LİDER FERNANDES
F.Bahçe'nin genelde daha iyi olduğunu söyleyelim. Özellikle maçın başında yardımcı hakemin kaçırdığı, geç görmesinden kaynaklanan ofsayt kararı olmasa ve gol geçerli olsa misafir takım avantaj yakalayabilirdi. Samet Aybaba son medya sohbetinde "Derbiyi takım oynar, yıldızlar kazanır. Fernandes'ın bir derbi kazandırması gerek" dediğinde çok haklıydı. Dün gece sahanın en iyi iki oyuncusundan biri Fernandes'di. Fernandes'in her duran topun başına geçtiğinde oluşturduğu tehlike kadar ilk kez takımın liderliğine soyunması önemliydi. Takımın lideri Portekizlinin ayakları kadar ağzı da konuştu. Hem oynadı, hem de oynattı. Aybaba'nın verimsiz Gökhan'ı çıkartıp Emre'yi oyuna alması ve üstlendiği riskin başarıda payı oldu. O Emre oyuna girdikten sonra yaptığı orta Sabah'a verdiği röportajta bu maçı sabırsızlıkla beklediğini ifade eden Niang'ın attığı golün hazırlayıcısı oldu.Beşiktaş'ın yediği gollerdeki basit hataları da devam ediyor. Sivok, Ersan hala ve inatla dağınık oynuyor. Pozisyon almada hatalar yapınca F.Bahçe yan toplarda gereğinden fazla pozisyon buldu. Aybaba bu meseleyi çözemezse sonraki maçlarda sıkıntı yaşar. Dün gece bütün oyuncular alkışı hak etti. Ancak Fernandes, Sow kadar benim nazarımda adım atmadık yer bırakmayan Kuyt ve galibiyet golünü atan, tarihe geçen Olcay Şahan da gecenin yıldızları arasındaydı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Kocaman'ın tercihleri!
İnönü Stadı'ndaki son derbinin ikinci yarısı inanılmaz bir mücadeleye sahne oldu. Defalarca şanssız maç kaybeden Beşiktaş, bu defa son saniye golüyle üç puan kazandı. Fenerbahçe, ilk devrenin başından itibaren golü bulduğu 25. dakikaya kadar oyuna tek başına hükmeden taraftı.
Beşiktaş öncelikle
kontrol futbolu oynamak düşüncesindeydi. Ancak kadro yapısı kontrol futboluna kesinlikle müsait olmadığı için kazandıkları her topu hemen kaybettiklerinden hiç hücum edemedikleri gibi savunma güvencesi de oluşturamadılar. Fenerbahçe'nin golünden sonra, Beşiktaş kendi kimliğine döndü ve saha içi dengeleri bir anda değişti. Solda Reto Ziegler'e yardım gelmediğinden en çok dikkat edilmesi gereken Filip Holosko, Roberto Hilbert kulvarı ciddi açıklar vermeye başladı. Bu arada Beşiktaş'ın beraberlik golü de geldi.
ÜÇ SANTRFOR SAĞLIKLI DEĞİL
İkinci yarı Beşiktaş'ın tempolu ve açık futbola yönelmesiyle maçın seyir zevki üst düzeye çıktı. Beşiktaş, kritik anda skor avantajı yakaladı. Tam istedikleri ortam oluşmuşken iki dakika içinde beraberlik golünü yediler. Bundan sonra Beşiktaş ağırlıklı oyun vardı. Ama F.Bahçe'nin de her atağı tehlike kokuyordu. İki taraf da kazanabilirdi. Ama son saniyede bu sefer Beşiktaş güldü. Bu gol hazırlanışı ve yapılışı itibariyle mükemmeldi. Aykut Kocaman'ın değişiklikleri son derece yanlıştı. İlk çıkması gereken Webo'ydu. Ama Kocaman yanlış tercihler yaptı. Mehmet Topuz değişikliğini de hiç anlamadım. Samet Aybaba ise doğru hamleler yaptı. Bilhassa Gökhan-Emre değişikliği çok isabetliydi. F.Bahçe iki gol attı. Biri duran top biri de kenar ortadan. Onun dışında ilk yarıda sayılmayan ama nizami olarak filelere giden top yine yüksek ortaydı. Neden F.Bahçe bu kadar risk alan Beşiktaş karşısında organize pozisyon bulamadı? Çünkü her zaman vurguladığım gibi günümüz futbolunda üç santrfor kimliğindeki forvetlerle oynamak sağlıklı bir yöntem değildi.
DR. GÜRKAN KUBİLAY: Kocaman kayıp!
Maç öncesi twitter'daki dostlara tahminimi yazıp,"
Duran toptan gol olur, 2 takım da gol bulur, faul sayısı 30'u geçer'' diye yazmıştım.
İlk yarıda hemen hepsi oldu.
Maçın başında iyi top çeviren, çok pas yapan ve özellikle Gökhan ile sağdan giden bir F.Bahçe vardı. Beşiktaş rakip kaleye gidemiyordu. Sezonun en rahat ilk 20 dakikasını oynayan ve bir golü haksız olarak iptal edilen bir Fener izliyorduk. İlk 30 dakikada Beşiktaş'ın ortası yoktu.
F.Bahçe'nin golü, ligin 2. yarısında attığı ilk korner golüydü.
Beşiktaş'ın da yediği ilk korner golü. Gol sonrası, F.Bahçe'nin geri çekilmesi büyük hataydı.
Meireles katkı yapmıyordu.
Bu oyun yapısı ile bulabileceği tek gol çeşidi olan bir duran top golü Beşiktaş'ı oyuna ortak etti.
ÇEKİLMENİN FATURASI
2. yarıda hızlı başladı oyun. Bu kez kanat ortalarıydı sonuca etki eden. Sow'un gelmesinde büyük katkısı olan Niang'ın golünde, yumuşak karın Gökhan Süzen'in yerine oyuna giren Emre'nin, Sow'un golünde ise Kuyt'ın katkısı büyüktü.
Ama aksıyordu iki takım da.
Oğuzhan-Veli, Beşiktaş'ın pas trafiğini düzeltmek, Caner ve Topal'ın, Cristian ve Meireles'in yerine girmesi de 4-4-2'ye dönmek için yapıldı. Değişiklik daha çok Beşiktaş'a yaradı, Fernandes oyuna ağırlığını koydu.
Buna karşın Emre yoruldu.
İyi oynamaya ve dikine gitmeye başlayan takım da F.Bahçe'nin kornerinden sonra hızlı çıkışla golü buldu.
Aybaba'nın doğruları, Kocaman'ın yanlışlarını yendi. İyi başlanan maçın geriye çekilerek kazanılamayacağı bir kez daha anlaşıldı. Beşiktaş 30'dan sonraki iyi futbolunun karşılığını aldı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Hükmü MHK verdi!
İlk yarının hikayesinde maalesef hakem kararları vardı. MHK Başkanı Zekeriya Alp, haftaya başlarken, "Beşiktaş aleyhine çok hata oldu. Bu bizi de rahatsız etti" demecini verdi. Bir derbi öncesinde, hakemlerin başının - haklı da olsa- bu analizinden, sahaya çıkan hüküm sahibinin etkilenmemesi mümkün değildi.
Yardımcı, "ya öyleyse" diyerek hassas kararda taktirini "ofsayttır" diye kullandı. UEFA'nın "kararsızsan devam et" telkini taça çıktı. Beşiktaş beraberlik golünü bir "elle oynama" yorumu ile kazandı. Mete Kalkavan yakın mesafe olduğu halde, kol vücuda bitişik olduğu halde yorumunu Beşiktaş lehine yaptı. Zekeriya Alp'in telkini böylece "gol" oldu.
Fenerbahçe'nin golü atacağı öylesine belliydi ki, ilk golü buldukları 24'e kadar rakibi kalelerine getirmemişlerdi bile. İlk yarıyı bu skorda tutma arzusuyla, tempo muslukları kısılınca, oyun Beşiktaş'ın oldu. Webo ve Sow topu tutamadılar. Emre, Meireles ve Baroni ise öne cesaret koşuları atmadılar.
İkinci yarının getireceği farklı hamleleri beklerken, Beşiktaş yine Fernandes'in omuzlarına yüklediği sorumluluğun sonuçlarını bekliyordu. Portekizli'nin gücü azaldıkça, hücum kalitesi de sadece duran toplara endekslendi.
KARTAL 'VARIM' DEDİ
Kuyt ve Gökhan Gönül'ün çok etkili kullandıkları sağ kanat ile Fenerbahçe maçı son dakikaya kadar yaşamaya başladı. Beşiktaş defansının ikramlarıyla art arda tehlikeler de yarattılar.
Aykut Kocaman etkisiz elemanlarını (Baroni-Meireles) 70'te çıkarıp, golcülerini (Sow-Webo) birbirine yaklaştırdı. Caner'in girmesiyle iki kanattan birden gelmeye başladılar. Son vuruş beceriksizliği, Beşiktaş takımının savunmadaki savaşçı karakteriyle çarpıştı.
Kontrol oyunu Fenerbahçe adına doğrular yaratamadı. Son saniyeler, belki de sahanın en kritik, en istekli oyuncusu Olcay Şahan'ın çabasını taçlandırdı. Zirve yarışında liderin puan kaybettiği haftada, Beşiktaş "Ben de varım" dedi. Emektar İnönü Stadı, son derbisinde sevinenlere mekan oldu.
RIDVAN DİLMEN: G.Saray yüzünden
Evet yanlış okumadınız. Derbide oyunu bu hale getiren Galatasaray'dır... Tam bir rulet. Beşiktaş da Fenerbahçe de çılgınca rulet oynadılar. Çünkü G.Saray bir puan fark atmıştı. O maçın bitimiyle birlikte Samandıra ve Ümraniye bir anda 'Beraberlik bana yetmez" düşüncesine girmiş. Beşiktaş, geçmiş haftalara göre çok daha kontrollü oynadı, savunmada kalmaya çalıştı.
Derbinin iki görünen kahramanı var. Beşiktaş'ta Fernandes, Fenerbahçe'de iki gol birden atan Moussa Sow. Bir de görünmeyen kahraman var. Gerçi kendisini 90+3'de gösterdi ama maç boyunca da çok iyi işler yaptı. Kısa boylu oyuncu olduğu için dikkatten kaçıyor Olcay. Oysa Süper Lig'de attığı gol sayısı 8 oldu. Webo'nun golünü kale içinden çıkaran da oydu. Özellikle maçın sonunda Olcay nereden çıkıp nereye girdi ona bakmak gerek. İnanılmaz bir olay 70-80 metre bir atlet gibi, yüzde yüz depar atıyor. Aslında dünkü maçı dakika dakika yorumlamak gerek. Çünkü çok oyun hatası var. Fenerbahçe; yardımcı hakemin hatasıyla iptal olan gol sonrasında bir gol buldu önce geçti ancak daha sonra oyunu Beşiktaş'a verdi.
Fenerbahçe'de Emre pas trafiğinde hiç yoktu. Cristian çok merkezde kaldı. Sow da Webo'nun yanına gittiği için Beşiktaş, Caner girene kadar Hilbert'i çok soktu içeri. Fenerbahçe kanatlardan çok tehlike yiyen bir takım değildi ama Beşiktaş bunu başardı. İkinci yarı Beşiktaş geldi, Fenerbahçe gitti. Pas hataları filan derken oyun rulete döndü. Beşiktaş golü buldu. 7-8 dakika idare edebilse daha hızlı kontratak yapacakken klasik Beşiktaş çıktı ortaya ve Fenerbahçe hemen beraberlik golünü attı. Bu sonuçtan iki hoca da memnun değildi. Bunu da yaptıkları değişikliklerle gösterdiler. Oğuzhan girince Beşiktaş daha bir hareketlendi. Fenerbahçe risk alıp Caner ve Ziegler'le gitmeye başladı. Gökhan da oyun disiplininden koptu. 2-2'yken F.Bahçe bir faul kazandı bu gol olur mu olmaz mı derken önlem almayı unutunca da kalesinde golü gördü. Rus ruletini Beşiktaş kazandı.
Mete Kalkavan'a karşı ilk derbisinde oyuncular çok iyi niyetliydi. Ama teknik hatalar yaptı.
AHMET ÇAKAR: Sonucu hakem belirledi
Mete Kalkavan'ın ilk derbisiydi, oyuncular da çok iyi niyetliydi ama bence maçın sonucunu üç ciddi hakem kararı belirledi. İlki çok açık... Fenerbahçe, korner kullanıyor ve Kuyt ceza alanı çizgisi üzerinden voleyle topa vurduğunda ne Sow ne de Webo ofsayt pozisyonunda. Meşin yuvarlak, McGregor'dan dönüyor ama yardımcı hakem, anlamsız bir biçimde 'ofsayt' diyor. Üstelik ofsaytı topa hiç dokunmayan Sow için çalıyorlar ama bence o pozisyonda Sow da ofsayt değil. Gelelim ikinci büyük hataya... Çünkü ilk pozisyonda hata yardımcı hakemdeydi. Mete Kalkavan'ın yapabileceği fazla bir şey yoktu. Ama Beşiktaş'ın attığı ilk gol öncesi Kalkavan, bir el pozisyonunda düdük çaldı. Kesinlikle alakası yok. Cristian'ın eli vücuduna bitişik. Top yakın mesafeden geliyor ve eline çarpıyor. Cezalandırılmaması gereken bu pozisyon cezalandırıldı ve bu serbest vuruşta da Beşiktaş'ın ilk golü geldi.
Gelelim üçüncü büyük hataya... Maçın sonlarına doğru Fenerbahçe'nin ceza alanı önünde Fenerbahçe lehine bir serbest vuruş kararı veriliyor. Hakem, serbest vuruşu veriyor, Caner topu dikiyor ve oynuyor.
BENZER POZİSYON, FARKLI KARAR
Olay yeriyle topun bulunduğu alan arasında sadece 5 metre var. Oysa ki bu pozisyondan 10 dakika önce benzeri pozisyon Beşiktaş ceza alanı önünde yaşandı. Orada da benzer bir faul çalındı, Beşiktaş hemen oyuna başladı ve pozisyonu buldu. Hakem de buna izin verdi. Söz konusu olayda hakem Caner'in oyuna hızlı başlamasına izin verseydi Sow çok önemli bir pozisyonla gole doğru ilerleyecekti. Ancak hakem ne hikmetse buna izin vermedi. Mete Kalkavan'ın ilk derbisidir, fazla bir şey söyleyemiyoruz. Ama bu maça Kalkavan'ı vermek seyircinin etkisi altında kalmasına davetiye çıkarmaktır. Pek tabii ki olan Fenerbahçe'nin puanlarına oldu.
SELÇUK YULA: Sevinç ve hüzün
Benim de çok güzel anılarımın olduğu ve çok sevdiğim İnönü Stadı'nın son derbisine doğrusunu söylemek gerekirse büyük bir hüzünle izledim.
Aykut Kocaman, Hilbert'in çok formda olduğunu düşünerek Ziegler'i, Hasan Ali'nin yerine tercih ettiği için kontenjana takılan Yobo'yu kenarda oturtmak zorunda kaldı.
Öteki tarafta takım doğruydu.
Samet hocanın da sahaya sürdüğü takımda bir yanlış yoktu. Ama maç beklenenin aksine F.Bahçe'nin büyük bir üstünlüğü ile başladı. Beşiktaş neredeyse top görmeden kalesinde iki nizami gol gördü.
Bunlardan sadece Sow'un attığı sayılınca skor üstünlüğünü ele geçiren taraf oldu.
KAZANAN G.SARAY!
Golün arkasından oyun değişti.
Bu sefer hakimiyeti Beşiktaş eline aldı. Klasik Fernandes'in bir ölü topundan skoru 1-1'e getirdiler.
İkinci devrede senaryo değişmedi.
Bu sefer Beşiktaş iyi başlayıp golü buldu. Arkadan da Fenerbahçe daha iyi oynayıp yanıt verdi. Ama son söz, İnönü'nün son derbisinde son saniyede söylendi. Bu da kaderin bir cilvesiydi. Aynı 90 dakika sahada dolaşıp ayağına çarpan bir topla eski takımına gol atan Niang'ın kaderi gibi.
Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada şansını kullanan Beşiktaş oldu.
Aykut Kocaman'ın orta sahada Meireles ve Cristian'ı çıkarıp Caner ile Mehmet Topal hamleleri yeterli gelmedi. Sonuçta iki daldan biri kırıldı.
Lig devam ediyor ama herhalde bu sonuca en çok sevinen devamlı puan kaybetmesine rağmen kazanan Galatasaray olmuştur. Beşiktaş ile beraber onları da kutlamak gerekir.
Tarihi İnönü'nün kapanışı Fenerbahçe için hüzünlü; Beşiktaş için sevinçli oldu.
HAKKI YALÇIN: Beşiktaş'ı sayarım hakemi saymam!
Çelişkilerle dolu bir maç.
İki takımın da kazanmasının an meselesi olduğu. Ve kaderi son dakikada belirlenen ilginç bir mücadele.
Dünkü Beşiktaş'ı sayarım.
Hakemi saymam!
***
Gole kadar Fenerbahçe'den misafir geldiği statta ev sahibi duruşu. Beşiktaş'ı sahanın her yerinde eziyor.
Sağ kanatta bir Gönül ateşi!
Orta alan paylaşımcı.
Beşiktaş'ın kolay gol yediği biliniyor.
Bazı hatalar alışkanlığa dönüşünce, o yanlışların ruhuna sahip olunduğu da biliniyor.
Attığı nizami gol sayılmasa da, "Yenisini atarım" diyen bir Fenerbahçe var sahada ve Beşiktaş'ın alışkanlığa dönüşen zaafını iyi değerlendiriyor.
***
Sonrası? Fenerbahçe'den geri çekilme manevrası.
Ligin en çok gol atan ama bu büyük gücünü güçsüzlüğe dönüştüren Beşiktaş'tan gücünü geri isteme kavgası.
Fenerbahçe buna seyirci kalıyor.
Ligin en az gol yiyen savunması, bir duran topta "ucuz hatalar pahalıya mal olur" belgeseli çekiyor.
***
İkinci yarıda yine kendine saklanmış bir Fenerbahçe var.
Golden sonra, yenilmeye itiraz eden bir Fenerbahçe.
Aykut Kocaman'ın hamleleri mutlak kazanmak üzerine.
Ama sahada ilk yarının aksine dirençli bir Beşiktaş var.
Bir örnek pozisyonlarla, sürekle rakip kaleyi rahatsız ederken, sahadaki en özel iki isim Beşiktaş'ta.
Biri Fernandes, diğeri Niang.
***
Ve Beşiktaş adına son saniye ödülü.
Fenerbahçe adına dramatik bir son dakika golü.
Fenerbahçe'nin galibiyeti düşündüğü dakikalarda, hatanın iadesinin bendeki tanımı. "Bir Kartal çağırıldığı daveti asla reddetmez."
Fenerbahçe'ye gelince.
Böyle bir ligde, bu yarayı sarmak için, daha çok mücadele edecekler.
Buna hakemler de dahil!
EMRE BOL: Hakemler oynasın!
Fenerbahçe maça fırtına gibi başladı. Ayağa oynayarak, diri ve agresif Beşiktaş orta sahasını daha ilk dakikadan itibaren şaşkına çevirdi.
Özellikle Kuyt ve Gökhan Gönül sağ kanatta çok etkiliydi.
Baskı golü de getirdi ancak golün ardından "anlamsız Fenerbahçe geri çekilişi" filminin tekrarını izlemeye başladık.
Çaresiz Beşiktaş'ın tek çaresi duran toplardı. Lakin sarılacivertlilerin oyunu kendi sahasında kabul etmesi Beşiktaşlı oyuncuları cesaretlendirdi.
BEŞİKTAŞ CESARETLENDİ
Fenerbahçe farkı bulacak derken maçı kaybetmesi bunun sonucudur.
Beşiktaş'ı cesaretlendiren başka bir unsur da hiç şüphesiz hakemlerdi. Perşembe günü Aykut Kocaman'la yaptığım görüşmede bu maçı sormuştum.
Bana, "hakem büyük bir hata yapmazsa kazanırız" demişti.
Sanırım korktuğu başına geldi.
Zira hakem triosu verdiği kararlarla maçın sonucuna direk etki etti. Sarı-lacivertliler bu sezon adaletsiz hakem kararlarından çok puan kaybetti...
Eğer böyle devam edecekse sahadaki mücadelenin ne anlamı var? Çıksın hakemler oynasın!
Fenerbahçe takımı kötü bir yenilgi aldı Beşiktaş'ın son saniyede galibiyet golü bulması da sarı-lacivertlileri psikolojik olarak yıktı. Ancak mücadele son ana kadar sürmeli...
MERT AYDIN: Feda kazandı
İnönü Stadı'nın en azından bu haliyle son derbisiydi.
Golleriyle en azından anımsanacak bir karşılaşma izledik.
Belki oyun kalitesi istenenin altındaydı ama çekişme ve gol sayısının fazlalığı güzeldi.
İki takım da diğerinin sol kanadının üzerine çullanma stratejisini benimsemişti. Beşiktaş sol kanadında Gökhan Süzen, Fenerbahçe sol kanadında Ziegler yalnız kurdu oynuyordu.
Fenerbahçe, maçın özellikle ilk yarım saatlik diliminde Gökhan Süzen'in moralini bozdu.
Gökhan Gönül-Kuyt ikilisi her türlü kombinasyonu yaptılar doğrusu. Gol belki o bölgeden gelmedi ama Fenerbahçe'nin o golü bulacağının sinyali devamlı geliyordu.
Fenerbahçe'nin en sevdiği şeye, yani pas yapmasına izin verilince işi zor oluyor rakibin.
Ama golü yedikten sonra Beşiktaş orta sahası hareketlendi.
NİANG KENDİNİ BULDU
Fernandes nihayet oyunun içine girmeye başladı.
Buna rağmen pozisyondan çok baskı ürettiler. Rakip ceza alanında fazlalaşınca Kuyt kendi kalesine gol attı. Niang'ın giderek kendi gerçek görüntüsüne yaklaştığını söyleyelim.
İkinci yarının başında Fenerbahçe, Gökhan Süzen'i daha fazla rahatsız etmeye başladı.
Ama yine golü atan hem de Ziegler'in kanadından gelerek atan Beşiktaş oldu. Ne var ki Beşiktaş'ın galibiyet tutamama hastalığı ve Kuyt'ın sağdan harika ortası birleşince Sow eşitliği buldu.
Fenerbahçe son bölümde 4-4-2'ye dönerken Beşiktaş daha etkin göründü.
Ancak Oğuzhan'ın girişi de bu etkinliğin pozisyona dönüşmesine neden olamadı.
F.Bahçe'nin şuursuzca, saldırması Antalya maçından sonra
bir başka felakete imza attı.