Probiyotikler, fermente gıdalar veya takviyeler yoluyla tüketilebilen canlı mikroorganizmalardır. Gittikçe daha fazla araştırma, sindirim sisteminizdeki bakterilerin dengesinin veya dengesizliğinin genel sağlık ve hastalıkla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Probiyotikler, bağırsak bakterilerinin sağlıklı bir dengesini destekler ve çok çeşitli sağlık yararları ile genel sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Kilo kaybı, sindirim sağlığı, bağışıklık fonksiyonu ve daha farklı etkileri ile eşsiz bir destekleyicidir.
Eksikliği durumunda birçok hastalıkla mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. İşte o etkiler ve eksikliğinde ortaya çıkabilecek sorunlar…
PROBİYOTİKLER SİNDİRİM SİSTEMİNİZDEKİ DOST BAKTERİLERİ DENGELEMEYE YARDIMCI OLUR
Probiyotikler "iyi" bakterileri içerir. Bunlar tüketildiğinde sağlık yararları sağlayabilen canlı mikroorganizmalardır.
Sonuç olarak, sindirim sorunları, alerjiler, zihinsel sağlık sorunları, obezite ve daha fazla problemle mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz.
PROBİYOTİKLER İSHALİN ÖNLENMESİNE VE TEDAVİSİNE YARDIMCI OLABİLİR
Probiyotikler, ishali önleme veya şiddetini azaltma yetenekleriyle yaygın olarak bilinir. İshal, antibiyotik almanın yaygın bir yan etkisidir.
Antibiyotiklerin bağırsaktaki iyi ve kötü bakteri dengesini olumsuz etkileyebilmesi nedeniyle oluşur.
Yapılan 35 farklı çalışmanın incelenmesi sonucunda belirli probiyotik suşlarının bulaşıcı ishal süresini 25 saate kadar azaltabildiğini tespit etti.
Yapılan bu çalışmalarda probiyotiklerin, bulaşıcı ishal riskini %8 oranında azalttığı verisi de elde edildi.
Ayrıca, bazı probiyotiklerin vücutta doğal antikorların üretimini teşvik ettiği gösterilmiştir. Bir diğer veride ise IgA üreten hücreler, T lenfositler ve doğal öldürücü hücreler gibi bağışıklık hücrelerini de güçlendirebildiği görülmüştür.
Geniş bir alanda yapılan incelemeler sonucunda, probiyotik almanın solunum yolu enfeksiyonları olasılığını ve süresini azalttığı tespit edildi.
570'den fazla çocuğu içeren başka bir çalışma, Lactobacillus GG almanın solunum yolu enfeksiyonlarının sıklığını ve şiddetini %17 oranında azalttığını buldu.