Berrak Tüzünataç, 'Bade' karakteriyle Ezel'e muhteşem bir giriş yaptı. Bir kere çok güzel görünüyor. Rolü gereği, Eyşan'ın (Cansu Dere) aksine kostümleri ve makyajı çok sade. Bu da 'çarpıcılığını' artıran önemli bir faktör. Bu haliyle Ezel'in aklını başından alması pek doğal. Şimdi Eyşan ile Bade'nin tanışacağı sahneyi merakla bekliyorum. Muhtemelen aralarında şimşekler çakacak. Kadınlar arasındaki bu rekabet, diziye ayrı bir heyecan getirecek. Bir de Ezel ile Bade'nin ilk öpüşme sahnesini merak ediyorum... Malum, Ezel'in, Eyşan'ı Beyoğlu'nun ortasında öptüğü sahne, İsmail Cem Ödülleri'nde bile onurlandırılmıştı. Eminim; Ezel'in senaristleri, Ezel-Bade öpüşmesi için şimdiden fanteziler kurmaya başlamışlardır. Benim aklımdaki sahne ise biraz magazinel... Ezel, evinin balkonunda Bade'yi şöyle parmaklıklara yaslayıp öpse mesela... Hani 'Yer demir, Gökbakar' filminde olduğu gibi... Bu arada haftanın yıldızı Tefo'ydu. Hep söylüyorum ya, 'Ezel'ciler nöbetleşe olarak her hafta bir karakteri parlatıyorlar' diye, bu hafta cilalanma sırası Tefo'daydı. Aşk, intikam ve sorumluluk üçgeni arasında sıkışıp kaldığı anlarda Sarp Akkaya'nın ortaya koyduğu performans gerçekten de ayakta alkışlanacak cinstendi. Bu arada Şebnem'i de atlamayalım. Özellikle tuvalete kapanıp Tefo ile konuştuğu ve Ali'nin sorgusundan geçtiği sahnelerde çok başarılıydı. (Diziye yeni katılan karaktere 'Bade' isminin verilmesi, Bade İşçil'e bir ödül olmasın?) Ve Cengiz... Bu kez de Kenan Birkan'ı gözüne kestirdi... Öyle ince manevralar yaptı ki, sonunda yılların kurdu Kenan Birkan onun için "Sen, beni bile aştın" demek zorunda kaldı. Cengiz'in "pes" dedirten planına göre, Ezel'e Eyşan'ın babası Serdar'ı öldürtecek. Böylece hem Kenan Birkan'ı Serdar'dan kurtarıp, onun güvenini kazanacak, hem de Eyşan'ı Ezel'den ebediyen soğutacak. Görünen o ki, dizideki Ali-Cengiz oyunlarının sonu yok... Diyorum ya, dizi beni öylesine içine alıyor ki, bariz hataları bile görmüyorum. Bu hafta da sokakta 10 dakika çatışan, otel odasında 4 el ateş eden adamların nasıl olup da polisten ve güvenlik kameralarından kurtulduklarını görmedim. Hatta Ramiz Dayı ile Selma'nın iki şişe şarap içtiği süre içinde dansözün hâlâ sahnede olmasına bile şaşırmadım!.. 
