Biliyorsunuz pek çok sanatçı, yeni şarkı ve albümünü kendini yollara vurup otomobilde dinlemeyi tercih ediyor. Çünkü otomobilin içinde eğer iyi bir ses sistemi varsa, stüdyo ortamına en yakın sese ulaşıyorsunuz; net ve temiz. Birkaç kişiden bu numarayı kaptım ya, Gülşen yeni albümü 'Önsöz'ü piyasaya çıkarmadan önce biraraya gelmek ve albümünü dinletmek istediğinde hemen "Hadi arabaya atlayıp dinleyelim" dedim. 'Tamam' dedi, atladık arabaya, albümü dinledik. Çok beğendim o ilk an; etkili sözler, güzel müzikler vardı da... Bazı şarkıların, albümlerin algısı ilk dinleyişte çok net olmayabiliyor bende, biraz bekleyeyim istedim. Sonra günlerce, denk geldikçe dinledim durdum 'Önsöz'ü ... Şimdi kafam daha net; iyi bir albüm yapmış Gülşen. Bıkmadan, yorulmadan dinliyorsun. Üstelik bütün sözler, müzikler Gülşen imzalı. Yani bütünüyle kendi emeğini, kişiliğini, tarzını yansıtmış albümüne. Süper bir ekibin de imzası var bu projede... Gülşen'in imajından fotoğraflarına, klibinden kıyafetlerine kadar her şey özel çalışılmış, Avrupai bir tarz ortaya konmuş. Gülşen, bir yıllık Londra macerasının bütün izlerini sunmuş bir anlamda. Şimdi, üzerinden bir ay geçtikten sonra, artık 'ellerine sağlık' demek istiyorum Gülşen'e... Ama... Hayatta her şey dört dörtlük gitmez ya, Gülşen'in de bazı fanlarıyla arası bozuldu bu arada. GÜNAYDIN'da da kullanmıştık haberi; kendileriyle yeterince ilgilenilmediğini düşünen şarkıcının fanatikleri internet sitelerinde "Biz yokuz artık" diye yazılar yazmış, resti çekmiş ünlü sanatçıya. Geçenlerde Gülşen'le TRT Müzik'in çekimleri için bir araya geldiğimizde bu meseleyi de sordum. "Çok yoğun bir çalışma içindeyim, albümüm yeni çıktı; röportajlarım, çekimlerim, çok işim var, çok aktif çalışıyorum. Sadece kendim için değil, başkaları için de söz ve müzik yazıyorum. Gülşen fanatiği olanların da bunları anlaması gerek. Zaten bunu yapan birkaç kişi" dedi özetle ve 'fanatik birinin karşılık beklememesi gerek' mesajı verdi. Ben de baktım Vikipedi'ye; nedir bu 'Fan Club' tanımının anlamı, içeriği diye... 'Hayran kulübü' anlamına geliyor. Bir sanatçının, kişinin, fikrin veya cansız bir varlığın hayranları tarafından kurulan, ona adanan kulüp demek ve fanatiklikten geliyor. Yani bu bağlılık, koşulsuz şartsız bir bağlılık ve sorgulanmaya başlandığı noktada da, o kişilerin fan olup olmadığı da sorgulanabilir... Gülşen de, bu tanımdan yola çıkıyordu belli ki. Elbette 'fanatiğiz' diyen, karşılık beklemeyecek, şikayet edip rest çekmeyecek. Nasıl futbol takımları 'yense de yenilse de' takımını terk etmiyorsa, sanatçının fanları da onu sonuna kadar destekleyecek. Ama sanatçı da kendisini sevene, özel bir yere koyana vakit ayırmaya çalışacak, 'onların sevgisi olsa da olur, olmasa da olur' tavrı takınmayacak bana göre. Sevgi zor bulunan bir şey, herkes kıymetini bilmeli. Tabii Gülşen yeni bir tartışmanın da fitilini ateşledi böylece: Fanatikleri bir sanatçıya 'artık biz yokuz' diye rest çekebilir mi? Hadi cevaplar gelsin!
