Prof. Dr. Yasemin Özkan
Prof. Dr. Yasemin Özkan
Her yaştan bireyi etkiliyor! Çenedeki ağrıya dikkat!
20.06.2022 | Pazartesi

Diş sıkma sorunu hangi adımlarla çözülür? Tedavi edilmeyen diş sıkma sorununun yol açacağı diş sağlığı problemleri nelerdir?

Diş sıkma ve gıcırdatma (Bruksizm) hem dişsel hem de psikolojik faktörlerin sonucunda oluşan bir eylemdir. Anksiyete, depresyon, obsesyon, stres, üzüntü ve benzeri duygu değişimleri kişide diş sıkmayı tetikleyebilir. Hastanın yaşadığı artan duygusal stres seviyeleri, sadece baş ve boyun kaslarının tonisitesini arttırmakla kalmaz, aynı zamanda diş sıkma ve/veya gıcırdatma gibi fonksiyonel olmayan kas aktivitesinin seviyelerini de artırabilir. Bu eylem bazı kişilerde gündüz (Diurnal), bazılarında gece (Nokturnal) ve bazılarında gece-gündüz görülebilir.

DİŞ SIKMANIN NEDENLERİ

Diş sıkma ve gıcırdatma etiyolojisini açıklayan çok sayıda tartışma öne sürülmüştür. Başlangıçta, bruksizmin doğrudan kişinin yanlış dişsel temasları, alt üst çene ilişkisinin bozukluğu ve hatalı dişsel müdahalelerle ilgili olduğuna inanılıyordu. Bu nedenle tedaviler sadece dişsel durumunun düzeltilmesine yönelikti. Daha sonraki çalışmalar, her ne kadar dişlerin karşılıklı temas tiplerinin çiğneme kaslarının fonksiyonel aktivitesini kesinlikle etkilese de, dişsel sebeplerin diş sıkma/gıcırdatma olaylarına tek başına neden olabileceği kavramını desteklememiş ve sanıldığından daha karmaşık ve multifaktöriyel bir alışkanlık olduğu anlaşılmıştır.

STRES BAŞLICA ETKEN

Bu aktiviteyi etkileyen en temel faktör, emosyonel strestir. Gece diş sıkma aktivitesinin seviyelerini izleyerek yapılan çalışmalar, diş sıkmanın genellikle stresli olaylarla ilişkili olduğunu desteklemektedir. Bu şekilde, kişi stresli bir olayla karşılaştıkça, ağzı kapatan kaslarda gece aktivitesinin arttığı tespit edilmiştir. Emosyonel stresteki artış diş sıkmayı tetikleyen ya da arttıran tek faktör değildir. Bununla birlikte kanıtlar hala zayıf olsa da, bazı ilaçların diş sıkma olaylarını artırabileceği veya diş sıkmanın genetik bir yatkınlık olabileceğini bile öne sürülmüştür. Ayrıca, diş sıkma ile merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları arasında yakın bir ilişki olduğunu da bildirmektedir. Bazı vaka raporları, belirli antidepresanların kullanımıyla artan diş sıkmayı ilişkilendirmiştir. Bu verilerden diş sıkma alışkanlığının etiyolojisinin karmaşık ve çok faktörlü olduğu açıktır.

ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLÜYOR

Çocuklarda da diş sıkma/gıcırdatma %20 ila %38 arasında görüldüğü bildirilmiştir. Ebeveynler genellikle uyku sırasında çocuklarının diş sıkma sesini duyar ve çok endişelenirler. Çocuklarda bruksizm, duygusal stres gibi yetişkinlerle benzer etiyolojik faktörlerle ilişkili olabilir. Yetişkinlerde etiyolojik sebep olan "emosyonel durum" faktörünün yanında karışık dişlenme dönemindeki diş değişimi veya yeni diş sürmesi gibi geçici ve zararsız dişsel faktörlerden de oluşabilmektedir. Endişeli ebeveynler bu aktivitenin zararsız olabileceği hakkında bilgilendirilmeli ve çocuğun şikayetlerini izlemeleri istenmelidir. Çocuk çiğneme veya konuşma sırasında ağrı hissediyorsa veya yüz ağrısı ile uyanıyorsa diş hekimi tarafından ayrıca değerlendirilmelidir. Çocuk sık ve belirgin baş ağrılarından şikayet ederse, olası bir etiyoloji olarak çiğneme bozukluğunu ekarte etmek için bir Temporomandibular eklem (Çene eklemi) bozukluğu muayenesi de endikedir.

Bu karmaşık ve çok faktörlü olabilecek sorunun tedavisi için, hekim kişinin semptomlarının ne zaman başladığı ve geliştiği, emosyonel durumu ile ilişkisi, dişşel temasları, yapılmış restorasyonlar gibi tüm faktörleri araştırarak tedavi planı oluşturmalıdır. Bu, hastanın öyküsünü ve muayene bulgularını dikkatlice inceleyerek gerçekleştirilir.

ÇEŞİTLİ SORUNLARA YOL AÇIYOR

Tedavi edilmeyen diş sıkma/gıcırdatma problemi birçok ağız içi, ağız dışı ve çene eklemi (Temporomandibular eklem) problemleri oluşabilir.

Ağız içi problemler: Aşırı travma ve dengesiz yüklere bağlı; dişlerde aşınma, kırılma, minenin atması, soğuk hassasiyeti veya ağrı, diş siniri iltihabı (pulpitis), kama defektleri, kemik erimesi, dişlerde sallanma, diş kaybı, ön diş estetiğin bozulması (üst ön dişlerin boyunun kısalması, alt ön dişlerin daha çok görünmesi). Diş sıkma sırasında ağız içinde oluşan negatif basınca bağlı; yanak içi hipertrofik mukoza, dil kenarlarında diş iç yüzey şeklinin izi (girinti ve çıkıntılar), yanak be dudak ısırma.

Ağız dışı problemler: Yüz kaslarında asimetri ve büyüme, dudak köşelerinde yarık oluşumu, alt yüz yüksekliğinin düşmesi, yüz kaslarında ağrı.

Çene eklem problemleri: Ağız açmada kısıtlılık, ağız açma-kapatma sırasında eklemden gelen sesler, ağzın açarken sağa ya da sola kayması (deviasyon, defleksiyon), eklem bölgesinde ağrı, çiğneme sırasında ağrı, çene eklemi diskinin yerdeğiştirmesi (Anterior disk deplasmanı), alt çene konumunun bozulması, alt-üst çene ilişkisinin bozulması.

DİŞ SIKMA TEDAVİSİ

Hastanın diş sıkma/gıcırdatma tedavisi, yukarıda bahsedildiği gibi hastayı bu alışkanlığa iten faktörün iyi araştırılması ve etken olabilecek faktörlerin ortadan kaldırılması ile sağlanabilir. Eğer yukarıda sayılı problemler hali hazırda oluşmuş ise bu problemlerin tedavi edilmesi önceliklidir. Bu problemlerden özellikle çene eklemini ilgilendirenler oluşmuş ise, öncelikle çiğneme sisteminin düzeni bozulmuş demektir ve tedavisi için ideal alt-üst çene ilişkisi oluşturacak stabilizasyon splinti tedavisi uygulanmalıdır. Hekimin ön gördüğü periyodik kontrollerle bu ideal ilişki korunarak eklem bozuklukları tedavi edilir. Stabilizasyon splinti; hatalı vertikal ve horizontal çene ilişkileri, istenmeyen diş temas ilişkileri, ideal olmayan mandibular rehber düzlemler, mandibula hareketinin kısıtlanması vb. nedenlerle oluşmuş Temporomandibular eklem rahatsızlıkları, parafonksiyonel alışkanlıkları (diş sıkma/gıcırdatma) ve kas hiperaktivitesinin giderilmesi ve bu sebeplerden oluşabilecek mandibular konum değişimini düzeltmek için uygulanan bir tedavi apareyidir. Uygulanan her diş sıkma apareyi stabilizasyon splintinin özelliklerini taşımadığından toplumda ve hekimlerde aparey tedavisinin işe yaramadığı algısı ne yazık ki mevcuttur. Bu yüzden Temporomandibular eklem stabilizasyon splinti diğer apareylerle karıştırılmamalıdır. İdeal bir stabilizasyon splinti uygulaması ve takibi ile tedavi sağlanabilmektedir.

Stabilizasyon splinti apareyi çene eklem bozuklukları oluşmuş hastalarda tedavi amaçlı kullanımının yanı sıra, eklem bozukluğu oluşmamış, diş sıkma/gıcırdatmadan mustarip hastalarda koruyucu ve kasları rahatlatıcı amaçla da kullanılabilir. Bununla birlikte, diş sıkan veya gıcırdatan hastanın bilgilendirilmesi (farkındalılık), ilaç tedavisi (kas gevşetici, ağrı kesici, antidepresanlar…), fizik tedavi, psikolojik ve/veya psikiyatrik tedavi, nörolojik tedavi, intraartiküler enjeksiyonlar, artroskopi, artrosentez ve botox uygulamaları gibi yardımcı veya ilave tedaviler de uygulanabilir. Hangi tedavi veya tedavilerin uygulanacağına hastayı muayene eden hekim karar vermelidir.

SON DAKİKA SON DAKİKA