Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

İşte Türkiye’nin büyük başarısı

Türkiye 1,5 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyor ve bunu da dünyayı kıskandıran müthiş bir organizasyonla başarıyor. Meryem Gayberi, Suriyeli sığınmacıların yaşadığı Nizip Kampı'nı gezdi izlenimlerini Sabah.com.tr için kaleme aldı. Türkiye'nin insani yardımda dünyanın üç ülkesi arasına girmesinin sırrı bu yazıda…

Türkiye, Küresel İnsani Yardım 2014 raporuna göre milli gelir bazında en çok uluslararası insani yardım yapan üç ülke arasında.
Bu haberi ilk gördüğümde hiç şaşırmadım. Suriyelilere karşı devletin ve milletin yardımlarına şahit oluyorduk zaten. Küresel İnsani Yardım Raporu da bunu tasdik etmiş oldu.
Bu haberin ertesi günü bir toplantıda Kızılay Genel Müdür Mehmet Güllüoğlu ile beraberdik. Güllüoğlu'na Suriyelilerin kaldığı kampları dolaşmak istediğimi söyleyince, sağ olsun her türlü lojistik desteği vereceğini söyledi. Ben de atlayıp Gaziantep'e gittim. Yapılan bütün yardımları bizzat yerinde görmek ve gözlemlerimi aktarmak için.
İlk olarak Kızılay Bölge koordinatörü Fatih Ayhan Ballı ve ekibi ile birlikte Nizip Kampı'na gittim. Arı gibi çalışan ve bu işi gönülden yapan Ayhan Bey ve ekibi oldukça yoğun. Herbiri Kızılay'ın aslanları...
AFAD bu konuda dünyanın gıptayla izlediği bir iş başarmış gerçekten. Farklı dil, din ve etnik kökenden 1,5 milyon kişiyi büyük hiçbir problem olmadan barındırmak, kollamak, gıda-giysi yardımı yapmak kolayca altından kalkılacak bir iş değil. AB 130 bin mülteciyle baş edemezken AFAD'ın tıkır tıkır işleyen bir sistemle 1,5 milyon insana hayata tutundurması gurur verici. Küresel yardım kuruluşlarının AFAD'tan öğreneceği çok şey var.
Gittiğimde gördüğüm ilk şey, kampın çok düzenli ve tertemiz olmasıydı. Kampta 5 bin 65 kişi kalıyor. Sanat atölyeleri, kütüphane, halı dokuma kursu, dikiş ve kuaförlük kursu, bilgisayar odaları, ilköğretim okulu ve lise var.
Kampların hepsi dolu. Çalışan herkes özenle seçiliyor. 24 saat sıcak su veriliyor. Her aileye mutfak, kap kacak verilmiş. Hepsi evinde yemek yapıyor. Yine her ailede kişi başına yatak, yastık, nevresim takımları ve ev eşyaları verilmiş.
Kampta yaşayanlar oldukça huzurlu ve mutlu. Kampta 70 tane de üniversitede okuyan öğrenci var. Diş hekimliğinden, tarih, arkeoloji ve tıp fakültesine kadar bir sürü branşta eğitim alıyorlar. Türkçeyi öğrenen rahatlıkla istediği bölüme kaydolabiliyor ve burslarını devlet karşılıyor.
Kişi başı aylık 85 lira yardım yapılıyor. Bu paralar kartlara yükleniyor ve bu para ile sosyal marketten istediklerini alabiliyorlar.

"ALLAH TAYYİP'İ BİZE BAĞIŞLASIN"

Konteynırına misafir olduğum Huda hanım, "Türkiye'de olmaktan çok memnunuz. Türkiye bize kucağını açtı. Burası kendi evimiz. Türk insanı kendi ailemiz, öz kardeşlerimiz gibi" diye konuşuyordu.
Huda hanım ekledi: "Köyde yaşıyorduk. Ev başımıza yıkıldı. Bombaların altından çıkıp sadece üzerimizdeki kıyafetimizle geldik. Türk halkına çok şey borçluyuz. Eğer bir gün evimize dönersek inşallah dönmeyi arzu ediyoruz, sizleri de kendi evimizde misafir etmek isteriz. Türkiye'ye ve Erdoğan'a çok dua ediyoruz. Allah Tayyip'i bize bağışlasın."

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin:

ELİNİZE SAĞLIK DİYİP GİDİYORLAR

Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili Gaziantep'te bazı provokasyon girişimleri olduğunu biliyoruz. Anteplilerin sağduyusu ve Fatma Şahin'in güven veren müdahalesi şehirdeki gergin atmosferin yumuşamasında çok etkili oldu.

GAZİANTEP MAZLUMLARI BAĞRINA BASTI

Sığınmacılar konusunda insan odaklı, ahlaki bir siyaset yaptıklarını ve kaostan, savaştan, bombalardan kaçanların ilk sığındığı yerin ülkemiz olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Gaziantep zaten göçe alışık bir şehirdi ve kaynaşma çabuk sağlandı. Ve bu süreçte ekonomik durumu iyi olanlar hızlı şekilde sistemin içine girdi, kendini kabul ettirdi. Gaziantep hem inancının hem medeniyetinin getirdiği değerlerle mazlum kardeşlerini bağrına basmıştır" diyor.

EN BÜYÜK SORUN YÜKSEK KİRALAR

Gelinen noktada misafirliğin bittiğini, devletin, sivil toplumun ve belediyelerin uzun soluklu projeler hazırlaması gerektiğini belirten Şahin, "Hazıra dağ dayanmaz. Fotoğrafın bütününe bakıldığında sınırlardan kozmopolit girişler oluyor. Vatandaşlarımız Suriyelilerden değil, şehrin yaşamını olumsuz etkileyen gruplardan rahatsızdı.
Şehirde ciddi bir konut eksiği var. Daha fazla konuta ihtiyaç duyulunca da kiralar yükseldi. Biz belediye olarak bu sorunu en kıza zamanda çözmek için uğraşıyoruz. Yeni konutlar yapılacak. En temel şey kiradaki yükselme. Bazı ev sahipleri de bunu fırsat bilerek daha da yükseltti kiraları. Gelen kişi artık kirayı ödeyememe durumu yaşamaya başladı" ifadelerini kullanıyor.
Fatma Şahin'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

YABANCILAR 'ELİNİZE SAĞLIK' DEYİP GİDİYOR

-Her gün yabancı heyetler geliyor. 1,5 milyon sığınmacıyı nasıl barındırdığımızı merak ediyorlar. 'Çok başarılısınız, elinize sağlık' deyip gidiyorlar. Hiçbir şekilde yardım etmiyorlar.

ŞEHİR BEŞTE BİR BÜYÜDÜ

-Şehir bir anda beşte bir daha büyüdü. Bütün kaynakların ona göre düzenlenmesi lazım. Bu nüfusun sisteme entegrasyonu için misafirlerimize broşürler dağıtıyoruz.

KIZLAR BOŞTA KALMAMALI YOKSA…


-Kötü niyetli olan kişilere karşı bizim daha dikkatli olmamız gerekiyor. Kızlar boşta kalmamalı örgün eğitimin içinde olmalı yoksa erken evlilik olayları fazlalaşmaya başlıyor.
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu:

PARALARI BİTTİ, ÇALIŞMAK ZORUNDALAR

Abdulkadir Konukoğlu, eğitime çok önem veriyor. Gaziantep Üniversitesi için büyük bir İlahiyat Fakültesi yaptırmış. Şirketlerinde 10 yılı aşan çalışanların çocuklarının hepsine ayda 350 lira burs veriyor. Suriyelilere 4-5 milyon dolar değerinde ayni yardım yapmışlar. "Yardımlarımızı, insanları rencide etmemek için haberleştirmemeye gayret ediyoruz. Çünkü biliriz ki bu yardımların karşılığını öte tarafta alacağız" diyen Konukoğlu'ndan bu bilgileri bile büyük ısrarlarım sonucu aldım.
Konukoğlu sığınmacılarla ilgili önerilerini şöyle ifade ediyor: "Suriyelilere geçici kart verilerek bu insanlar sigortalı çalıştırabilir. Çünkü getirdikleri paralar bitti, şimdi çalışmak zorundalar. Suriyeliler küçük esnafta çalışıyor hep. Sanayi büyüdükçe işçi gereksinimi arttı. Suriyeliler geldikten sonra rahatlama oldu ama kayıt altına alınması lazım. Suriyelilere aylık ya da 12 aylık oturma izni verilebilir ve suça karışanlar sınır dışı edilebilir."

Kızılay Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu:

İNSANİ YARDIMDA ÖRNEK MİLLETİZ


Kızılay, 1,5 milyona ulaşan sığınmacılar konusunda tüm dünyayı kıskandıracak kadar iyi bir organizasyon örneği sergiliyor. Kızılay Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu şöyle konuştu: "Dünyadan ve Türkiye'den yardım göndermek isteyenler Kızılay'ı arıyor ve bu yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması için biz organizasyonunu yapıyoruz. Suruç kapısından yeni giren misafirlerimiz için hemen bisküvi, su ve sıcak yemek dağıttık. Mobil mutfaklarımızı hemen alana gönderdik. Devletin yaptığından daha çok milletimiz yardım yapıyor. Yerelde komşularına yemek veriyor giysi yardımı para yardımı yapıyor. Bütün milletimize teşekkürlerimi sunuyorum."

KIZILAY NE YAPIYOR?

-Ayni yardımların kabul ve dağıtımı…
-Kamp kurulumlarına malzeme ve insan kaynağı desteği…
-WFP-Kızılay E-Kart Gıda Programı yürütüyor.
-Sıfır noktasında yardım faaliyetleri…
-Uluslararası yardımların kabulü ve yurtiçi ve sınır ötesine sevkinin sağlanması
-UNICEF'le birlikte Suriyeli Çocukların Desteklenmesi Projesi'ni yürütülmesi…

Bülbülzade Vakfı Başkanı Turgay Aldemir:

AÇLIKTAN ÖLEN SURİYELİ OLMADI


Yaşadığı bir olayı anlatarak sözlerine başlayan Aldemir, "Suriyeli Hıristiyanların önde gelenlerinden biri, 'Size üç din adına teşekkür etmek istiyorum. Bize yeniden kardeş olduğumuzu hatırlattınız. Diğer ülkelerdeki Suriyeliler mülteci gibi yaşıyor. Türkiye'dekiler ise buraya vatanım diyor. Bunu nasıl başardınız?' diye sordu."
Aldemir, bu başarıyı şöyle anlatıyor: "Devletin sınırı vardır ama halkların sınırı yoktur. Toplumumuzun yardımlaşma kültürü genlerimize işlemiş ve Suriyeliler bize yeniden yardımlaşmayı hatırlattı. 1,5 milyona yakın Suriyeli var ülkemizde ve hiç açlıktan ölen olmadı. Biz Suriyelilerin dilenmesini kendimize zül sayarız. Ama bunu meslek edinenler var maalesef. Sığınmacılar arasında 60 binden fazla üniversite öğrencisi var ve bunun sadece 10 bini kabul edildi üniversitelere. Suriyeliler burayı baba ocağı, ana ocağı görüyor. 'Birlikte inşa edelim Yeni Suriye'yi' diyorlar. YÖK' e diyoruz ki 'Gaziantep'te gece üniversitesi açalım ve Suriyeli gençler okusun.' YÖK diyor ki 'böyle bir yasa yok.' Ve dolayısıyla burada tıkanıyoruz."

'SOKAĞA ÇIKMAYALIM Kİ TAYYİP ZARAR GÖRMESİN'


Gaziantep'te birkaç ekstrem olayın olduğunu bu olayın arkasında da tahrik olduğunu kaydeden Aldemir, "Tahrik edenlerden biri de Cemaat medyası. Suriye meselesi Barış Süreci kadar önemli. Mazlumun, azınlığın umudu olan bir Türkiye var artık. Seçim döneminde Suriyeliler aleyhine o kadar yoğun aleyhte yayınlar yapıldı ki bir sığınmacı bana "Biz sokağa çıkmayalım ki Tayyip Erdoğan zarar görmesin. Türkiye kaybederse bizim kazanmamızın anlamı yok" dedi.
Gittim, gördüm, hüzünlendim, ağladım, sevindim ve ülkemle gurur duydum…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA