Bir Galatasaraylı olmama rağmen, Fenerbahçe'nin yeni başkanı Ali Koç'un, hem çevresinden, hem de medyadan gelen bütün baskılara rağmen Aykut Kocaman'ı yollamakla ne harika bir iş yaptığını her geçen gün biraz daha görüyorum. Teşekkürler Başkan.. Ben futbol seyircisiyim, ekran başına sporun güzelliklerini izlemek için oturuyorum çünkü...
Aykut Kocaman gibi, elinde kombinesi, evi stada yürüyüş mesafesindeki Fener seyircisini bile kaçırtan futbol oynatan adamı kovarak ne iyi yapmışsın. Kocaman "Fransa da bizim oynadığımız futbolu oynuyordu" demiş.. Pes!. İnsanda utanma sıkılma olur..
"Hele gol yemeyelim.. Nasılsa bir gol atarız" taktiği benim değil, Aykut'un kendi lafı.. Uygulama şekli.. "Anti futbol oynayacaksın. Hedefin rakibi oynatmamak olacak. Bu arada bir gol atarsan ne ala!." Bu kafa, sahaya ve ekran başına seyirci getirir mi?. Bu oyunu kümede kalma savaşı veren bir küçük takım hadi oynar.
Ama milyonların sevgilisi olan, milyarla liralık takım kuran Fenerbahçe oynar mı?. ..Ve de Kocaman ağızlı, ama minnacık kafalı adam.. Senin oynattığın futbolla Fransa'nınki nasıl ayni olur?. Fransa elindeki kadronun ona sağladığı imkânlar içinde aslında harika bir hücum futbolu oynadı.
Hücum futbolu takıma üç santrfor koyup, rakip sahaya 9 kişiyle doluşmak ve rakibin işini kolaylaştırmak değildir. Hücum futbolu tekrar ediyorum, eldeki futbolcularla gole en kolay ulaşmanın yolunu bulmaktır. Deschamps onu buldu işte..
Elinde Mbappe ve Griezmann gibi fevkalade hızlı ve birebirde fevkalade etkili, kolay adam geçen iki adam vardı. Bu yüzden oyunu kendi yarı sahasında kabul edip, bu iki adamı göreceli olarak boş rakip sahada hızlı hücuma çıkardı ve kolay pozisyon ve gol buldu.
