Mark Slaughter, toplamda 38 kilo verdi ve bu kiloyu bir daha geri alacağını düşünmüyor. Bu başarısını, beslenme ve egzersiz alışkanlıklarını kalıcı olarak değiştirmesine bağlıyor. Kilo verme sürecinde yavaş ama istikrarlı bir yol izledi ve genellikle ayda yaklaşık 1,5 kilo kaybetti. Şu an kendini hem fiziksel hem de zihinsel olarak harika hissediyor.
Ergenlik ve genç yetişkinlik yıllarında oldukça zayıf olan Mark, basketbol oynamaktan büyük keyif aldığını ve neredeyse her gün bu sporu yaptığını söylüyor.
KİLO ALMAYA BÖYLE BAŞLADI
191 cm boyundayken kendisini "zayıf ancak güçlü" olarak tanımlıyordu. Ancak yaşlandıkça ve evlilikle birlikte hayat tarzı değiştikçe, sağlığına olan özeni azaldı. 40'lı yaşlarının başında egzersiz yapmayı tamamen bıraktı ve geceleri çalışan bir restoran garsonu olarak işe başladı. Çalışma saatleri genellikle 16:00 ile 00:00 arasında olduğu için gün içinde büyük öğünler yiyor, gece vardiyasından eve döndüğünde ise tortilla cipsi ve salsa tüketiyordu.
Beslenme düzeni de oldukça dengesizdi. Sağlıklı yemeklerin yanı sıra hamburger ve pizza gibi daha işlenmiş gıdaları da tüketiyordu ve yemek seçimlerinde herhangi bir ayrım yapmıyordu.
FOTOĞRAFLARDA KENDİSİNİ ZAYIF GÖSTERMEYE ÇALIŞIYORDU
Fotoğraflarda genellikle kendisini daha küçük gösterecek açılar bulmaya çalışıyordu. Ancak, eşi ve üç oğulları için sebzelerle hazırladığı sağlıklı yemeklerden Mark da bol bol yerdi ve genelde bir tabakla yetinmezdi. İkinci, hatta üçüncü porsiyonu alırdı.
Kendini her gün tıka basa doyurduğunu fark etti. Bu aşırı tüketim, yemekten sonra kendisini kötü hissetmesine neden oldu.
DÖNÜM NOKTASI BU OLDU
Dönüm noktası yaklaşık iki yıl önce geldi. Bir fotoğrafını gördüğünde her şey değişti. Yanındaki kişi iri yapılı biri olmasına rağmen, fotoğrafta Mark ondan çok daha büyük göründüğünü fark etti. Genelde kendisini olduğundan daha küçük gösterecek şekilde fotoğraflarda poz verirdi, ancak bu kez bedenini gizlemesi mümkün olmamıştı.
Bu gerçekle yüzleştikten kısa bir süre sonra tartıldı ve 139 kilo olduğunu gördü. O an bir şeyleri değiştirmesi gerektiğini anladı. Birkaç gün içinde spor salonuna kaydoldu ve kardiyo ile ağırlık antrenmanlarına başladı. Bugün bile haftada üç veya dört kez spor salonuna gidiyor.
BESLENMESİNİ DE DEĞİŞTİRDİ
Diyetine de köklü değişiklikler yaptı. Öncelikle, kendisini her öğünde tamamen doymak zorunda hissetmemeye ve yemek yerken yavaşlamaya alıştırdı. Bu yaklaşım sayesinde artık vücudunun "artık yeter" dediği sinyalleri fark edebiliyor. Ayrıca kendine hoşgörü göstermeyi de öğrendi. Eğer kilosu biraz dalgalanırsa, bu durumu büyük bir sorun haline getirmiyor.
HİÇBİR YİYECEĞİ KENDİSİNE YASAKLAMADI
Mark, hiçbir yiyeceği kendisine tamamen yasaklamadığını, ancak porsiyonlarını önemli ölçüde küçülttüğünü belirtiyor. Tüm hafta boyunca katı bir diyet yapıp hafta sonu kendini büyük bir öğünle ödüllendirme fikrini yanlış buluyor. Bunun yerine, ölçülülük ve tutarlılık ilkesine inanıyor.
ARALIKLI ORUÇ UYGULUYOR
Ayrıca aralıklı oruç uygulaması da onun için işe yaradı. Şu anda bir lise öğretmeni olarak sabahları erken saatlerde çalışıyor ve öğle yemeği saatinin 11:00 olduğunu söylüyor. O saatin öncesinde veya akşam 19:00'dan sonra nadiren bir şeyler yiyor.
Başlangıçta daha hızlı kilo verse de, süreç yavaşlayarak ayda yaklaşık 1,5 kilo kaybetmeye başladı. Bu yavaş ancak sürdürülebilir değişim, ona verdiği kiloları geri almama avantajı sağladı. Şu anda 100 kilonun biraz üzerinde.
Mark, 56 bedenden 44 bedene geçtiğini ve artık 3X tişört giymediğini gururla belirtiyor. Gün içinde hareket etmek artık onun için çok daha kolay hale geldi. Bacaklarını daha rahat şekilde çapraz bağlayabiliyor, uçak koltuklarına rahatça sığabiliyor, merdivenleri koşarak çıkabiliyor ve uyku düzeninin ciddi şekilde düzeldiğini fark etti. Artık kesintisiz olarak 7,5 saat uyuyabiliyor.