Basında çıkan birçok yazı ve haberde Müşfik Kenter'in sinema oyunculuğu da göklere çıkarıldı.
Müşfik Kenter'in başrolünü oynadığı sinemamızın tartışmasız en iyi 10 filminden biri olan 'Sevmek Zamanı' da hatırlandı.
Milliyet'ten Miraç Zeynep Özkartal, bu filmde Kenter'le başrolü paylaşan Semra Özcan'a telefonla ulaşmış.
Ancak 42 yıldır Cannes'da sinema dünyasından uzakta yaşayan Semra Hanım, yine konuşmamış. Sadece şunu söylemiş:
"Söyleşi yapmak istemiyorum ama yazılmasını istediğim bir cümle var o da, 'Müşfik Kenter sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük aktörlerinden biriydi."
BÜYÜK AKTÖR AMA...
Atilla Dorsay da a Haber'de Müşfik Kenter'i anlatırken şu ilginç bilgiyi paylaştı: Yıldız Kenter ve Müşfik Kenter 60'ların başında dünyaca ünlü 'Salıncakta İki Kişi' adlı oyunu sahneliyorlarmış. Büyük rastlantı, bu oyunun, Robert Mitchum ve Shirley MacLaine'in başrollerini paylaştığı Hollywood uyarlaması da o günlerde İstanbul'da vizyona girmiş.
Dorsay aynen şunu söyledi: "Sadece ben değil, o günlerde bütün sanat camiası Kenter kardeşlerin Mitchum ve MacLaine'den daha iyi oynadıklarını düşünüyorduk."
Sormak istediğim soru şu: Tüm otoritelerin dünya çapında aktör kabul ettikleri Müşfik Kenter'i biz neden sinemada yeterince kullanamadık? Kenter için her zaman tiyatronun ön planda olduğunu kabul ediyorum ama sinemada da oynayacak enerji ve vakti vardı!
Kenter kariyerinin başında 1960-1970 arası 'Sevmek Zamanı, 'Murtaza', 'Bozuk Düzen' gibi önemli yapımlarda oynamış.
Bu 10 yıllık süreden sonra ticari, sanatsal vs. birçok filmde ara ara rol almış. 'Gecenin Öteki Yüzü'nden 'Avrupa Yakası'na kadar birçok dizide oynamış. 'Amerikalılar Karadeniz'de 2' gibi vasat bir filmde bile onu görüyoruz.
SADECE ONUR ÖDÜLÜ!
Yani sinemadan hiç kaçmamış ama hiçbir zaman büyük roller teklif edilmemiş bu dünya çapındaki aktöre!
Son dönemde yurt dışında uluslararası başarılar kazan yönetmenlerimiz hepten unutmuş Kenter'i, küçük roller bile teklif etmemişler!
Kenter'e yapılan sadece vefasızlık değil sinemamızın çare bulunamayan hastalığı aslında. Yeşilçam'ın büyük oyuncuları hiçbir zaman yeni kuşaklara taşınamadı!
Halbuki Hollywood ve Avrupa sinemasında durum böyle değil, onlar için büyük oyuncu yaşamının her döneminde büyük oyuncu. Senede her zaman bir-iki önemli filmde rol alıyorlar!
Bizim büyük oyuncular ise sadece festivallerde 'onur ödülü' verileceği zaman hatırlanıyor. Kenter'in arkasından ağlayanlar, Avrupa'nın bol ödüllü yönetmenleri, bence "Biz neden Kenter'den faydalanamadık?" diye kendilerine sorsunlar!
