Antalya Şehir Tiyatroları'nda yaşananları kaç haftadır yazıyorum. Yazmaya da devam edeceğim gibi görünüyor. 'Niye?' diye soracak olursanız cevabı çok net. Haftalardır başta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek olmak üzere 'atanan' yeni Genel Sanat Yönetmeni Gökhan Avkıran hakkında ortaya bir sürü iddia atıldı. Hatta 70 yaşında hayatını tiyatroya adamış Cenap Aydınoğlu ve diğer sanatçıları adeta ceza verir gibi küçücük bir odaya nasıl tıkıştırdıklarını fotoğraflarıyla GÜNAYDIN'da yayınladık. Ne Böcek, ne de Avkıran bu iddialara karşı tek bir açıklama bile yapmadı. Sükut ikrardan gelir sözünün en somut halini Böcek ve Avkıran'ın tavrından açıkça görüyoruz.
BİR SKANDAL DAHA...
Bu hafta da yeni bir skandal ile çalkandı Antalya Şehir Tiyatroları. Bu sefer konu, tiyatroya alınan oyuncularla ilgili. İlk önce yeni oyuncular için seçmeler yapan ve kazananların listesini kamuoyu ile paylaşan Avkıran yönetimi, iddialara göre sonra ne hikmetse seçmelere bile sokmadan başka oyuncular aldı tiyatroya. Oyuncu dediğime bakmayın, aralarında oyunculuk eğitimi almamış isimler de mevcut. Bunlardan birkaçını da sıralamak isterim: Talat Turhan Türkeli, Enes Mazak, İlker Alemdar. Yeri gelmişken Sinem Aslanoğlu Çakıcı örneğini de paylaşmak isterim. Kendisi tiyatronun seçmelerine giriyor ancak kazanamıyor. Eşi Gürkan Çakıcı tiyatronun müzik direktörü olduğu için mi bilmiyorum ama kendisi şu anda Antalya Şehir Tiyatroları'nda çocuk oyunu yönetmeni olarak görevlendirilmek üzere.
Tüm bunlar yaşanırken Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek'in, Avkıran'ı Antalya Şehir Tiyatroları'nın başına atarken söylediği sözleri hatırladım nedense. Şöyle demişti Böcek: "Tiyatroyu tiyatroculara verdik. İşi ehline vermek, liyakati esas almak ve haksızlık yapmamak, hayatım boyunca benimsediğim prensipler oldu. Dolayısıyla geçmişte olduğu gibi, bugün de bu düşüncelerle hareket ettim."
Tiyatroyu hangi tiyatroculara emanet etmiş Böcek? 70 yaşındaki Cenap Aydınoğlu gibi bir değeri odaya tıkıp tiyatro eğitimi bile olmayanları oraya doldurup mu başaracak bunu? Ya da doluluk oranı yüzde 90'lara varan bir tiyatroyu perde açamaz hale getirerek mi? Çok zor bir duruma düşürdüler Antalya Şehir Tiyatrosu'nu. Düşünün; perde açabilmek için İstanbul, Kocaeli ve Eskişehir Şehir Tiyatroları ile anlaşma yapmak zorunda kaldılar. Onların oyunları ile ayakta tutmaya çalışıyorlar bir zamanların imrenilerek bakılan Antalya Şehir Tiyatroları'nı.
İMZA YETKİSİ VAR MI?
Birkaç sorum da 'atanmış' Genel Sanat Yönetmeni Gökhan Avkıran'a olacak. Böcek'in ifadesiyle 'Türel döneminde kömür ve baca denetimi yaptırılan' Avkıran, neden hâlâ belediyede 'işçi statüsü'yle görev yapmakta? Benim bildiğim kadarıyla genel sanat yönetmenliği için 'memur' statüsünde olma şartı var. Aksi takdirde imza atma yetkisi de geçerli olmaz Avkıran'ın. O zaman imza yetkisi olmayan bir genel sanat yönetmenine mi emanet Şehir Tiyatroları? Avkıran'ın umarım buna verebilecek bir cevabı vardır. Neden hâl işçi statüsünde devam ediyor tiyatrodaki görevine? Yoksa 'işçi' statüsünde kadrolu olmak 'memur' olarak çalışmaktan daha mı çok kazanç sağlıyor? Bildiğim kadarıyla Türkiye'de bir ilke imza attı Avkıran. İşçi statüsünde ilk genel sanat yönetmeni olarak görevini sürdürüyor.
Avkıran'ın yardımcısı Seyfi Satmaz da benzer bir yöntemi izliyor. Genel sanat yönetmeni şardımcısı olarak görevini sürdüren Satmaz da işçi statüsünde. Üstelik konservatuvar eğitimi bile yok Satmaz'ın. Böcek 'Tiyatroyu tiyatroculara emanet ettik' derken Şehir Tiyatroları'nın en üst yönetim kademelerinden birinde yer alan Seyfi Satmaz'ın konservatuvar değil de 'turizm otelcilik' okuduğundan da bihaber demek ki...
