Bir bina.. Belli betonarme.. Tezekle yapışmış kerpiç gibi çökmüş.. Tezekle yapışmış kerpiç tek kattır, hafiftir. Çökse de altından sağ çıkarsınız.. Bu apartman, kağıttan şato gibi üstüste yığılmış..
Kameraman haberci falan değil.. Belli belirsiz yanındaki binayı görüyorum, sapasağlam.. Camları bile kırık değil..
Yahu işte haber bu..
Yan yana iki binayı, iki betonarme binayı milletin gözüne soksana.. Biri dimdik, öteki dümdüz..
Sonra bir mühendis bul.. "Niye" de..
Sonra bir belediyeci bul?.. "Nasıl" de..
Olmaz.. Medya hesap sorarsa, bu ülke "Sorumlular" ülkesi olur.. Oysa biz "Sorumsuzlar" ülkesiyiz..
İzleyin bakalım.. Sabrınız varsa günlerce izleyin.. O kurabiye gibi çöken, deprem kuşağında, fay üzerinde olduğu için deprem yönetmeliğine göre, özel inşa edilmesi gereken binalara kim izin vermiş?. İnşaat bitince "Tamam" izni kimden çıkmış?. Bunlar belirlenecek, tutuklanacak ve mahkemede hesap verecekler mi?. Pankart açan öğrencinin 19 ay içerde kaldığı ülkemizde..
Bu ülkede bir tek Veli Göçer mi var, yahu?..
Daha rezili.. Devlet binaları çökmüş, yıkılmış.. Hastaneler, yurtlar, okullar..
Yahu devlet inşaatı da mı denetlenmez?. Kimdir bu müteahhitler ve denetçileri?. Hani arayan, soran?.
İstanbul deprem kuşağında.. Daha dünkü müthiş depremden ders aldık.. Deprem sigortası zorunlu oldu. Belediyelere, binaları denetleme görevi verildi. Mümkün olanlar takviye edilecek, olmayanlar yıkılacak?..
İstanbul Belediyesi bitirdi mi bu işi?..
Şimdi deprem olsa, maazallah, hiç bir ev yıkılmayacak artık öyle mi?.
Sorumsuzluk o boyutta ki.. Taksim- Maslak arası, kentin bir tek ana arteri var.. Bir deprem anında yardıma gidilecek tek yol.. Enkaz kaldıran makineler, yaralı taşıyan ambulanslar için tek yol.. Tek yol olduğu için sağ şerit ayrıldı. On metrede bir de levha kondu..
"Acil deprem şeridi.. Durmak, duraklamak yasaktır.."
Öyle olmalı.. Depremin saati mi belli?.
Peki, ne oldu bu şerit?..
Servis çetelerine bedava oto park.. Saatlerce burada yatıyorlar.. Her, ama her gün.. Bin defa zabıta geçiyor, on bin defa trafik polisi.. Sevsinler..
Bin defa yazdım.. Geçen hafta gene yazdım, bu şeridin rezil halini..
Kılı kıpırdadı mı, Belediye Başkanının, Valinin ve adamlarının.. Kılları kıpırdadı mı?..
Çünkü biliyorlar ki, deprem olsa, Allah göstermesin, bu tıkalı şeritlerin hesapları, ne validen, ne belediye başkanından, ne de servis çetelerinden sorulacak.. Bu ülkede yaptıkların yanına kar kalır..
Bu akşam üzeri gene gidin, Astoria'nın oralara.. Acil deprem şeridi rezilliğini ve "Sorumsuz" belediyenin halini gözlerinizle görün.. Sorumsuz vilayetin halini görün..
Terörün ve depremin arasında unutuldu.. TEM'de bir katliam yaşandı, hafta sonunda.. TIR, karşı şeride geçip beş arabayı ezdi.. 9 ölü var, olay yerinde.. Ve olay yerine, ambulans ulaşamadı.. Doktorlar, hemşireler hastabakıcılar yüzlerce metre geride inip, ellerinde çanta, sedye koşmak zorunda kaldılar..
Çünkü bir takım katiller, caniler, alçaklar, hainler, o. çocukları, "Emniyet Şeridi"ni işgal edip kilitlemişlerdi. Tam da bu anlar için yapılan şeridi..
Peki kabahat, bu cani ruhlu o. çocuklarında mı, yoksa bu şeritlere sahip olamayan devlette mi?.
O gün oraya trafik polisleri de gitti.. Ambulansların yolunu kesen, o dokuz kişinin kan kaybından ölen kim bilir kaçının katili olan caniler hakkında bir tutanak tutuldu mu?.
Bunlar "Ölüme sebep olmak" suçu ile mahkemeye verildiler mi?.
Yahu, o alçak herifler, dizi dizi bekliyorlar zaten orada.. Yol tıkalı gidemiyorlar. Yakalasana.. Hatta tutuklasana..
Hani nerde o devlet?. Nerde o devlet kafası?.. Bu ülkede "Sorumlu" adam olsa, bu hale gelir miyiz zaten?.
Devlet adamlığı "Başınız sağ olsun.." Hadi bir de cenazeye gidip saf tut, resimler çektir.. Bitti..
Sorumluluğun yaşatmak değil ki.. Ölüsüne üzülür gibi yapmak..
PKK boşuna dağa çıkıyor.. Bu milleti öldürmek için teröre falan ihtiyaç yok..
Sizin otuz yılda yaptığınızın fazlasını "Sorumsuzluk" bir yılda yapıyor.. İstatistikler meydanda..
Biz ölmüşüz çoktan.. Ağlayanımız falan da yok..