Bir zamanlar "dünyanın en tüylü kızı" olarak tanınan ve çevresindekilerin ona "kurt kız" gibi lakaplar taktığı genç kadın, tüm bunlara rağmen kendi görünümünden utanmamaya karar verdi ve olduğu gibi yaşamaktan çekinmedi.
Eskiden "dünyanın en tüylü kızı" olarak tanınan Supatra, görünümü yüzünden okulda hem alay konusu olur hem de çevresindekiler tarafından korkulan biri haline gelmişti.
5 Ağustos 1999'da dünyaya gelen Supatra'nın anne ve babası Sompon ile Samrerng, onun dünyaya gelişiyle büyük bir mutluluk yaşadı; ancak doktorun sözleri bu sevinci yarıda bıraktı.
Doktor, yeni doğan bebeklerinin olağanüstü miktarda saçla doğduğunu söyledığında, anne ve babanın sevinci yerini şaşkınlık, endişe ve korkuya bıraktı.
Başta bunun sıradan bir durum olabileceğini düşündüler, ancak Supatra'yı kuvözde gördüklerinde şokları çok daha büyük oldu. Vücudunun neredeyse tamamını kaplayan saçları, Tayland'daki tıp uzmanlarını bile hayrete düşürdü; çünkü böylesine eşsiz bir durumla hiç karşılaşmamışlardı.
Sonrasında doktorlar, Natty'nin Hipertrikoz yani Ambras sendromu adı verilen son derece nadir bir cilt rahatsızlığına sahip olduğunu ortaya çıkardı. Bu durum o kadar sıra dışıydı ki, dünya genelinde benzer yalnızca 50 vaka kayda geçmişti.
Ambras sendromu, vücudun büyük çoğunluğunda aşırı tüy büyümesine yol açar; yalnızca avuç içleri, ayak tabanları ve ağız içi etkilenmez.
Natty doğduktan sonra annesi hastaneden çıkmaya hazırlanırken, doktorlar çocuğun bakımsız kalabileceği endişesiyle onu eve göndermekte tereddüt ediyordu.
Anne Sompon, çocuğunu asla yalnız bırakmayacağını belirterek doktora güvence verdi ve, "Ailemizde doğduğu için çok şanslıyız" diye ekledi.
Natty, daha ilk yıllarından itibaren sevgi dolu bir ailenin sıcaklığını hissetti. Ancak çevresindekiler onun durumunu anlamakta zorlandı ve büyüdükçe yabancılar ile akranlarının kaba davranışlarıyla karşı karşıya kaldı. Çocukluğu boyunca, tedavisi olmayan Ambras sendromu nedeniyle yüzü kalın bir saç tabakasıyla örtülüydü.
Lazer epilasyon gibi yöntemler tüylerin büyümesini yavaşlatmakta etkili olmadı. Okulda sıra dışı görünümü nedeniyle alay konusu olan Natty, akranlarının "kurt kız" gibi lakaplarına maruz kaldı.
Yine de Natty, arkadaşlarının alaylarının nedenini bir türlü anlayamıyordu. Kendi gözünde, sadece biraz daha tüylü, sıradan bir kızdı. "Ben buyum" diyerek bunu kabullenmişti.
Başlangıçta Natty'nin öğretmeni Kuljira Posaeng, diğer çocukların Natty'nin bakışlarından korktuğunu ve bunun onun ilk okul günlerini oldukça zorlaştırdığını belirtti. Ancak zamanla Natty, diğer öğrencilerle aynı olduğunu kanıtladı. Öğretmenleri, onun çalışkanlığı ve başarılı notları nedeniyle övdü; kısa sürede okulun en popüler çocuklarından biri haline geldi.
Öğretmenleri, Natty'yi şarkı söylemeye, dans etmeye ve oyunculuk yapmaya tutkuyla bağlı, enerjik bir kız olarak tanımlıyor. Ailesi ona her zaman diğer çocuklar gibi davrandı; bu da onun kendisini eksik veya önemsiz hissetmesini engelledi. Onu her yere birlikte götürdüler ve farklı görünümünden dolayı utanmadılar ya da çekinmediler.
NATTY HAYATININ AŞKIYLA TANIŞTI
Natty, çaresi olmadığının bilincinde olarak durumunu kabul etti. Olgunlaştıkça kendine olan saygısı ve imajı giderek daha önemli hale geldi ve aynı zamanda aşkını da buldu.
Natty, eşiyle fotoğraf paylaşarak sakalsız yüzünü de gösterdi.
Bu, bazılarının onun iyileşmiş olabileceği yönündeki spekülasyonlarına yol açtı.
Ancak babası, yeni görünümünü sergilemek için sakallarını tıraş etmeyi seçtiğini açıkladı. Şu anda gözleri, yüzü, ağzı, dudakları ve yanakları görülebiliyor, yalnızca alnı başındaki saçlarla örtülüyor.
Sevgiyi ve mutluluğu keşfeden Natty, olumlu bir yaşam sürdürmeye ve toplumu olumlu yönde etkilemeye devam etmeye kararlı. Herkesin kendine göre güzel ve eşsiz olduğuna inanıyor.
Başkalarına bireyselliklerini benimsemeleri ve iç güzelliklerini yaymaları konusunda ilham vermeyi hedefliyor.
