Neredeyse her haber bülteninde, her gazetede görüp kahroluyorum. Gencecik insanlarımız, adını anıp da reklamını yapmak istemediğim o sentetik uyuşturucunun kurbanı oluyor. Bana göre en az trafik ve terör kadar ciddi bir sorun haline dönüşen bu maddenin kullanım yaşı ise 7'ye kadar düşmüş. Demek oluyor ki, bu musibetle topyekun mücadele etme zamanı geldi de geçiyor.
Konu bir an önce TBMM'ye taşınmalı, ilgili komisyonların nezaretinde İçişleri Bakanlığı ve emniyet birimleri tarafından gerekli mücadele stratejisi oluşturulmalı.
Artık uluslararası savaşlar, sınırlarda yaşanmıyor. Düşmanlarınız sizin damarlarınıza ve sinir sisteminize sinsice saldırıyor. Gençliğinizi hedef alıp yarınlarınıza ipotek koyuyor. Bir ağaç kurdunun, asırlık bir çınarı yiyip bitirmesi gibi usul usul hedefine doğru ilerliyor. Siz 'kemirildiğinizi' fark ettiğinizde ise vakit çok geç oluyor.
Yeni yayın dönemi öncesinde tüm televizyoncu dostlarımızı bu illetle mücadele için göreve çağırıyorum. Herkes elini taşın altına koymalı. Bunun için özel programlar yapılmalı. Özellikle gündüz kuşaklarında; bilim adamları, hukukçular ve emniyet yetkililerinin katılımıyla aileler bilinçlendirilmeli. Zira artık 'teyakkuz' durumu aşıldı, 'operasyon' zamanı geldi. Bu bağlamda, Songül Karlı'nın gündüz kuşağında başlattığı kampanyayı gönülden destekliyor ve diğer televizyoncu dostlarımıza da örnek olmasını diliyorum.
Bu konuda biraz daha 'dehşete kapılmama' sebep olan olayı ise geçen hafta yaşadım. Atınoluk'taki bir düğünde, o sentetik uyuşturucunun ismini taşıyan 9/8'lik Roman havası, tam beş kez sahnedeki yerel sanatçıdan istendi. (Şarkıyı Pau Ayhan söylüyormuş, hatta Gülben Ergen'in programında da seslendirmiş) Adam da gençlerimizi mahveden o uyuşturucunun açıkça reklamını yapan şarkıyı defalarca ve büyük bir 'keyifle' okudu. Millet de şakır şakır göbet attı! Ben düğüne dışarıdan 'kulak misafiri' olduğum ve davetliler arasında yer almadığım için olaya müdahale edemedim. Ama onca kalabalık içinde bir kişi de çıkıp "Yahu bu ne rezalet? Bu uyuşturucu yüzünden ölenlere de mi saygınız yok? Niye bu şarkıyı söyletiyorsunuz?" demedi.
Söz konusu şarkı; halen tüm düğünlerde ve eğlenceli ortamlarda çalınmaya devam ediyor. Ettikçe de, 'ortak bilinç oluşturma, farkındalık yaratma' konusundaki umutlarım azalıyor. Şarkısı bile düğünde beş kez talep ediliyorsa, sokağın durumunu varın siz hesap edin.
