Hindistan'da 2018'de 11 kişinin aynı evde ölü bulunduğu Burari faciasında yıllar sonra yeni tartışma başladı. Olaydan sağ kurtulan aile üyesi Sujata Nagpal, "Bu bir intihar değildi, birileri onları buna sürükledi" diyerek resmi soruşturma sonucuna itiraz etti. Gizemli evde neler yaşandığı sorusu yeniden gündeme geldi.
The Sun gazetesinde yer alan habere göre, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'deki Burari bölgesinde bulunan bir evde Temmuz 2018'de korkunç bir manzarayla karşılaşıldı.
TÜYLER ÜRPERTEN MANZARA İLE KARŞILAŞTILAR
Aynı aileden 10 kişi evin salonunda tavana asılı halde, bir kişi ise başka bir odada cansız olarak bulundu. Asılı bulunan 10 kişinin elleri arkadan bağlı, gözleri kapalı, kulaklarında pamuk vardı.
Tüm bedenler aynı pozisyonda ve düzenli bir şekilde dizilmişti. Ailenin en yaşlı üyesi olan büyükanne ise başka bir odada boğularak öldürülmüş halde bulundu.
Evde zorla girildiğine ya da boğuşmaya dair hiçbir iz yoktu. Ailenin köpeği hayattaydı ancak baygın haldeydi.
Bu manzara, olayın sıradan bir intihar ya da cinayet vakası olmadığını düşündürdü.
KOMŞULAR: BÖYLE BİR ŞEY BEKLEMEZDİK
Komşular ve çevredeki esnaf, aileyi "sessiz, çalışkan, kavga etmeyen, dindar, içine kapanık ama normal bir aile" olarak nitelendirdi. Hiç kimse aile için böyle bir son beklemiyordu.
DOLAPTAN ÇIKAN KAN DONDURAN DEFTERLER
Polisin evde yaptığı aramalarda dolapta saklanmış defterler bulundu. Bu defterlerde, "Kim nerede duracak, ellerin nasıl bağlanacağı, gözlerin nasıl kapatılacağı, hangi sırayla hareket edileceği" ayrıntılı şekilde yazılıydı. Ayrıca, "Sakin olun, bu sadece geçici bir aşama" gibi ifadeler yer alıyordu.
Yazılara göre aile, bunun bir ölüm değil, ruhsal bir arınma ve yeniden doğuş ritüeli olduğuna inanıyordu.
MERKEZDEKİ İSİM: LALİT
Polise göre ailenin erkek üyesi Lalit, geçmişte yaşadığı bir travmadan sonra ölmüş babasının kendisiyle konuştuğunu, onu yönlendirdiğini ve koruduğunu, aileyi kurtaracak bir "ruhsal yol" gösterdiğini iddia ediyordu.
Zamanla tüm aile bu sözlere inanmış ve Lalit'in söylediklerini sorgulamadan uygulamaya başlamıştı.
AİLEDEN YILLAR SONRA GELEN İTİRAZ: İNTİHAR DEĞİLDİ
Delhi Polisi 2021'de soruşturmayı kapattı ve olayın "ritüel inancı nedeniyle gerçekleşmiş toplu intihar" olduğu sonucuna vardı.
Uzmanlara göre bu durum, bir kişinin sanrısının tüm aileye yayılması anlamına gelen "paylaşılan psikoz" vakasına uyuyordu.
Ailenin hayatta kalan akrabalarından bazıları bu sonuca inanmıyor. Olay sırasında aileyle aynı evde yaşamayan Bhavnesh ve Lalit'in kız kardeşi Sujata Nagpal, The Sun gazetesine verdiği demeçte polis soruşturmasından şüphe duyduğunu belirterek, "Onları çok iyi tanıyordum. Böyle bir şey yapacak insanlar değillerdi. Birilerinin işin içinde olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
OLAYIN BİR GÜN ÖNCESİNİ ANLATTI
Nagpal, ailenin olaydan bir gün önce düğün planları yaptığını, alışveriş konuştuğunu ve son derece normal davrandığını anlattı.
Nagpal şunları söyledi: "Bir gece önce beni arayıp yeğenimin düğününü konuşmuşlardı. Etkinlikleri planlıyorlardı ve beni alışverişe davet ettiler. Bunu nasıl yapabilirler ki?"
Cansız bedenleri gördüğü o tüyler ürperten anı yeniden yaşayan Nagpal, "Cesetlerin görüntüsü aklımdan çıkmıyor. Sekiz yıl geçti, hala şoktayız ama ne yapabiliriz ki? Bu acıyla yaşamak zorundayız." dedi.
Bazı akrabalar ise notları okuduktan sonra olayın içsel bir çöküş olduğunu kabul ettiklerini söylüyor.
CEVAPSIZ KALAN SORULAR
Olayla ilgili hala cevaplanmayan sorular ise, aile bu noktaya nasıl ve ne zaman geldi? Kimse neden fark etmedi? Bu bir inanç mıydı, psikolojik bir çöküş müydü, yoksa dış müdahale mi vardı? Bu soruların hiçbiri tam olarak yanıtlanabilmiş değil.
Burari faciası, modern toplumda kapalı kapılar ardında yaşanan psikolojik çöküşlerin ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteren en çarpıcı örneklerden biri olarak hafızalara kazındı.