Ertuğrul (Özkök) çok başarılı bir genel yayın müdürüydü. Görevinden ayrıldığında "Daha iyi oldu, şimdi çok daha lezzetli yazılar yazacaksın" dedim..
Aynen öyle oldu. Kaçırmadığım, okumazsam eksik hissettiğim bir kaç yazardan biri.. Cuma günü "Paket taşıyan çocuklar" diye enfes bir öykü yazmış.. Herkesin sorduğu soruyu, somutlaştırarak..
Markette, kızı Gülümsün'ün paketlerini taşıyan çocuk, birlikte çalıştıkları sarışın arkadaşının askere gittiğini ve şehit olduğunu anlatıp "Abla, niye hep paket taşıyan çocuklar şehit oluyor" diye sormuş..
Ertuğrul, anlattıklarını "İlkel popülizm" diye aşağılıyor üstelik.. Ne var ki, popülizm falan değil. Gerçek bu..
Bu savaş, hep "Paket taşıyan çocuklar" öldüğü için sürüyor, Ertuğrul.. Çünkü karar verenler, paket taşıtanlar..
Onların çocukları ölmüyor ki..
Başkalarının çocukları üzerinden sürdürdüğün savaş bitse ne olur, bitmese ne olur?.
O hamasi nutuklar atanların, o şovları yapanların birisinin "Gönüllü" olduğunu duydunuz, gördünüz mü, bugüne dek?. Ya da kendi oğlunun tabutunu omuzladığını..