Biri bizden, diğeri yabancılardan... Diriliş: Ertuğrul ile Game Of Thrones aynı hafta ekrana gelen sezon finalleri ile nefesleri kesti.
Diriliş: Ertuğrul bana göre TRT'nin son yıllarda hayata geçirdiği en başarılı prodüksiyondu.
Sadece reyting başarısı getirmeyip TRT'ye büyük bir prestij ve ivme kazandırdı. Osmanlı'nın nüvesini teşkil eden Kayı aşiretinin Anadolu'yu yurt edinme macerası sırasında şer güçleriyle (Tapınakçılar) nasıl mücadele ettiğini anlatan dizi, Süleyman Şah'ın tarihimizdeki önemini de bir kez daha hatırlattı. Zorunlu tarih kitapları içinde sadece iki paragrafla geçiştirilen bu şahsiyetin emanetlerinin ne derece önemli ve değerli olduğu, özellikle tarihimize yabancı genç kuşağa en etkili biçimde anlatıldı. Süleyman Şah'ı olağanüstü bir performansla ekrana taşıyan deneyimli oyuncu Serdar Gökhan ise en az Ertuğrul'u canlandıran Engin Altan Düzyatan kadar övgüyü hak etti.
Şimdi TRT'nin edinmesi gereken yeni bir misyonu var: Tarihimizin akışını değiştiren önemli olay ve karakterleri bir drama serisine dönüştürerek her yıl görkemli prodüksiyonlarla seyircinin huzuruna çıkarmak. Böylelikle gençlerin 'dersine en fazla ilgi gösterdikleri tarih öğretmeni' olmak...
Game Of Thrones'un ise tam tersi bir etkisi var. Burunlarını ekrana yaslayarak bu dizinin büyüsüne kapılan gençler, 'Adamlar yapıyor be kardeşim' diyerek bizim ortalama dizilerden hızla uzaklaşıyorlar.
Dizinin pazar gecesi yayınlanan sezon finalinde sürpriz gelişmeler birbiri ardına gelince adeta nefesler kesildi. Cersei'nin utanç yürüyüşü, Stannis'in yenilişi, Arya'nın dönüşümü ve Jon'un bıçaklanmasıyla; dizinin tiryakileri kendilerini büyük bir heyecan kasırgasının içinde buldular. Ücretli kanal HBO'da yayınlanan Game Of Thrones'un sezon finali, araştırma şirketi Nielsen'in verilerine göre kendi rekorunu kırarak tam 8.11 milyon kişi tarafından seyredildi.
