Maria Kirkland, kilo verme yöntemine güvenmeye başlayan 37 yaşında bir Norveçli kadın. İki yıl içinde yaklaşık 72 kilogram veren Kirkeland, bu süreçte bir kez bile aç hissetmediğini ve bunu iki temel taktiğe borçlu olduğunu belirtiyor. İşte o ayrıntı…
2022 yılında, Kirkeland'ın onlarca yıl süren aşırı yeme ve kısıtlama döngüsü, onu her zamankinden daha kilolu hale getirmişti.
"Çok fazla abur cubur, dondurma, çikolata ve yüksek kalorili yiyecekler yerdim ve ardından kendimden nefret ederdim," dedi Kirkeland bu hafta Business Insider'a verdiği röportajda. "Sonra diyete girmeye karar verirdim. 'Bir daha asla dondurma yemeyeceğim. Bir daha asla çikolata yemeyeceğim. Kilo vereceğim' derdim. Ama bu birkaç gün sürerdi ve sonra pes ederdim."
Çocukluğundan beri kilosu nedeniyle zorbalığa maruz kalan Kirkeland, yiyecekleri bir tür duygusal destek olarak görüyordu. COVID-19 pandemisi de alışkanlıklarını ve duygularını daha da yoğunlaştırmıştı.
"Gerçekten kendimi kaybettim. Çok depresyona girdim," diye açıkladı. "Çok izole oldum ve bunun beni yiyeceklerle kötü bir ilişki kurmaya, kötü beslenmeye ve gerçekten evden çıkmamaya yönlendirdiğini düşünüyorum."
Kirkeland, kilo verme yaklaşımını değiştirmeye karar verdi; aç kalma ve aşırı yeme modelini bırakarak iki önemli tekniği uygulamaya koydu: kalori sayma ve protein alımına odaklanma ile güç antrenmanları.
TikTok dünyasına derinlemesine bir dalış yapan Kirkeland, burada perspektifini değiştiren bir şeyler öğrendi. Platformdaki kilo verme koçlarından, kilo vermek için kalori açığına ihtiyaç duyduğunu öğrendi; yani tükettiğiniz kaloriden daha fazlasını harcamanız gerekiyor.
Aşırı ve kısıtlayıcı davranış geçmişi olan biri olarak, Kirkeland başlangıçta kalori sayma konusunda endişeliydi.
"Eski zihniyetime geri dönmekten çok korkuyordum," diye itiraf etti Business Insider'a.
Ancak, sonunda kalori saymayı sağlıksız bir takıntı yerine bilgilendirici bir araç olarak kullanmayı başardı.
"Daha önce kilo vermeye çalıştığımda, daha çok tahmin üzerine hareket ediyordum ve bunun beni yeterince yememeye yönlendirdiğini düşünüyorum, bu da sonrasında çok aç kaldığım için pes etmeme neden oluyordu," dedi.
Kalori sayarken Kirkeland, tatil ve seyahatlerde ara vererek sert bir tutum takınmadı. Belki de daha önemlisi, diyetinden hiçbir şeyi tamamen çıkarmadı, bu sayede tatlı isteğini ölçülü bir şekilde karşılayabildi.
Gıda seçimleri zamanla işlenmiş gıdalardan, bütün ve sağlıklı gıdalara ve proteine kaydı.
Fitness koçu Jenna Rizzo da yakın zamanda sağlıklı kilo vermeyi desteklemek için kalori açığında kalmanın ve yeterli protein alımının önemini yineledi: "Kilo vermek için kalori açığında olmalısınız ve kaybettiğiniz kilonun kas değil yağ olduğundan emin olmak için yeterli protein alımı yapmalısınız."
Son fitness yolculuğuna başlamadan önce Kirkeland, öncelikle kardiyo egzersizlerine odaklanıyordu. Kas geliştirmek için güç antrenmanı programına başlamaya karar verdi ve bu yeni gelişen kaslarının antrenman sonrası büyümesi ve toparlanması için protein alımını artırdı.
Bu iki temel teknik sayesinde Kirkeland, kilo verme sürecini sürdürülebilir ve sağlıklı bir hale getirdi. Kendi vücudunu daha iyi tanıdı ve yiyeceklerle olan ilişkisini yeniden yapılandırdı. Bugün, sadece kilo vermiş bir kadın değil, aynı zamanda bedenini ve zihnini güçlendirmiş biri olarak karşımıza çıkıyor. Kirkeland'ın hikayesi, kilo vermek isteyen birçok kişi için ilham verici bir örnek teşkil ediyor.
