Okumanın yaşı, zamanı yok sözünü hayata geçiren 3 çocuk annesi Zuhal Yığın, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Sağlık Yönetimi Bölümünü kazanarak "üniversiteli olma" hayalini gerçekleştirirken eşi İsmail Hakkı Yığın ise, ikinci üniversite olarak daha önce kazanıp gidemediği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine aftan yararlanarak kaydını yaptırdı. İkinci baharını üniversite masalarında geçirecek olan çift, hayallerini henüz gerçekleştirmek için cesaret adımını atamayanlara örnek olacak...
"30 sene ev hanımlığından sonra üniversite eğitimine başlamak değişik bir duygu"
Zuhal Yığın, "okumanın yaşı yoktur" sözünden hareket ettiklerini belirterek, üniversite hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Bu yıl ikinci kez üniversite sınavına girdiğini aktaran Yığın, "İkinci sene tekrar başvuru yaptığımda 'Olursa olur, olmazsa olmaz.' dedim. Tercih gününde tatildeydik, 2 saat kala eşimle 8 tercih yaptık. İlk tercihim çıkınca o da çok sevindi." diye konuştu.
Yığın, eşinin de kendisini üniversite okumak için teşvik ettiğini, bundan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, "30 sene ev hanımlığından sonra üniversite eğitimine başlamak benim için değişik bir duygu. Çok memnunum. Başarıyla tamamlayacağıma inanıyorum." dedi.
Çevresindekilerden de destek gördüğünü belirten Yığın, "Arkadaşlarımla diyalogum çok güzel, onlar bana karşı çok anlayışlı. Yaşımın 50'nin üzerinde olması benim için avantaj da oldu. Arkadaşlarım beni destekliyor, öğretmenlerim yanımda." ifadelerini kullandı.Yığın, mesleki kariyeriyle ilgili kararı mezun olduktan sonra vereceğini sözlerine ekledi.
"Üniversite farklı bir deneyim"
İsmail Hakkı Yığın da Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktora eğitimini de tamamladığını söyledi. Yığın, 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını ancak işe başlaması dolayısıyla gidemediğini anlatarak, 4 yıl önce Arifiye'deki tank paleti fabrikasından emekli olduğunu kaydetti.
Eğitime hep çok önem verdiğini dile getiren Yığın, şöyle devam etti:
"Kızım makine yüksek mühendisi oldu, büyük oğlum makine mühendisi ve yüksek lisans yapıyor, küçük oğlum da elektrik elektronik mühendisliği öğrencisi. Eşimi de ben teşvik ettim. Mutlaka oku dedim, illa üniversite diplomasıyla bir iş bulmak gerekmiyor. Üniversite, insana belirli bir görüş açısı veriyor. Onun da üniversite hayatını tatmasını, yaşamasını istediğim için teşvik ettim." Yığın, kendisinin de ikinci üniversite okumak istediğini belirterek, bu isteğini aftan yararlanarak geçen yıl gerçekleştirdiğini dile getirdi.
Hukuk okumanın kendisi için güzel bir deneyim olacağını belirten Yığın, "Hukuk fakültesi güzel bir fakülte; insan okuduğu zaman görüş açısı bile değişiyor. Çok güzel tepkiler alıyorum, bana saygı gösteriyorlar. Sınıfta 'hocam, abi, amca' diyenler oluyor. Ben çok memnunum. İlk başta biraz tedirginlik duydum hatta ilk derse gittiğimde utanarak girdim sınıfa, sonra alıştım. Onlara okul hayatımdaki deneyimlerden bahsediyorum, moral veriyorum. Hayatta herkesin üniversite okumasını isterim; illa mühendis, doktor, avukat olmak gerekmiyor." ifadelerini kullandı.