee, yapılan birçok epidemiyolojik araştırmanın kronik kabızlığın bağırsak kanseri gelişiminde ciddi bir risk unsuru olduğuna işaret ettiğini vurguluyor.
İlginç bir şekilde, bağırsak kanseri vakalarının büyük çoğunluğu (%63) batı ülkelerinde yoğunlaşıyor.
Doktor Lee, teorilerden birinin batı ülkelerinde bağırsakları boşaltmak için tuvalete oturmanın buna neden olabileceğini fakat genelde gelişmekte olan ülkelere bakıldığından çömelerek tuvalete gitmenin daha yaygın görüldüğünü, bunun da kanser riskini düşüren bir faktör olduğunu belirtti.
Doktor Lee'ye göre, batı ülkelerinde tuvalet kullanımında oturarak boşalma alışkanlığının bağırsak kanseri riskine katkıda bulunabileceğine dair teoriler mevcut. Öte yandan, gelişmekte olan ülkelerde çömelerek tuvalete gitme alışkanlığının daha yaygın olduğunu ve bunun da kanser riskini azaltıcı bir faktör olabileceğini belirtiyor.
Öncelikle, çömelerek tuvalete gitmek, yerçekiminin bağırsak hareketlerini daha etkili şekilde desteklemesine olanak tanır. Bu pozisyon, vücudun doğal ağırlığıyla baskı uygulanmasını sağlayarak, daha az ıkınmayı ve dolayısıyla bağırsakların daha doğal bir şekilde boşalmasını mümkün kılar.
Çömelme pozisyonu, ince bağırsak ile kalın bağırsak arasındaki valfin doğal şekilde kapanmasına olanak tanırken, oturarak tuvalete gitmek bu süreci engeller. Bu da dışkının sorunsuz bir şekilde ilerlemesi için gereken bağırsak basıncını oluşturmayı zorlaştırır.
Doktor Lee, puborektalis adı verilen kasın, çömelme pozisyonunda daha rahat gevşeyebildiğini ve bunun da bağırsak boşalmasını kolaylaştırdığını açıkladı.
Ayrıca tuvalette otururken, pelvik taban kasının kasılmış halde kaldığını da sözlerine ekledi. Pelvik taban kasının gevşemediğinde, dışkılamaya çalışırken ona karşı daha fazla zorlandığı anlamına gelir.
Çömelmenin sigmoid kolonunu hafifçe yeniden konumlandırdığı, bükülmeden kurtulduğu ve dolayısıyla rektum sayesinde daha özgürce bir çıkış sağladığını ortaya koyuyor.
BAĞIRSAK KANSERİ NASIL ÖNLENİR?
Doktor Lee, bağırsak kanseri riskini azaltmak için kabız olmayı mümkün olduğunca engellemeniz gerekir.
Lif yönünden zengin bir beslenme sistemine sahip olmak da oldukça önemli. Yetişkinlerin 30 gram lif alımı olması gerekirken yüksek yağlı, işlenmiş gıdalardan kaçınmak gerekir.
Uzman, bağırsakları zorlamadan düzenli olarak açmak, kanser riskini en aza indirmek için önemlidir.
Uzman devam etti; bazı yiyecekler bağırsaklar için mükemmeldir. Örneğin; kivi, bağırsakların düzenli olarak işlemesini kolaylaştıran özel özelliklere sahip oldukları için mükemmel bir gıda maddesidir.
Dr. Lee, düzenli egzersizin de bağırsak geçiş süresini uyarmaya yardımcı olabileceğini ekliyor. Aslında daha önceki araştırmalar da düzenli koşu yapan kişilerde koşmayanlara oranla daha az tümör olduğuna dair kanıt buldular.
Bağırsak kanseri ortaya çıktığında, bağırsak hareketlerindeki değişiklikler hastanın fark ettiği ilk belirtiler arasında olma eğilimindedir.
Aslında, NHS, bağırsak kanserli hastaların %90'ından fazlasının bağırsak hareketlerinde değişiklik yaşadığını belirtiyor. Bağırsak alışkanlıklarındaki kalıcı değişiklikler de bu belirtiler arasında bulunur.
