kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Güvenlik krizi tadımızı kaçırdı
Çocuğuma ne yedirsem?

Güvenlik krizi tadımızı kaçırdı

Tüketici yediği üründeki katkı maddesini, hormonu, hijyeni sormaya başlayınca ürünlerin etiketleri de değişmeye başladı.

Gıda sanayinde son 20 yılda büyük yatırımlar ve çoğunlukla yabancılarla şirket birleşmeleri gerçekleşirken, ürünlerde kalite konusu ve tüketici tercihleri ön plana çıktı. AB süreciyle birlikte gıda güvenliği, gıda hijyeni, katkı maddeleri konuşulmaya başlanınca, tüketici de fiyat öncelikli olmaktan çıktı. Özellikle orta ve üst gelir düzeyi yediği her şeyin içeriğini, kullanılan katkıları, hormonu, tarım ilacını sorgulamaya başladı. İşte tam da bu sürece paralel olarak organik tarım önem kazandı. Bu alandaki başıbozukluğun önlenmesi yolundaki ilk adım organik tarımla ilgili yönetmelik oldu. Tarım Bakanlığı organik tarımla ilgili teşvik çalışmalarına başlarken özel sektörde bu konuda pek çok yatırım start aldı. Büyük marketlerin bazı rafları organik ürünlere ayrıldı. Gıdada içerik ve hijyen önem kazanınca ambalajın da önemi arttı. Bu alanda, yeterli olmamakla birlikte, önemli gelişmeler kaydedildi. Üreticiler bilgi ve teknoloji alanına ilgi duymaya başladılar. İthalat yoluyla güncel teknolojiyle tanışıldı, ancak yerli makine ve ekipman üreticileri bu teknolojileri henüz özümseyemediler.

KAYITDIŞI ENGELİ
Türkiye'de gıda denetiminde gerekli yasal düzenlemeler yapılmasına rağmen etkin bir gıda denetimi henüz gerçekleşemedi. Denetimde etkinliğin sağlanamamasının en büyük nedeni de sektördeki kayıtdışılığın çok yüksek oranlara varması. Türkiye'de 27 bin gıda sanayisi işletmesinin 10 bini denetlenemiyor. Çünkü bunlardan sadece 17 bini Tarım Bakanlığı'nın gıda siciline kayıtlı. İşte bu yüzden 2000'li yıllar, Türkiye'nin AB sürecine girmesiyle birlikte güvenli gıda tüketiminin en çok sorgulandığı yıllar oldu. Yıllarca Kanun Hükmünde Kararname ile düzenlenip yönetilen gıda sektörü, 2004 yılında nihayet yasasına kavuştu. Gıda Yasası ile gıda üreten işyerlerinin sorumlulukları tanımlandı ve insan sağlığının korunması amacıyla yaptırımların caydırıcılığı arttırıldı. Yasa ayrıca AB gıda mevzuatı ile uyum ve gıda ile ilgili kararlarda şeffaflık ve katılımcılığın sağlanması amaçlandı. Gıdaların üretimi, tüketimi ve denetlenmesine dair yürürlüğe giren 5179 no'lu kanun, tarladan sofraya gıda güvenliğini sağlamak amacıyla oluşturulmuştu. Bu kapsamda da ürünlerin işleme, koruma, depolama, pazarlamasının hijyenik şartlara uygun olarak yapılmasını sağlayarak, üretici ve tüketici çıkarıyla halk sağlığını korumak amacıyla 27 Mayıs 2004 tarihinde çıkarıldı. Ancak kanun, uygulamada pekçok aksaklığa neden oldu.

SEBZE-MEYVE SEKTÖRÜ
AB ülkelerindeki büyük perakendeci kuruluşlar ithal edilen tarımsal ürünlerdeki aranan minimum standartları yeni bir düzenleme yaparak belirlediler. 2004 yılında uygulamaya giren Eurepgap protokolü, Türk yaş sebze ve meyve üreticileriyle ihracatçılarını da doğrudan etkiledi. Bir yandan AB süreci, diğer yandan ihraç pazarlarımızın tehlikeye girmesi üzerine Tarım Bakanlığı, 2004 yılında bir proje başlattı. Organik tarım konusunda üretici, bürokrat ve ihracatçı gibi taraflar bir araya gelerek 6 kez Türkiye'nin farklı illerinde buluştu. Bu toplantıların amacı, AB'den finansman desteği alarak Türkiye'de organik tarımı geliştirmekti.Uygulanması için bir yıl içinde ilgili yönetmeliklerin çıkarılması gereken Gıda Yasası ile ilgili ilk yönetmelik, hazır kıyma satışına getirilen engellemeyi içeriyordu. Bu yönetmelikle açık kıyma satışı yasaklanırken, ambalajlı ve etiketli kıymanın satışına izin verildi. Gıda Yasası ile ilgili yönetmeliklerden biri de 30 Mart 2005 tarihinde yayımlandı. Bu yönetmelikte pazar yerleri, cadde ve sokaklarda yaş meyve ve sebze hariç her türlü gıdanın açıkta satışı yasaklandı. 30 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe girecek madde ile açıkta bakliyat, bulgur ve pirinç satışı da yasaklandı.

1 2 3 4 5
 
DİĞER HABERLERİ
 Bakkal amcadan hipermarkete
 2005'te iki büyük evlilik!
 Gıda harcaması 2.7 kat arttı
 Rekabet sarhoş etti
 Zorlandık ama inancımızı yitirmedik
 Yavaşlamak düşmek demektir
 Organizenin payı halâ çok düşük
 50 yıldır buradayız, en hızlı büyüyenler arasındayız
 Türkiye'nin koşulları yordu, ama artık rahatız
 AB'ye hazırız, artık ihracata yükleneceğiz
 Kahve tiryakisi oldular
 Gıda denetimi için yeterli eleman yok
 60 yaşımızı tamamladık ama hâlâ genç bir grubuz
 Gıda mühendislerinin iş sorunu olmayacak
 Kiler her şehirde olacak
 Artık teknoloji emrimizde
 Bisküvi ve çikolatayla başladık 100 ülkeye ihracat yapıyoruz
 Ambalajlı ürün payı arttı gıdada ürünler çeşitlendi
 Bir alışveriş merkezi yılda 18 bin ziyaretçi ağırlıyor
 Küçüğüm, onun için ucuzum
 Alkollü içeceklerde önce evrim, sonra devrim oldu
 Çayda radyasyon, gıdada hormonu tartıştık
 Pasta büyüdü devler gıdaya yöneldi
 Tüketici yine kazanacak
 Hem gıdada hem perakendede büyüdü
 Onlar hastalandı, biz korktuk
 Yeni kategorilerle atağa kalktı
 Sadece üretmek yetmez, pazarı büyütmek gerek
 Ülker Holding
 Kooperatif döneminden modern mağazacılığa geçtik
 3.9 trilyon $'lık sektörde Türkiye'nin önemi artıyor
 AB, sofralarımızı değiştirecek
 Tansaş 20, Gima 49'unda devlerle evlendi
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu